Haberler

TUSAŞ’dan Erciyes Üniversitesi'ne ziyaret

Yapılan toplantıya; TUSAŞ Genel Müdür Yardımcısı Selman Nas’ın yanı sıra, ERU Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Hakan Poyrazoğlu, Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nafiz Kahraman, Araştırma Dekanı Prof. Dr. Gökmen Harmless, TUSAŞ Üniversitesi İşbirlikleri Müdürü Süleyman Demir, Haberleşme Uyduları Program Müdürü Muhammed Mustafa Zor, Yazılım Mühendisliği Müdürü Akın Yılmaz, Uydu Yer Sistemleri Müdürü Ergün Topaloğlu, Erciyes Teknopark Genel Müdürü Serhat Dalkılıç ve akademisyenler katıldı. Toplantının açılışında konuşan Erciyes Teknopark Genel Müdürü Serhat Dalkılıç, Teknopark’ta yürütülen araştırma faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Dalkılıç’ın ardından TUSAŞ Üniversitesi İşbirliği Müdürü Süleyman Demir, akademik Ar-Ge programları hakkında bilgi verdi ve Sanayi odaklı lisans mezuniyet projeleri programı hakkında sunum yaptı. Toplantının ardından Müdür Yardımcısı Dr. Selman Nas, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Hakan Poyrazoğlu ve beraberindeki heyet, Erciyes Teknopark ve Batterysan firmasında faaliyet gösteren TAI’nin çalışma ofisini ziyaret ederek yetkililerden bilgi aldı. Genel Müdür Yardımcısı Nas ve beraberindekiler, ERU’ya ikinci ziyaretini, ERU Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun’a yaptılar. Rektörlük ziyaretinde Rektör Prof. Dr. Altun ve Genel Müdür Yardımcısı Dr. Nas, devam eden işbirlikleri hakkında görüş alışverişinde bulundu. Ziyaretin sonunda Rektör Prof. Dr. Altun’a, Genel Müdür Yardımcısı Dr. Nas’a ziyaretin anısına hediye takdim edildi. Ziyaretin ardından Rektör Prof. Dr. Altun, Genel Müdür Yardımcısı Dr. Nas ve beraberindekiler, ERU Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi, Astronomi ve Uzay Bilimleri Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi, Vecihi Hürkuş Hangarı, Bilimsel Araştırma ve Uygulama Binası ve Ar-Ge Parkı’nı gezdi. Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi bünyesinde bulunan TAI Laboratuvarı, yürütülen çalışmalar hakkında merkez yöneticilerinden bilgi aldı.   Kaynak : Basın Bülteni  

Biyoteknolog ne iş yapar?

Biyoteknologların işleri oldukça çeşitlidir ve aşağıdaki başlıklar, bu mesleğin temel görevlerini kapsar: 1. Genetik Araştırma ve Mühendislik: Biyoteknologlar, DNA, RNA ve proteinler gibi biyolojik moleküller üzerinde çalışarak genetik mühendislik projeleri yürütürler. Genetik mühendislik, bitki ve hayvanlarda genetik değişiklikler yaparak yeni özellikler eklemeyi veya istenmeyen özellikleri çıkarmayı içerebilir. 2.Fermantasyon ve Biyoprosesler: Gıda, ilaç, biyoyakıt ve kimyasal ürünler gibi birçok endüstriyel ürünün üretimi için mikroorganizmaları kullanarak fermantasyon ve biyoprosesler geliştirir ve yönetirler. 3. Genetik Tanı ve Testler: Genetik materyali analiz ederek hastalıkları teşhis etmek ve genetik bilgiyi kullanarak kişiselleştirilmiş tıp yaklaşımları geliştirmek için genetik testler ve tanılar yaparlar. 4. İlaç Geliştirme: İlaç şirketlerinde çalışarak yeni ilaçların keşfi, geliştirilmesi ve test edilmesi aşamalarında yer alırlar. Bu süreçte hücresel ve moleküler düzeyde çalışmalar yaparlar. 5. Biyoinformatik: Biyoteknologlar, büyük biyolojik veri setlerini analiz eder ve bu verilerden anlamlı bilgiler çıkarmak için bilgisayar tabanlı analiz araçlarını kullanırlar. 6. Bitki Biyoteknolojisi: Bitki ıslahı ve genetik mühendislik alanında çalışarak bitkilerin verimliliğini artırır, hastalıklara dayanıklılığını artırır ve besin değerlerini geliştirirler. 7. Çevre Biyoteknolojisi: Çevre kirliliğini kontrol etmek ve biyolojik olarak parçalanabilir atıkları yönetmek için biyoteknoloji uygularlar. 8. Deneysel Araştırma: Laboratuvarlarda deneyler yaparak yeni bilimsel bilgileri keşfederler. Bu çalışmalar, hastalık mekanizmalarının anlaşılması, yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ve temel bilim araştırmalarını içerebilir. 9. Kalite Kontrol ve Güvence: Biyoteknologlar, ürünlerin ve süreçlerin kalite kontrolünü ve güvencesini sağlarlar. Ürünlerin güvenli ve etkili olduğunu doğrulamak için testler yaparlar. 10.  Eğitim ve Danışmanlık: Üniversitelerde veya araştırma kuruluşlarında eğitim verirler veya biyoteknoloji alanında şirketlere danışmanlık yaparlar. Biyoteknologlar, biyoloji ve teknolojiyi birleştirerek sağlık, çevre, gıda üretimi ve daha birçok alanda önemli katkılarda bulunurlar. Bu meslek dalı, bilimsel araştırmalardan endüstriyel uygulamalara kadar geniş bir yelpazede iş fırsatları sunar.   Kaynak : Basın Bülteni

Türk savunma sanayi firmalarından Polonya çıkarması

SSB'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Polonya Devlet Başkanı himayelerinde yılda bir düzenlenen MSPO Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, 5-8 Eylül tarihleri arasında dünyanın çeşitli bölgelerinden ülkelerin savunma sanayii firmaları ve üst düzey resmi delegasyonlarının katılımıyla gerçekleşiyor. Türk savunma sanayi firmalarının ürettiği çeşitli insansız kara ve hava araçları, zırhlı araç platformları, silah sistemleri, elektronik sistemler, simülatörler ve lojistik destek ürünlerinin sergileneceği fuarda, Türk firmalar ile diğer ülkeler arasında işbirliği potansiyelinin geliştirilmesi ve derinleştirilmesi hedefleniyor. Fuar süresince Türk resmi heyeti, ev sahibi ülke yetkilileri ve fuara katılacak diğer ülke heyetleri ile görüşmeler yapacak. Türkiye Milli Pavilyonunda, fuar katılımcılarına Türk savunma sanayi ve ileri teknolojik yetenekleri hakkında bilgiler sunulacak ve işbirliği fırsatları değerlendirilecek. Fuara Türkiye'den 3E Elektro Optik Sistemler San. ve Tic. Ltd. Şti, Aselsan Elektronik Sanayi ve Ticaret AŞ, Baykar Makina Sanayi ve Ticaret AŞ, Canik Samsun Yurt Savunma ve Ticaret AŞ, Kalekalıp Makine ve Kalıp Sanayi AŞ, Koluman Otomotiv Endüstri AŞ, Makel Mekanik Mühendislik AŞ, Makine ve Kimya Endüstrisi AŞ, Repkon Makina, Kalıp Sanayi ve Ticaret AŞ ve Roketsan Roket Sanayi ve Ticaret AŞ firmaları katılıyor.   Kaynak : Basın Bülteni

Çin, çip sektörü İçin 40 milyar dolarlık fon ayırıyor

Yarı iletken endüstrisinin küresel önemi, son yıllarda hiç olmadığı kadar büyük bir odak noktasına gelmiş durumda. Dünyanın iki ekonomik devi, ABD ve Çin, bu sektördeki liderliklerini sürdürme kararlılığıyla hareket ediyor ve geri kalmamak için büyük adımlar atıyor. ABD, Çin’in yarı iletken endüstrisindeki hızlı ilerlemesini frenlemek ve kendi hakimiyetini güçlendirmek amacıyla çeşitli yaptırımlar uygularken, Çin ise kendi endüstrisini canlandırmak için tarihi bir adım atıyor. Çin, 40 milyar dolarlık devasa bir fon oluşturarak yarı iletken sektörüne önemli bir destek sağlamaya hazırlanıyor. Bu fon, Çin Entegre Devre Endüstrisi Yatırım Fonu tarafından başlatılacak ve büyüklük açısından benzerlerini geride bırakacak. Hedeflenen 300 milyar yuan (41 milyar $) büyüklüğü ile 2014 ve 2019 yıllarında oluşturulan fonları önemli ölçüde aşacak. Çin, bu büyük fonun odak noktasını resmi olarak açıklamamış olsa da, bu fonun ana amacının yarı iletken çip üretimi için gerekli ekipmanların geliştirilmesi olduğuna dair bilgiler bulunuyor. ABD yaptırımları nedeniyle Çin’in EUV (Ultraviyole Lityum Lityum Florür) teknolojisine erişimi kısıtlı, bu nedenle kendi ekipmanlarını üretmek zorunda kalıyor. Bu, uzun vadeli, maliyetli ve zorlu bir süreç olsa da, Çin’in bu alanda kendi yeteneklerini geliştirmesi için atılması gereken bir adım olarak görülüyor. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping uzun süredir ülkenin yarı iletken teknolojilerinde kendi kendine yeterliliğe ulaşması gerektiğini vurguluyor. Bu gereklilik, ABD’nin Çin’in gelişmiş çipleri askeri, kuantum bilişim ve yapay zeka alanlarında kullanabileceği endişesiyle ihracat kontrollerini artırdığı bir dönemde daha da acil hale gelmiş durumda. ABD, Ekim ayında Çin’in gelişmiş çip üretim ekipmanlarına erişimini kesen kapsamlı bir yaptırım paketi uygulamış, Japonya ve Hollanda gibi ABD’nin müttefikleri de benzer adımlar atmıştı. Bu tarihi fonun resmi açıklamaları henüz yapılmamış olsa da, bilgilere göre Çin Maliye Bakanlığı, fon için 60 milyar yuan (8.2 milyar $) katkıda bulunmuş durumda. Diğer katkı sağlayan kurumlar ise henüz netlik kazanmış değil. Çin, daha önce de benzer amaçlarla yarı iletken endüstrisine yatırım yapmıştı. Ancak bu seferki büyük fon, Çin’in küresel tedarik zincirinde daha büyük bir rol oynamasına ve teknoloji, yapay zeka ve gelişmiş çipler gibi büyüme alanlarında daha etkin bir şekilde yer almasına yardımcı olabilir.   Kaynak : Basın Bülteni  

Türkiye'nin İlk Uzay Görevinde Mikroalglerle Sürdürülebilir Yaşam

Türkiye'nin ilk insanlı uzay yolculuğu, karbon dönüşümü üzerine bir dizi deneyi de beraberinde getiriyor. Türkiye Uzay Ajansı (TUA) ve TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü, Cumhuriyetin 100. yılında yapılacak bu tarihi görev kapsamında 13 farklı deney gerçekleştirmeyi planlıyor. İlk uzay yolcularımız Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever, "Uzay Görevleri İçin Mikroalgal Yaşam Destek Üniteleri" projesi üzerine de çalışacak. Projenin Hedefi ve Yürütücüleri Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Doktor Öğretim Üyesi Berat Haznedaroğlu'nun liderliğinde, Türkiye'nin farklı üniversitelerinden 8 bilim insanı projede yer alıyor. Projenin temel amacı Mikroalg türlerinin karbondioksiti oksijene dönüştürme kapasitelerini ve metabolik değişikliklerini incelemek. Deneyin Aşamaları ve Süreci Deney kapsamında seçilen 5 ayrı mikroalg türü, 14 gün süreyle uzay istasyonunda incelenecek. Berat Haznedaroğlu,konuya ilişkin "Karbondioksiti oksijene dönüştürme performanslarını sensörler vasıtasıyla inceleyeceğiz. Aynı zamanda yerçekimsiz ortamda mikroalglerin metabolik değişikliklerinin moleküler analizlerini yapacağız" ifadelerini kullandı. Uzun Vadeli Hedefler ve Uygulamalar Proje, gelecekteki uzay görevlerinde sürdürülebilir yaşam destek sistemleri geliştirmeyi amaçlıyor. 20 cm³'lük deneysel küp, yörüngeye gönderilecek ve deneyin iç tasarımı için hazırlıklar tamamlanmış durumda. Haznedaroğlu, uzay görevinin sonunda, örneklerin Türkiye'ye getirileceğini ve farklı biyoteknolojik uygulamalar için kullanılacağını ifade etti. Kaynak : Basın Bülteni

Hedefimiz İlaçta Dışa Bağımlılığı Azaltmak

Bu yıl sektördeki 84’üncü yaşını kutlayan Atabay İlaç ve Kimya yerli ilaç üretimini ileriye taşıma, ilaçta dışa bağımlılığı azaltma hedefiyle faaliyetlerine devam ediyor. İlaç etkin maddesi ve ilaç üreticilerinden Atabay İlaç ve Kimya, bu yıl 84’üncü yaşını kutluyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı Zeynep Atabay, teknolojik know-how geliştirerek etkin madde üretim başarılarını birçok alana yaymak istediklerini söyledi. Zeynep Atabay, yüzde 100 yerli ilaç geliştirmeyi hedeflediklerini vurgulayarak “İnsan sağlığını ve tabiatın korunmasını temel alan, halkın ihtiyacı olanı ekonomik bir şekilde üreten ve bu ilaçları geliştiren; bu işi bir vatani görev olarak üstlenmiş üçüncü nesil aile şirketiyiz. Bilim, tecrübe ve işbirliklerine inanarak yakın coğrafyasında etki oluşturan sentez, biyoteknoloji ve müstahzar ürün geliştirmeye devam ediyoruz” dedi. “TABİATA YÜKÜMÜZÜ AZALTMAK ÜZERE ENDÜSTRİYEL SİMBİYOZ PROJELERİNE ÖNEM VERİYORUZ” Yerli ilaç etkin maddesi üretim kapasitesini arttırmak üzere Teknoloji Odaklı Sanayi Hamle Programı’na başvuran Atabay her yıl kârını üretim tesisi, ürün geliştirme ve Ar-Ge için ayırıyor. Zeynep Atabay, şirketin önümüzdeki dönem için hedefleri konusunda; “Önümüzdeki dönemde ihracata daha fazla ağırlık vereceğiz. Yerli üretimde önde giden birkaç şirketten biriyiz. Geleneksel Bitkisel Tıbbı Ürün (GBTÜ), yani bitkisel ilaçları çok önemli görüyoruz. Ülkemizde yetişen bitkilerden, iyi tarım uygulamaları (GAP) kullanılarak endüstriyel tarım ile yetiştirilmiş bitkilerden yüzde 100 yerli ilacımızı geliştirmeyi planlıyoruz. Ayrıca, tesislerimiz için sıfır atık hedefimiz var. Tabiata yükümüzü azaltmak üzere endüstriyel simbiyoz projelerine önem veriyoruz. Çevre dostu çalışmalarımız devam edecek” ifadelerini kullandı. Şirket, Turkish Time ‘AR-GE 250’ listesine 2020 senesinde pandemide en çok ilaç ve aşı geliştirme yatırımı yapan şirketlerden biri olarak Türkiye genelinde 75. sıradan giriş yaptı. İlaç şirketleri arasında Ar-Ge’ye en çok yatırım yapan ilk 10 şirket arasında yer alan Atabay Kimya, sonraki senelerde de ilk 100 şirket arasında pozisyonunu korudu. Kaynak : Basın Bülteni  

Ticari Binalarda Hava Filtrasyonunu Gerekli Kılan 6 Avantaj

ULPATEK markası, ilaç - sağlık - tekstil ve gıda sektörlerinde 40 yılı aşan tesis tecrübesi ve varlığıyla, temiz hava ve filtre konularındaki bilgi ve deneyimleri ışığında en basit havalandırma sistemlerinden temizodalara kadar bütün iklimlendirme sistemlerinin filtre ihtiyaçlarına karşılık verebilecek uluslararası standartlara uygun, en yüksek kalitede Kaba, Orta, Hassas, EPA, HEPA ve ULPA filtrelerden kapsamlı filtrasyon çözümleri sunarken ticari bina ve üretim tesislerine yönelik özel uygulamalar yaratır. TİCARİ BİNALARDA HAVA FİLTRASYONUNU GEREKLİ KILAN 6 AVANTAJ Hava Kalitesinin İyileştirilmesi: Binaların içinde toz, polen, bakteri, virüs, mantar sporları ve diğer havadaki partiküller bulunabilir. Bu partiküllerin etkili bir şekilde filtrelenmesi, binada çalışan veya ziyaret eden kişiler için daha temiz ve sağlıklı bir hava ortamı sağlar. Sağlık ve Konfor: Özellikle son yıllarda, hava yoluyla bulaşan hastalıkların önlenmesi büyük önem taşımaktadır. Etkili hava filtrasyon sistemleri, potansiyel olarak zararlı mikroorganizmaların ve virüslerin yayılmasını sınırlayabilir. Enerji Tasarrufu: Kaliteli hava filtreleri HVAC (Isıtma, Havalandırma ve Klima) sistemlerinin daha verimli çalışmasına yardımcı olabilir. Daha temiz bir sistem, enerji kullanımını azaltarak tasarruf sağlar. Ekipman Ömrünün Uzatılması: Etkili bir hava filtrasyonu, HVAC sistemlerindeki ekipmanın daha uzun ömürlü olmasına yardımcı olabilir. Kir ve tozun ekipmana zarar vermesini önler. Koku Kontrolü: Belirli filtrasyon sistemleri, rahatsız edici kokuları ve gazları azaltabilir, böylece iç mekandaki hava daha hoş olur. Verimlilik Artışı: İyi bir hava kalitesi, çalışanların konsantrasyonunu, verimliliğini ve genel çalışma performansını artırabilir. Kaynak : Basın Bülteni    

Berko İlaç, Avrupa GMP Onayı Aldı

Türkiye ilaç pazarında güçlü bir marka olan, “Sağlıklı Yarınlara” ulaşmada öncü Berko İlaç, dünya markası olma yolunda önemli bir adım daha atarak EU GMP (İyi İmalat Uygulamaları) Sertifikası aldı ve böylelikle yüksek kaliteli üretim standardıyla global pazarlarda daha etkili hale gelme yönünde önemli bir aşama kaydetti. Önümüzdeki sene 40. yılına girecek olan Berko İlaç, EU GMP Belgesi ile 40. yaşına güçlenerek giriyor. Bulgaristan İlaç Otoritesine (BDA) başvuruda bulunan ve İstanbul Sultanbeyli’de yer alan üretim tesislerindeki denetim süreçlerini başarılı bir şekilde tamamlayan Berko İlaç, Avrupa GMP Sertifikasını aldı. 23 ülkeye ihracat yapan Berko İlaç’ın EU-GMP belgesi alması Avrupa Birliği ülkeleri ile ticaret imkânı sağlamasının yanı sıra diğer tüm regüle pazarlara giriş için referans değeri taşıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde ilaç ruhsatlandırılması ve ilaç ihracatı gerçekleştirmek amacıyla başvuruda bulunduğu EU GMP Belgesi ile Berko İlaç, ihracat hacmini artırırken aynı zamanda global pazarda prestij ve fiyat avantajı sağlayacak. Orijinal ürün formülasyonları ve şekilleri ile yüksek kalitede üretim yapan Berko İlaç, artık EU GMP belgesi ile daha fazla ülkeye ihracat yapabilecek. Berko İlaç Ar-Ge Merkezi ise ileri teknolojik ürünlerin araştırılmasına ve yenilikçi ürünlerin geliştirilmesine olanak sağlayan laboratuvarları ve altyapı olanakları ile sadece Türkiye pazarı için değil, Avrupa pazarı için de Ar-Ge faaliyetlerine devam edecek. Berko İlaç Genel Müdürü Ecz. Barış Özyurtlu konuyla ilgili, “Bu denetim süreci ile firmamız, Avrupa Birliği ve diğer regüle pazarlar için jenerik ürün geliştirebilir, ruhsatlandırabilir ve en güncel GMP gereklilikleri ile yüksek seviyede farmasötik kalite standartlarında ürün üretebilir olduğunu bir defa daha ispatlamış oldu. EU-GMP sahibi üretim tesislerimiz ve global pazarda tecrübeli Yurtdışı Ruhsatlandırma ekibimiz ile inovatif yaklaşımı ve yenilikçi vizyonu yansıttığımız ürünlerimizi şimdi de Avrupa Birliği ülkeleriyle buluşturacağız. İhracat kapasitemizin artması ile yerli bir üretici olarak, ülke ekonomisine ilave katkı sağlayacak olmanın gururunu yaşıyoruz. Hem firmamız hem de ülkemiz adına hayırlı olmasını dilerim. Başta Yönetim Kurulu Başkanımız Berat Beran olmak üzere, başvuru ve denetim süreçlerinde emeği geçen tüm firma yöneticilerimize ve çalışanlarımıza teşekkür ederim.” şeklinde açıklama yaptı. 

Türk veteriner hekimlerden bilimsel mama: İnsan gıdası standardında üretim hedefleniyor

Türk veteriner hekimler ‘insan gıdası üretim standartlarına en yakın’ evcil hayvan mamasını piyasaya sürmek için kolları sıvadı. Farklı hastalıklara sahip hayvanlara özel klinik mamaların da üretileceği tesis, Kırklareli Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alıyor. Yerli mama serisi 15 Eylül itibariyle Türkiye’de satışa sunulacak. Avrupa, Rusya ve Amerika pazarına açılmayı hedefleyen yerli mamanın üretim tesisinde saatte 10 ton mama üretilebilecek. Yerli girişim ile evcil hayvan besinlerinin sağlıklı, lezzetli, güvenilir, sürdürülebilir ve izlenebilir bir şekilde üretilebilmesine katkı sağlamak amaçlanıyor. Medikal sahada ilaç, endüstriyel ekipman, veteriner yazılım, cerrahi alet ve ortopedik implant üretimiyle veteriner hekimlere hizmet veren Hasvet A.Ş., bünyesinde oluşturduğu Fi Petfood mama markası, Kırklareli Organize Sanayi Bölgesi’nde lansman yaptı. Gerçekleştirilen lansmanda üretim tesisi ve mama hakkında bilgiler verildi.   Türkiye’de ilk defa veteriner hekimlere ait olan bir şirketin mama üretimi için yola çıktığını ifade eden Hasvet A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı ve Veteriner Hekim Hidayet Şimşek, “Kendi ilaç üretim tesisimizden gelen ve diğer üretim tecrübelerimizden kaynaklanan bilgi birikimimizi mama üretimine aktararak bir fark oluşturmak istiyoruz. Oluşturduğumuz bu farkla her mama tanesinin içerisinde bilimselliği, sağlığı, evcil can dostlarımızın uzun ve konforlu yaşamaları için gerekli olan içeriği sunmak üzere yola çıkmış durumdayız” dedi.  Özel rahatsızlıkları olan kedi ve köpeklerin beslenme yoluyla tedavilerine destek sağlayan veteriner diyet serisi maması da ürettiklerini de ifade eden Şimşek, mamaların 15 Eylül itibarıyle Türkiye’de satışa sunulacağını söyledi. “TESİS ŞU ANDA AVRUPA STANDARTLARININ ÜZERİNDE BİR TEKNOLOJİYLE DONATILMIŞ DURUMDA”  Şimşek, “Bugün burada Hasvet A.Ş.’nin kurmuş olduğu eşsiz ekosistemin son halkası olan Fi Petfood mama üretim tesisinin lansmanındayız. Hasvet A.Ş. bugüne kadar medikal sahada, ilaç, endüstriyel ekipman, veteriner yazılım, cerrahi alet ve ortopedik implant üretiminde veteriner hekimlere hizmet veren bir firmaydı. Bugün itibarıyla da bu oluşturduğumuz ekosistemin son halkası olan Fİ Petfood mama ile evcil can dostlarımız için mama üretim tesisimizin lansmanını yaparak son halkayı tamamlamış oluyoruz. Burada mama üretimindeki ana unsurlar öncelikle mama üretim tesisi, kaliteli formülasyon, mama ham madde içeriği aynı zamanda bunların entegre bir şekilde sahaya sunulmasıdır. Türkiye’de ilk defa veteriner hekimlerden kurulu bir şirket mama üretim tesisi lansmanı yapıyor. Bu lansmanını yaptığımız tesis şu anda Avrupa standartlarının üzerinde bir teknolojiyle donatılmış durumda. İçerdiği makine parkuru, ürünlerle ilgili uluslararası kabul görmüş formülasyonları, kullanılan kaliteli ham madde içerikleriyle artık Türkiye’deki bir pet food markası gelecekte dünyada söz sahibi olmaya hazır hale gelmiş olacaktır. İleride sadece Türkiye’de değil dünyada da satılan, tercih edilen ve evcil hayvanların tükettiği güçlü bir markayı oluşturmak için ilk adımı atmış bulunuyoruz” dedi.  “FARK OLUŞTURMAK İSTİYORUZ”  Türkiye’de ilk defa veteriner hekimlere ait olan bir şirketin mama üretimi için yola çıktığını ifade eden Şimşek, “Bu işi alanında uzman ve bilimsel bir danışman kadro ile çok güçlü teknolojik alt yapıya sahip bir üretim tesisiyle yapıyoruz. Bilimsel kadronun ve bilimsel ihtiyaçların gerekliliği olan kaliteli formülasyonlar ve kaliteli ham madde içerikleriyle bu işi yapmak için yola çıkıyoruz. Bugüne kadar Türkiye’de çok sayıda mama üretildi ve hala üretiliyor. Türkiye artık dünyada ve Avrupa’da mama üretimi konusunda kabul görmüş bir ülke diyebiliriz ancak biz Hasvet olarak bu bayrağı daha ileriye taşımak için kendi ilaç üretim tesisimizden gelen ve diğer üretim tecrübelerimizden kaynaklanan bilgi birikimimizi mama üretimine aktararak bir fark oluşturmak istiyoruz. Oluşturduğumuz bu farkla her mama tanesinin içerisinde bilimselliği, sağlığı, evcil can dostlarımızın uzun ve konforlu yaşamaları için gerekli olan içeriği sunmak üzere yola çıkmış durumdayız” diye konuştu.  “HEM ÜLKEMİZ HEM DE MESLEĞİMİZ İÇİN GURUR VERİCİ BİR DURUM”  Sözlerine devam eden Şimşek, “27 yıl önce Hasvet’in kuruluşuyla başlayan yolculuğumuz, yazılım, cerrahi alet üretimi, ortopedik implant üretimi, Ankara ve Konya’da bulunan ilaç üretim fabrikaları ve endüstriyel ekipman üretimi yapan fabrikaların katılmasıyla güçlenerek devam etti. Artık Hasvet ekosistemi Fi Petfood halkasının da eklenmesiyle bir paket oluşturmuş oldu. Bu paket dünyada eşsiz bir paket. Her firma bu saydığım paket içeriklerinden sadece bir tanesini, maksimumum iki tanesini dünya pazarına sunabilirken şirketimiz güçlü alt yapısı ve güçlü çalışan kadrosuyla bu yapıyı dünyaya taşıyacak ve dünyadaki veteriner hekimlerin ve evcil hayvan sahiplerinin hizmetine sunacak konuma geldi. Bu hem ülkemiz hem de mesleğimiz için gurur verici bir durum. Umarım bu yaptığımız işler ilerleyen zamanlarda ülkemizin ekonomik kalkınmasına, mesleğimizin sürdürülebilirliğine, kalitesinin artışına katkı sağlar. Aynı zamanda da daha çok istihdama, üretime ve ihracata dönüşür. Bunun için umutluyuz, tek ihtiyacımız olan şeyin çok çalışmak olduğunun farkındayız. Daha çok çalışarak daha çok üretmeye devam edeceğiz” dedi. “SAATTE 10 TON MAMA ÜRETİM KAPASİTESİNE SAHİP OLACAK”  Tesisin özelliklerinden bahseden Şimşek, şunları ekledi:  “Fi Petfood olarak insan gıdası üretim standartlarına sahip bir üretim tesisinde hem veteriner diyet seride hem de düzenli seride üretmiş olduğumuz mamaların ve oluşturacağımız markanın dünya ve ülkemizdeki mama sektöründe gelecekte en önemli markalar biri haline geleceğine yürekten inanıyoruz. Türkiye dünyada mama üretim sektöründe artık hatırı sayılır bir konumda. 2023 yılında 100 milyon dolar ciro hedefine sahip bir ülkeyiz. Hasvet’in Fi Petfood markasıyla burada yapacağı üretimlerin ülkenin ihracat hedefinin büyümesine katkı sağlayacağına inanıyoruz. Çünkü tesisimiz sadece Türkiye değil Avrupa standartlarının da üstünde bir makine parkuruna sahip. Tesisimiz taze et girişi, el değmeden paketleme gibi Türkiye’de birçok üretim tesisinde olmayan teknolojik alt yapılara sahip. Güçlü bir laboratuvar alt yapımız var. Laboratuvar alt yapımız gerek üretim sırasında gerek öncesinde yapılan ham madde analizlerinde gerekse üretim sonrasındaki testleri titizlikle yapıyor. Üretim, şirketimizin yabancı olduğu bir konu değil. Şirketimizin ilaç üretimindeki bilgi birikimimizi ve üretim prosesindeki deneyimini mama sektörüne aktararak fark yaratacağını düşünüyoruz. Fi Petfood buradaki tesisimizde saatte 10 ton mama üretim kapasitesine sahip olacak. Bu da ülkedeki en büyük üretim kapasitelerinden biri diyebiliriz. Bu üretim kapasitesinin gerek yurt içinde satışa dönmesi gerek yurt dışında ihracata dönmesi bizim ana hedeflerimizden birisi. Markamız bu saatten sonra artık mama sektörünün ana rengi olacaktır diyebiliriz. Çünkü burada üretmiş olduğumuz veteriner hekim diyet mamaları dünyada da veteriner hekimlerin raflarında yerlerini alacak. Hali hazırda girmiş olduğumuz ülkeler arasında Avrupa’daki ülkeler de var. Rusya ve Amerika ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Oralarda da tesisimizin ürettiği mamaların satılır hale geçeceğini yakın zamanda göreceğiz.”  Kaynak : Basın Bülteni

Anahtar teslimi mühendislik firmaları ile projeyi tek kaynaktan yönetmenin avantajları nelerdir ?

Anahtar teslimi üretim, tek kaynaktan yönetilen bir mühendislik firmasının, projenin üretiminin başından sonuna kadar tüm yönlerini denetlediği bir süreçtir.Tüm proje aşamalarını ele alırlar: ilk tasarım aşamasından başlayarak işleme ve devreye alma aşamasına, ardından kalite güvencesine ve son olarak üretim, paketleme ve üretimin sevkiyat aşamasına kadar geçen uzun prosesin tamamını yöneten bir yapı ile olası  hatalar ve hatalardan kaynaklanan üstlenilemez maliyet açıklarının önüne set çekersiniz. Proje boyunca bölünmeyen iki kaynaklı iletişim ve maliyet tasarrufu da dahil olmak üzere, hem müşteri hem de tedarikçi için birçok faydası vardır. Bu avantajların neler olduğuna birazdan göz atacağız. Düşen Üretim Süreleri Eski bir atasözü olan "vakit nakittir" kesinlikle üretim endüstrisi için geçerlidir. Geciken müşteri siparişleri, kar kayıpları, itibar hasarı anlamına gelir. Genellikle birkaç farklı proje mühendislik firmasının aynı proje üzerinde çalışmaları,  yanlış iletişim ile birlikte düzensizlik ve kapasite farklılığı dolayısıyla uzun üretim tedarik sürelerine neden olur. Diğer tarafta anahtar teslim mühendislik firmaları , proje liderlerinin bu sorunların birçoğunu atlatmasına yardımcı olur. Üretimin tüm aşamaları tek bir nokta altında toplandığından, görevlerin koordinasyonu daha kolaydır ve kolaylaştırılmış iletişim süreçleri gereksiz yanlış anlamaları önler. Ayrıca, anahtar teslimi bir çözümde, üretici ekibinin her bir üyesi, belirtilen tasarım gereksinimlerine göre yüksek kaliteli bir ürün sağlamaya kendini adamıştır. Bu ortak hedef, herkesin elindeki işe odaklanmasını sağlar. Saygın bir anahtar teslimi sağlayıcı, ekiplerinin başarısı için temel teşkil edecek protokolleri her zaman oluşturmuş olacaktır. Proje iş akışına yönelik bu sistematik yaklaşım, verimliliği artıracak ve üretim sürelerinin en aza indirilmesini sağlayacaktır. Bir aksilik olması durumunda, birden çok şirket yerine tek bir mühendislik firmasıyla ortaklık kurmak, projenin yeniden rayına oturmasını kolaylaştırır. Güçlü Üretim ve Tasarım Dinamiği Birden fazla şirket arasında bölünmüş bir proje iş akışında, tasarımcılar ve üreticiler genellikle talep edilen ürünlerin çeşitli özellikleri konusunda anlaşmazlığa düşerler. Ek olarak, ekip üyelerinin sürecin ortasında projede ayarlamalar yapması gerektiğinde, proje liderleri hem tasarım departmanı hem de üretim şirketi arasında koordinasyon sağlamalı ve herhangi bir değişiklik konusunda herkesin aynı fikirde olmasını sağlamalıdır. Öte yandan, anahtar teslim mühendislik firmaları , tasarım ve üretim departmanlarını tek bir merkezi erişim noktasında birleştirebilir. Mevcut bir tasarımda her değişiklik yapılması gerektiğinde tasarımcılar ve tedarikçilerle ayrı ayrı iletişim kurmak yerine, tek bir şirket ve tek bir irtibat noktasıyla kolaylaştırılmış iletişim ile işler tam zamanında olması gerektiği seyirde işler. Bu aynı zamanda gerekli değişikliklerin daha hızlı uygulanmasını da sağlar. Yerleşik anahtar teslimi tedarikçiler, tasarımcılar ve araç üreticileriyle yakın işbirliği içinde çalışan, yılların deneyimine sahip üretim ekiplerini de işe alır. Bu, proje ortası ayarlamaların uygulanması söz konusu olduğunda belirli bir "rahatlık düzeyi" ile sonuçlanır. Ek olarak, tedarikçi programlarını koordine etme, farklı satıcıları yönetme ve planları ve prototipleri gönderme konusundaki tüm baş ağrısı, anahtar teslimi bir süreçte ortadan kalkar. Tek tedarikçiniz projeden tamamen sorumludur ve sizi bir e-posta veya telefonla anında bilgilendirebilir. Nihai sonuç, güçlü, birleşik bir tasarım ve üretim sürecidir.  

Temiz Oda Nedir?

Temiz Oda Nedir? İlaç başta olmak üzere medikal ürün, ameliyathaneler, nano araştırma merkezleri, gıda ve hijyen ürünlerde üretim ve kullanım alanlarının (odaların), GMP (İyi üretim uygulamaları) kapsamında gereken standartlara sahip olmasına ‘’Temiz Oda’’ denebilir. Temiz odanın standartları sadece fiziki değildir. Temiz odada, tasarımdan uygulama ve test-devreye alma süreçlerinin tamamı bir bütündür. Temiz odanın gerekli olan durumları sağlanmasının ilk şartı, konuya ilişkin yorum ve ortak çalışma sonucu projelendirilmiş olan tasarım ve dokümantasyondur. Ayrıca mimarı tasarım temiz odanın ilk ve en önemli olan adımıdır, tasarımın yanlış veya kusurlu olması durumunda en iyi malzeme ve uygulama yapılsa dahi Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Onayı alamamakla birlikte, GMP ve FDA gibi kurumlardan sertifikasyon alamamasına sebebiyet verecektir. Tasarım ve dokümantasyon çalışmasının akabinde temiz oda için mekanik, elektrik, BMS & otomasyon tasarımlarda çok spesifiktir. Bu çalışmalar yapılırken tesis veya lokal temiz odanın ‘’kuvözdeki bir bebek’’ kadar izleme kontrol ve acil müdahaleye muhtaç olduğu unutulmamalıdır. Tasarımın ve mühendislik çalışmalarının akabinde, kurulumda kullanılan malzemelerin doğru seçimi ve bununla birlikte sertifikasyon ile kalite evrakları çok önemlidir. ‘’IQ Kontrollü Validasyon Dosyasının’’ doğrultusunda eksiksiz ve kusursuz olarak kurulumun bitirilmesi gereklidir. Temiz Oda Oluşturulması Nasıl Olmalıdır? Temiz odanın tanımı ve tasarımı hakkında verilen bilgiler sonrasında, bu çalışmalar ve akabindeki mühendislik çalışmalarının başlıca gerekliliklerine sadık kalınması gereken şartlarını ana hatlarıyla açıklamak gerekirse; Tasarımda; Her ürün her proje ve her proses terzi usulü tasarıma muhtaçtır. Tasarımda belirli bir kalıp kesinlikle yoktur. GMP’nin yazılı kurallarından çok yazılmamış olan kuralları denetçilerin gözleridir. Bu sebeple tasarıma başlamadan ürün ve personelin ilişkisinin çok iyi analiz etmek gerekir. Bu analizde ürünün mü personelden yoksa personelin mi üründen korunmaya muhtaç olduğu belirlenmeli ve tasarımın tüm aşamaları ile basınçlandırma ve alan sınıflandırmaları buna göre yapılmalıdır. Prosesin malzeme akışının tasarımında malzemelerin ‘’primer, sekonder, hammadde, yarı mamul ve mamul’’ tanımlarının doğru bir şekilde yapılmasından sonra ileri ve geri hareketin olmaması, malzemenin bir doğruda hammadde kabulden, mamül çıkışına kadar nizami hareket etmesi çok önemlidir. Bu gerekliliğin önemi kontaminasyon ve çapraz kontaminasyonun önemli ölçüde önüne geçilme çabası ile gerçekleşir. Personel akışında ise departmanlar arası personel ve iş dağılımının keskin çizgiler ile ayrılması ve personelinde tesis içerisinde belirli çizgi içerisinde disiplin ile çalışmasını sağlamak gereklidir. Sorumlu harici personellerin üretimde hassas veya teknik açıdan çok tehlikeli alanlarda bulunmaması için giriş kontrol ile gerekli disiplinler sağlanmalıdır. Bununla birlikte personel kıyafeti üzerinden üretime zarar verecek herhangi bir kontaminasyon da engellenmiş olacaktır. Bu disiplinler tasarlanırken en korkulan senaryo olan yangın unutulmamalı ve bu yazıdaki önemi vurgulanmış her noktadan daha önem arz eden insan hayatı göz önüne alınarak elektronik kilit olan kapılar ve geçişler otomatik açık hale gelmeli, acil çıkış kapılarına personelin kolay ulaşımı sağlanmalıdır. Tesis içi malzeme ve personel hareketlerinde, daha doğrusu HVAC hava hareketlerinin harici durumlarda partiküllerin personel ve malzeme yoluyla kontaminasyonunun önlenmesi üretim kalitesi için hayati önemi olan bir durumdur. Bunun engellenmesi için tasarımda PAL (personel hava kilidi) ve MAL (malzeme hava kilidi) geçiş alanları gereklidir. Bu alanlar olmadan sınıflar arası geçiş yapılmamalıdır. Tabi ki bu alanlar arası geçiş, maksimum bir üst sınıf alanlara kadar olabilmelidir. Bu alanlar ile akabinde ve önünde ki alanlarda pozitif basınçlandırma yapılarak bölgede tavan arası ve ilişik mahallere karşı korunmalıdır. Bu basınçlandırma doğru bir şekilde tasarlanmalıdır ve bu tasarıma göre kapı açılır yönlerine tesisteki ses kalitesi için doğru karar verilmelidir. Partisyon tasarımında ise pürüzsüz ve rahat temizlenebilir basınçlandırmaya dayanıklı tavan ve paneller ile birlikte ısı izolasyonu ve camların önemi de oldukça önemlidir. Bunlar içerisinde cam yerleşiminin önemi estetik ile birlikte iş güvenliği açısından da çok önemlidir. HVAC;(ısıtma soğutma ve iklimlendirme) GMP standartlarında değişim sayılarına uygun hava tedariki, bu havanın tedariki esnasında standartlara uygun filtrasyon, taze hava gerekliliği, pozitif basınç hesabı, sıcaklık ve nem gerekliliklerinin sağlanması için çok önemli bir sistemdir. Bu sistemin sağlanmasının ana ekipmanı AHU (klima santrali)’dur. Ve AHU tasarımı sistem tasarımı kadar önem arz etmektedir. Ahu tasarımında, hizmet verdiği alanın önemi çok büyük olmakla birlikte sistemden bağımsız mekanik ve coğrafi ihtiyaçlarla birlikte tasarım yapılmalıdır. Elektrik, temiz odanın tüm sistemlerinde olduğu gibi elektrik sistemlerinde de önleyici tedbirler, yangın ihbar, data ve veri kayıt sistemi kurulumu çok önemli bir sistemdir. Otomasyon temiz odanın her noktasının izlenmesi ve çoğu sistemin kontrolünün sağlanması için tasarım mühendisliğinden uygulanmasına kadar kritik sistemlerdendir. Sıcaklık-nem-fark basınç ve HVAC otomasyonu olmak üzere çoğu sistemin çalışması ve sistem standart ve şartlarının sağlanması bu sistem üzerinden yapılmakta ve kayıt altında tutulmaktadır. Sarf malzeme ve ekipmanlar temiz oda içerisinde paslanmaz malzemeden olmalıdır. Personel kıyafetleri dahil partikül oluşturabilecek tüm materyallerden kaçınılmalıdır. Tüm bu bilgi ve şartlar ışığında sistem kurulumundan sonra çok dikkatli ve kayıtlı bir şekilde sistem test ve devreye alma sürecinden sonra akredite kurulum ve kalibrasyonlu cihazlar ile ‘’Alan Validasyonu’’ nun akabinde ‘’Sorumlu Kurum’’ denetçilerinin onayı ile kusursuz ve noksansız ‘’Temiz Oda’’ hizmete açılabilmektedir.    Abdullah KAYMAZ  Makine Mühendisi

Türk İlaç Firması GEN, Azerbaycan'a 36 Milyon Dolar Yatırımla İlaç Fabrikası Kuruyor

Türk ilaç firması GEN, Azerbaycan Devlet Yatırım Şirketi (AIC) ve ilaç şirketi SIA Pharmaceutical LLC ile birlikte, ilaç fabrikasını kurmak üzere anlaşma imzaladı.Türk ilaç sektörünün önde gelenlerinden GEN, global oyuncu olma yolunda adım atıyor. Şirket, hisselerinin tamamı Azerbaycan Cumhuriyeti'ne ait olan Azerbaycan Devlet Yatırım Şirketi (AIC)ve ilaç şirketi SIA Pharmaceutical LLC ile birlikte, Azerbaycan'ın ilk ilaç fabrikasını kurmak üzere anlaşma imzaladı. Bakü'de imzalanan hissedarlık sözleşmesi uyarınca GEN'in yüzde 66, AIC'nin yüzde 29, SIA Pharmaceutical LLC'nin ise yüzde 5 oranında hissedar olduğu Gen Pharma Caucaus Manufacturing Operations Ltd. kurulması konusunda taraflar anlaşmaya vardıBu anlaşma ile Azerbaycan tarafından tahsis edilen Pirallahi Industrial Zone içerisideki 52 bin metrekarelik alana bir ilaç üretim tesisi kurulacak. Şirketten yapılan açıklamaya göre şimdiye kadar tamamen ithalata dayalı olan 900 milyon dolarlık Azerbaycan ilaç pazarındaki ilk yerli üretim tesisi hayata geçirilmiş olacak. Bu büyük ölçekli üretim tesisinin Azerbaycan'ın ilaç alanındaki teknolojik gelişimine katkı sağlaması ve ülke için önemli bir istihdam alanı oluşturması beklenirken, ilerleyen süreçlerde komşu ülkelere ilaç ihracatına da imkan sağlaması planlanıyor. Fabrikanın, 36 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçirilecek olan birinci fazının 14 bin metrekarelik kapalı alana sahip olması planlanıyor. Ayrıca 2026 yılında tam kapasite ile faaliyete geçmesi öngörülen fabrikada tablet, film tablet, sert jelatin kapsül, yumuşak jelatin kapsül, toz süspansiyon, saşe ve likit tip olmak üzere tek vardiyada yıllık 50 milyon kutu ilaç üretilmesi hedefleniyor. Kaynak:İHA

E-bülten için aşağıdaki bilgileri doldurmanız yeterli.

Giriş Yap

Şifremi Unuttum Kayıt Ol

Kayıt Ol

Şifremi Unuttum