DİLOVASI İMES Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu bulunan Sima Dış Ticaret Alüminyum A.Ş., Kocaeli’nin yüz akı oldu. Girişimci Alüminyum Sanayici ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı olan ve Alüminyum sektöründe Türkiye’nin en nitelikli isimlerinin başında gelen Celalettin Kırboz ile yolları beş yıl önce kesişen Sima Dış Ticaret Alüminyum A.Ş., ar-Ge çalışmaları sonucunda savunma sanayine yönelmesi ile birlikte, bu sektörün öncülerinden biri olmayı başardı. Sima Dış Ticaret Alüminyum A.Ş., başta MKE olmak üzere Türkiye’nin en güçlü savunma sanayi kurumlarına entegre olmuş şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Sima Alüminyum Genel Koordinatörü Celalettin Kırboz, yaptıkları çalışmaları anlatırken, “Kocaeli artık bir savunma sanayi kenti” vurgusunu yapıyor.
Ar-ge çalışmaları ne zaman başladı?
Şirket 2018 yılında kuruldu. İlk hedefimiz Alüminyum sıcak dövme parça üretmekti. Daha sonra dövme sektörü savunma sanayi üretimine doğru evirildi. Ar-ge süreci işte bunu belirledi. Sıcak dövme ürünleri savunma sanayinin ihtiyacıydı çünkü. Benim geçmişteki tecrübelerim de zaten savunma sanayi – Alüminyum ilişkisi üzerineydi. Bununla ilgili çeşitli akademilerle de çalışmalara başlamıştık. Örneğin İHA’ların parçalarının üretilmesinde Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ile bazı çalışmalar yapmıştık. O süreç bizi savunma sanayi ile ilişkiye yönelten belki de en önemli faktör oldu. Sima’da çalışmalar savunma sanayine yönelince biz de bu sürece dahil olduk.
Neler yapıldı?
Ar-ge sürecinde Alüminyum metalinin sıcak dövme sonrasında şekillenmesi, dövme öncesi ve sonrası metalik yapısı çok ciddi incelendi. Kalite sistemlerinin savunma ve havacılık sanayinin kalite sistemine uygunluğu belirlendi. Diğer yandan havacılık ve savunma sanayine ürün ürütecekseniz; buradaki mevcut müşterilerin isteklerini öğrenmeniz gerek... Bunu öğrendik. Bunları üst üste koyunca ortaya savunma sanayine hizmet edecek bir firmanın görüntüsü çıktı. Ve hep birlikte bu süreci tamamlayarak işe hazır olduk. Aslında milli piyade tüfeğinin yerlileştirilmesi projesi bizim ilk çalışmamız oldu. Çünkü milli piyade tüfeğinin tasarımı vardı ama malzeme tarafı yerlileşmemişti. En sonunda bunun üretim yöntemi ve Alüminyum alaşımı ile ilgili farklı yöntemlerle yapılması noktasında ilgili makamları ikna ettik. Bu çok uzun ve meşakkatli bir yoldu. Maalesef ülkemizde inisiyatif almamak gibi bir özellik tüm bu süreçlerde en büyük sorun. İlk ürünleri üretip testlerinde kalifiye olunca çok önemli bir soruna son verdiğimizi anladık. Aslında bunu sektör yetkilileri de anladı ama bir anda dönüş sağlayıp kabullenmek pek de alışık olduğumuz bir konu değildi. Üretim sırasında da belli zorluklarla karşılaştık ama başardık.
Sonuç olarak tüfeğimiz millileşti, ama asıl önemlisi yerlileşti. Artık tüm parçaları ile tamamen yerli olarak üretilebilir hale geldi. Bunu da bizim önemli bir katkımız var. Bundan sonra başka firmalar da yapılabilir. Elbette yapacaktır. Unutulmaması gereken, “her şeyin bedeli var.” Bu bedeli ödeyen herkes bu üretimleri elbette yapacaktır. Buradan yola çıkarak sivil silah sanayine yöneldik. İşin ticari tarafını hızlandırdık. Arkasından da Amerika ve Avrupa pazarına çıktık. Oradaki fuarlara katıldık ve hala katılıyoruz. Amerika pazarı bizi farklı boyuta taşıdı her ne kadar 2023 yılında dünya da silah sektörü durma noktasına kadar yavaşladı ise de tekrar istenen düzeye geleceği aslında bilinen gerçektir.Savunma sanayide çalışılan kurum isimleri hangileri?
Türkiye de savunma sanayi bilindiği üzere vakıf şirketleri üzerinden çalışır. Direkt çalıştığımız kurumlar, ROKETSAN, Makine Kimya, BAYKAR, ASELSAN, TUSAŞ ve TEİ… Elbette bunlara ürün üretebilmek ayrı bir kalifikasyon ve belgelendirme sürecini kapsar. Bu süreçleri tamlayan tüm şirketler bu firmalar ile çalışabilir.
BAYKAR son günlerde çok konuşuluyor. Onlara ne üretiyorsunuz?
Firmalarımız bazen önemli yaptırımlar ile karşı karşıya kalıyor. Biz bu süreçlerde elimizden bir şey geliyor ise yapıyoruz. BAYKAR da böyle bir süreçte bize geldi ve onlarında verdiği ar-ge destekleri ile biz de 3-4 aylık bir ar-ge çalışmasının ardından istedikleri malzemeyi ürettik. Ürettiğimiz malzeme, BAYKAR’ın önemli bir platformunda halen kullanılmakta. Ama biz daha önce de BAYKAR’a İHA ve SİHA’larda kullanılan birtakım sistemleri Alüminyum Test Eğitim Araştırma Merkezi’nde üretmiştik. Bu hala devam ediyor.
Yaptığınız işlerin yüzde kaçı savunma sanayi ile alakalı?
Şu anda yüzde 70 savunma sanayi ile alakalı diyebiliriz.
Son yıllarda Türkiye’nin bir savunma sanayi vizyonu var. Halkımız da bu vizyona destek veriyor. Sima’nın buradaki yeri ne?
Burası bir ticarethane ve para kazanmak zorundasınız. Burada savunma sanayi olmazsa hiçbir şey yapamayız asla demiyoruz. Bugün savunma sanayi ile ilişkilerimiz kesilse de biz farklı yerlerde ayakta durabiliriz. Sağlık sistemine, otomotiv sektörüne de ürünler üretiyoruz. Dolayısıyla birçok alanda olup ayakta durmayı planlıyoruz ve bunu başarıyoruz. Bugün yüzde 70 savunma sanayine ürün üretiyoruz ama yarın her duruma hazırız. Sürekli yatırım halindeyiz.
Savunma sanayi üretiminde ihracat ne kadar?
6 buçuk milyar dolar. Bu birlikte hareketin bir sonucu. Planlı bir yürüyüşün getirisi. Burada devletin organizasyonda çok büyük payı var. Devlet ister istemez bu sektöre önem vermeye başladı. Bir örnek vereyim. Gezi olaylarında Fransa, gaz fişeklerinin Türkiye’ye ihracatını durdurdu. Biz gaz fişeğini 15-20 gün içerisinde imal ettik. Böyle böyle bir baktık, önce kendi ihtiyacımızı karşılamaya başladık. İş daha da büyüdü ve ihracat yapmaya başladık. Şimdilerde bazı ülkelerde yatırım ortaklığı yapıyoruz. Elbette bizim katkımız bilgi birikimimiz oluyor. Yani artık bu alanda bilgimizi de paraya çevirecek konuma geldik. Burada SAHA Savunma Havacılık Uzay kümelenmesinin payı çok büyük. Bu platformda BAYKAR’a yakın oranda ihracat yapan pek çok şirket var. Burada güçlü bir ekosistem var ve hep beraber büyüyoruz. Çünkü onlarla beraber yan sanayi de büyüyor. Çünkü Avrupa’nın en büyük iş kümesiyiz. Bin civarında firma, savunma sanayi ve havacılık alanında birbirlerine entegre halde çalışıyor. Sanayi birikiminin çok işlevsel kullanılması bugün itibariyle bizi çok farklı bir yere getirdi. Öte yandan biz Türkiye olarak Dünya Uzay Konferansı’na talip olduk ve 2026 da IAC2026’yı Antalya da yapma kararını buradan da paylaşmış olalım. Ülkemizde uzay ile ilgili ciddi bir çalışma var.
Planlara göre 2026’da sert iniş olarak, 2028’de da yumuşak iniş olarak aya iniş programımız var. Bir tanesini Elon Musk’la birlikte, onun rampasından yapacağımızı biliyorum. Bu çalışmalar, konuyu bilen insanları gerçekten heyecanlandırıyor. Bence çok güzel bir süreç. Türkiye’nin ayda olmasını her kesim desteklemeli. Biz de SAHA İstanbul, Sima olarak bu sürecin içinde olacağız.Sima’nın ihracatı ne?
Buradan rakam paylaşmayı çok doğru bulmuyoruz. Bu elbette yıllara göre yükselecek, önemli sayılacak bir ihracatın sahibiyiz. İlimiz sanayi odasından 2022 yılı en iyi sektörel performans ödülüne de layık görüldük. Bunu sağlamanın yolu şu: Öncelikle pazar sizi bir test ediyor. Ondan sonra takip etmeye başlıyor. Deneme, testler ve sizin vizyonunuzla birlikte dünyaya açılıyorsunuz.
Sima’nın hedefi ne?
Biz, herkesin yapmadığını yapmaya çalışan bir firmayız. Birilerinin taklidi olmadık ve olmayacağız. Ama bizi takip eden firmalara her zaman açığız. Onlara destek de veririz. Biz sürekli kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Ürettiğimiz ürünler, personel kalitemiz bu gelişimin temel başlıkları… Bizim kendi içimizde bir “Alüminyum akademimiz” var. Orada kendimize özel programlar yapıyoruz. Kendi personelimizi kendimiz yetiştirmeye çalışıyoruz. Personelimizi üniversiteden itibaren mükafatlandırmaya, işe ısıtmaya çalışıyoruz. Elimizden geldiğince farklı olmaya çalışıyoruz. Yeni ürünler ve yeni ufuklar peşinde koşuyoruz.
Sanayiciler bir personel sorunundan bahsediyor.
Evet ama bunun müsebbibi biziz. Sanayici personelin kıymetini yeni anlamaya başladı. Ama birçok imkanı kaybettik. Eğer sanayiciler gerekli imkanları verirse bu ülkenin çocukları bu ülkeyi ayakta tutarlar. Emin olun, burada olmayan şeyin müsebbibi biziz. Örneğin kendini çok iyi yetiştirmiş bir arkadaşımız ASELSAN’a girmek için araya bir sürü kişiyi koyuyor. Giriyor ya da giremiyor… Demek ki sizin ASELSAN gibi çok şirketiniz olsa, bu gençler yurt dışına gitmez. Merdiven altı çalışan şirketler gibi olursanız bu arkadaşları tutamazsınız. Diğer yandan personele ne verdiğiniz de çok önemli. Bir patron zenginleşirken ekosistemini kurarak etrafını da yukarı doğru çıkarmalıdır. Zengin patron fakir işçi varsa o şirket büyüyemez. Paylaşmayan iyi baba da olamaz iyi patron da… Paylaşırsanız nitelikli personel bulursunuz. Zorda kalmış sığınmacılar üzerinden sanayicilik yapılmaz.
Başka neler söylemek istersiniz?
Kocaeli birçok kimliği olan bir kent. Evet, liman kenti, turizm kenti, tarih kenti… Ama bugün aynı zamanda Kocaeli bir savunma sanayi kenti. Çünkü savunma sanayinin ihtiyacı duyduğu ar-ge ve üretim çalışmalarının ciddi bir bölümü Kocaeli’de yapılıyor. Bu sebeple Kocaeli’nin savunma sanayi kenti olma özelliğinin daha fazla ön plana çıkması gerektiği düşüncesindeyim.
İşte yeni okul projesi
Bir okul projeniz vardı. Bundan bahseder misiniz?
Bizim bulunduğumuz lokasyonda 4 tane sanayi bölgesi ve bu sanayi bölgelerinde de binin üzerinde ufaklı büyüklü fabrika var. Burada önemli bir teknik kadroya ihtiyaç var. Bu fabrikalarda artık vasıfsız personel diye bir şey yok, asgari ücret diye bir şey yok. Dolayısıyla bize vasıflı insan gerekiyor. Vasıflı arkadaşları da sıfırdan alıp yetiştirmek zor bir süreç. Biz burada Saha İstanbul, Girişimci Alüminyum Sanayici İş Adamları Derneği, OSB’ler ve Gebze Teknik Üniversitesi, Kocaeli Üniveristesi ve SİMA olarak “Uygulamalı Bilimler Akademisi” kurmayı hedefliyoruz. TOBB’un da işin içinde olmasını arzu ediyoruz. Hedefimiz burada iki tip belgelendirme yapmak: Birincisi, akademik olarak resmi ön lisans belgesinin verilmesi…
İkincisi de, bir akademi mezunu gibi özerk belge verilmesi… Örneğin teknisyen belgesi alan bir çalışanımızın maaşı da otomatik olarak artacak. Diğer yandan Bakanlığı döneminde Sayın Lütfi Elvan’a sunduğum bir proje var: Örneğin yurt dışında birçok büyük firmada çalışmış vatandaşlarımız var. Bunlar emekli olmuşlar ve çalışmıyorlar. Özellikle sektörel bazlı Avrupa’da çalışmış insanları tespit ederek, bunları turuncu mühendislik tabiriyle buraya getirip eğitmen personel olarak değerlendirebiliriz. Bu Türkiye’nin önünü açacak bir projeksiyon.
Sima Alüminyum vizyonu ve misyonu nedir?
Sima Alüminyum, alüminyum alaşımlarının şekillendirilmesi amacı ile 2016 yılında 2.500 m2 alana sahip tesisi ile birlikte Çayırova Kocaeli' de faaliyete geçti. Sima Alüminyum 2022 yılında Dilovası Imes OSB Bölgesinde 22.000 m ² alana kurulu yeni fabrikasına geçiş yaptı. Günümüz son teknolojisini yakalamayı hatta son teknolojiye yön vermeyi hedefleyen Sima Alüminyum yeni tesisinde Robot Kolları’nı üretim elemanlarına ekleyerek insansız üretime başladı. Havacılık, otomotiv, elektromekanik, raylı sistemler, tıbbi cihazlar, bisiklet, denizcilik ve temiz enerji alanları hizmet verdiği sektörlerin bazıları. Müşteri şartlarını en üst düzeyde sağlamak için, son teknoloji makinalar ile yapılan ürünler, teknik mesleki yeterliliği olan tecrübeli teknisyenler tarafından, hassas ölçüm cihazları ile kontrol edilmekte ve onay verilmektedir.
Sima Alüminyum’un vizyonu şöyle: Alüminyum üretim alanında teknoloji, inovasyon, sürdürülebilir ve otomasyona dayalı izlenebilir sistemler ile yurt içinde ve yurt dışındaki çözüm ortaklarına katma değeri yüksek, güvenilir, yenilikçi ürünler sunmak.
Tedarik zincirinin ihtiyacı ve firmamızın üretim konusu olan Alüminyum dövme, Ekstrusion, derin çekme, soğuk çekme, ısıl işlem ve basınçlı tüp gibi teknolojik ürün ihtiyaçlarına inovatif çözümler getirerek kısa süre içerisinde dünyanın önde gelen alüminyum üreticilerinden birisi olmak. Hedeflerine marka bilinirliğini arttırarak ulaşan; ülkesine, paydaşlarına ve takım arkadaşlarına gurur veren bir teknolojik üretim üssü olmak.
Sima Alüminyum’un misyonu şöyle: Kuruluş amacımız olan ülkemiz Alüminyum endüstriyel yapısında; yerli ve milli projeler hedefli, küresel pazarda yarattığı değerler ile sürdürülebilir büyümesini koruyan, rekabet gücü ile tercih edilen, güvenilen ve yenilenebilir enerji kaynakları ile çevreye ve insana duyarlı bir teknoloji firması olmak.
Kaynak:AA