Savunma Sanayi

Türk Savunma Şirketleri 2023’te 10,2 Milyar Dolarlık Anlaşmalara İmza Attı

“Savunmanın yüzyılına birbirinden önemli yeni sözleşmelerle giriyoruz. Sürdürülebilir ihracat hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. Dün açıkladığımız rekor seviyedeki 2023 yılı Savunma ve Havacılık Sanayii İhracatımızla yeni bir kilometre taşını daha geride bıraktık. Bugün ise 2023 yılında imzaladığımız yeni sözleşmelerle çıtayı daha da yukarı taşıyoruz. İnsansız hava araçları başta olmak üzere, helikopterler, kara araçları, deniz araçları, silah ve mühimmatlar, füze sistemleri, elektronik sistemler ve radar sistemleri üreten firmalarımız 2023 yılında toplam değeri 10,240 Milyar Doları aşan sözleşmeler imzaladılar. Bu yıl itibarıyla başlayacağımız teslimatlarımızla 2024 ve sonrası ihracat rakamlarımızı daha da yukarı taşıyarak yeni rekorları ülkemize kazandıracağız.Harp sahasında kendini kanıtlamış, yüksek teknoloji içeren güvenilir ürünlerimizi dost ve müttefik ülkelerle paylaşmaya devam edeceğiz”İhrcatta sektör yüksekten uçtu Geçen yılın ihracat rakamlarını açıklayan Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, savunma ve havacılık ihracatının yüzde 27 artışla 5,5 milyar doları aştığını açıkladı. Şirketlerin ihracat performansını da açıklayan Görgün, birinci sırada 1 milyar 766 milyon dolar ile Baykar’ın liderliğine dikkat çekti. Prof. Dr. Haluk Görgün’ün paylaşımında ilk sırada Baykar’ı 864 milyon dolar ile TUSAŞ, 439 milyon dolar ile MKE, 337 milyon dolarla da TEI izledi. BMC 255, Roketsan 161, Ram Dış Ticaret (Otokar) 160, Pratt&Whitney THY 111, Aselsan 108, Samsun Yurt Savunma (Canik) 104 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Kilogram başına 65 dolar İhracat konusunda niteliğin artması ile birlikte kilogram başına ihracat rakamlarında da artış yakalandı. 2023’te, kilogram başına yüzde 14’lük artış ile 65 dolara yükseldi. Türkiye’nin genel ihracatında kilogram başına gelir ise 1,57 dolar. Kaynak:İHA

ASELSAN’da İlk Kuantum Entegre Devreleri Üretildi

ASELSAN'ın kuantum teknolojilerine yönelik yürüttüğü çalışmalar kapsamında ilk kuantum entegre devreler ortaya çıktı. ASELSAN, kuantum teknolojileri alanındaki çalışmaların yürütülmesi amacıyla yaklaşık 1 yıl önce Kuantum Araştırma Laboratuvarı'nı (KUANTAL) kurdu. Türkiye'yi geleceğin teknolojilerine hazırlayan KUANTAL, bu alanda ülkenin ilk merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi yerleşkesinde hayata geçirilen laboratuvarda yürütülecek projeler ile Türkiye'nin kuantum teknolojilerindeki bilgi birikimi ve teknoloji hazırlık seviyesi artırılarak ASELSAN üzerinden yerli ve milli sistemlere dönüştürülmesi amaçlanıyor. Laboratuvarın, sahip olacağı deneysel yetenekler ve araştırma olanakları itibarıyla ülkenin tek, dünyada da sayılı araştırma laboratuvarından biri olması hedefleniyor. Deneysel altyapılar ve çok sayıda üniversite ile hayata geçirilen akademik işbirlikleriyle KUANTAL'da yüksek etkili araştırma ve prototip geliştirme faaliyetleri gerçekleştirilmesi planlanıyor. Bu alandaki temel teknolojilere odaklanan ASELSAN, kuantum gibi geleceğin teknolojilerinden birinde kaslarını güçlendiriyor. Buradaki kazanımlardan tüm teknoloji alanlarında yararlanılması amaçlanıyor. ASELSAN'ın sivil alana yönelik yüzlerinden birini oluşturan laboratuvarda, temel bilim ayağındaki çalışmalar tamamlanırken, bir dizi mühendislik çalışmasının yürütülmesine başlandı. Bu çalışmaların hemen hepsinin ASELSAN'ın faaliyet gösterdiği tüm alanlar için uygulama imkanları bulunuyor. "Rekabet öncesi ortak çalışma ve işbirliği" sürecindeki laboratuvarda, yurt içinde ve dışındaki araştırmacı ve akademisyenler, bu alanda yeteneği bulunan girişim ve şirketlerle çalışmalar yürütülüyor. Daha yüksek performanslı ürünler oluşacak Laboratuvarda, kuantum teknolojileri kullanılarak bugünkünden daha yüksek performansta çalışan ürünler geliştirmek için çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar için laboratuvarda bir dizi özel test ortamı bulunuyor. Çalışmalar sırasında termal gürültülerin etkisini en aza indirmek için "mutlak sıfır" derece koşulları oluşturuluyor. Bunun için -273 dereceye yakın sıcaklıklarda çalışma yapılıyor. Laboratuvarda, ışığı oluşturan parçacıkların enerji seviyesinde çalışmalar yürütülüyor. Kuantum alanındaki araştırmalar, mevcut ürünlerdeki sensör ya da cihazların daha iyi çalışmasına olanak verecek. Bu sayede haberleşme, algılama, bilgi sistemleri, kriptoloji gibi alanlardaki yetenekler daha da artacak. Kuantum sistemleriyle; karıştırılamayan, taklit edilemeyen, müdahale halinde fark edilen yapılara ulaşılıyor. Dışardan dinleme, ölçüm yapılmaya çalışıldığında sistemin düzgün çalışması engelleniyor ve dinleme yapıldığı ortaya çıkıyor. ASELSAN'ın kuantum teknolojilerine yönelik yürüttüğü çalışmalar kapsamında ilk ürünler de ortaya çıktı. Bunlar arasında kuantum rassal sayı üreteci, ilk kuantum entegre devreler yer alıyor. Beyin göçünü durdurdu Laboratuvar, yetişmiş insan kaynağının oldukça sınırlı olduğu bir alanda beyin göçünün durdurulması ve tersine beyin göçü konusunda da önemli işlev görüyor. KUANTAL, dünyanın farklı yerlerinden davet alan Türkiye'den kuantum araştırmacılarının ülkede kalmasını sağladı. Laboratuvar sayesinde yurt dışında bu alanda çalışma yürüten bazı Türk bilim insanları da ülkeye dönüşü gündemine aldı. ASELSAN, ilerleyen dönemde KUANTAL aracılığıyla Türkiye'nin Kuantum Strateji Yol Haritası'nın oluşturulmasına katkı vermeyi hedefliyor. Kaynak : AA

SEDEC’ten Sanayiciye Tedarik Köprüsü

40 yılı aşkın süredir birçok ülkede SEDEC gibi Güvenlik Sektörüne özel fuarlar ve etkinlikler yapılırken, Türkiye Ana Yurt ve Sınır güvenliğine yönelik ilk özel etkinliğini SEDEC ile 6 yıl önce hayata geçirmiştir. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği'nin (SSI) desteğiyle organize edilen SEDEC 2024, anayurt güvenliği temasıyla, dünyadan dev oyuncuları, uluslararası faaliyetlerde bulunan kurum ve kuruluşları, sanayicilerimizle 4. kez Ankara'da buluşturmaya hazırlanıyor. Her gün artan güvenlik talebi sebebi ile İhtiyaç makamlarının kullandığı ekipman ve hizmetlerin sanayicilerimiz tarafından üretilmesini öncelik olarak benimseyen SEDEC; bu yıl ki fuarda da anayurt güvenliği, sınır güvenliği, iç güvenlik, sahil güvenlik, şehir güvenliği ve savunma tedarik zincirinde dost ve müttefik ülkelerden gelen profesyonelleri bir araya getirecek. Siber güvenlik, veri ve bilgi güvenliğinin yanı sıra iletişimde çok büyük rol oynayan uydu teknolojileri de SEDEC 2024'in bu yılki kapsamında yer alacak. 21- 23 Mayıs 2024'de Ankara Congresium'da yapılacak etkinlikte katılımcı firmalar ilk gün yapılacak anayurt güvenliği, sınır güvenliği, iç güvenlik, savunma tedarik zinciri konularını kapsayan konferans dışında üç gün devam edecek seminer, workshop ve B2B/B2G'lere katılma hakkını elde edecekler. Katılımcı firmalar dışında sektöre kayıtlı ziyaretçilerimiz de SEDEC 2024 de ayrıca yer alabilecekler. Ülkelerin Profesyonelleri SEDEC 2024'ye Davet Edildi Asya, Pasifik ve Ortadoğu ülkeleri ağırlıklı olmak üzere 75'den fazla ülke temsilcisini, SEDEC 2024'de ağırlamaya hazırlandıklarını söyleyen SEDEC Türkiye Organizasyon Komitesi Başkanı Hilal ÜNAL, SEDEC'in ihracat odaklı ve stratejik öneme sahip bir etkinlik olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Türkiye'de geliştirilmiş olan sistem ve ekipmanların dost ve müttefik ülkelere ihracatı ile ilgili olarak çalışmalarımızı söz konusu bölgelerde yoğunlaştırdık. Amacımız sanayicimizin güvenlik sektöründe üreten ve ihraç eden ülkelerde öne çıkması, bu kapsamda iş birliği imkanlarına ortam sağlamak amacıyla güvenlik ve savunma alanında dünyanın dev oyuncularından; Boeing, Airbus, Tawazun Holding, Rolls Royce, BAE Systems, KAI gibi alanında yetkin ve büyük firmaları resmi olarak etkinliğimize davet ettik.” Zayıf Güvenlik Ekonomik Kayıptır SEDEC 2024'nin Türkiye açısından iki ana amacı olduğunu ve bu amaçları gerçekleştirmek üzere düzenlendiğine dikkat çeken ÜNAL, “SEDEC 2024 ile ülkemizde güvenlik ve tedarik zinciri hizmetleri sağlayan Bakanlık, Başkanlık ve bağlılarının hizmetlerini en üst düzeyde verebilmeleri için tüm ihtiyaçlarının karşılanması ve Ar-Ge ve Ur-Ge çalışmalarıyla mamul, yarı mamul ürünler ve hizmet üreten sanayicilerimizin hem mevcut ihracatını arttırması hem de yeni ihracat pazarları geliştirmesi amaçlanıyor” dedi. Türkiye'nin, coğrafi konumu nedeniyle stratejik öneme sahip bir ülke olduğuna da dikkat çeken ÜNAL, sözlerini şöyle tamamladı: “Anayurt güvenliği sınırlardan başlar, Ülkemiz kara ve deniz sınırları düşünüldüğünde bulunduğu konum itibariyle stratejik öneme sahiptir. Bunun önemini her gün sınırlarımızda yaşanan olaylar ile görüyoruz. Coğrafi olarak komşularıyla uzun Kara ve Deniz sınırlarına sahip olan, Türkiye bugün sadece doğrudan sınır komşumuz olan ülkelerle değil, uzak sınırları olan başka ülkelerle de etkileşim içinde bulunmaktadır. Sınırlarımızın güvenliğini, illegal geçiş ve kaçakçılıktan kaynaklanan ekonomik kayıpların önlenmesi ve düzensiz göçmenlerin sebep olduğu sosyoekonomik zararların oluşmaması için en üst düzeyde sağlamak zorundayız. Unutulmamalıdır ki güvenliğinin tesisinde caydırıcı ve önleyici güvenlik hizmetleri her zaman daha ekonomiktir.” Kaynak:İHA

Savunma Sanayi Kocaeli'de Gelişiyor

DİLOVASI İMES Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu bulunan Sima Dış Ticaret Alüminyum A.Ş., Kocaeli’nin yüz akı oldu. Girişimci Alüminyum Sanayici ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı olan ve Alüminyum sektöründe Türkiye’nin en nitelikli isimlerinin başında gelen Celalettin Kırboz ile yolları beş yıl önce kesişen Sima Dış Ticaret Alüminyum A.Ş., ar-Ge çalışmaları sonucunda savunma sanayine yönelmesi ile birlikte, bu sektörün öncülerinden biri olmayı başardı. Sima Dış Ticaret Alüminyum A.Ş., başta MKE  olmak üzere Türkiye’nin en güçlü savunma sanayi kurumlarına entegre olmuş şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Sima Alüminyum Genel Koordinatörü Celalettin Kırboz, yaptıkları çalışmaları anlatırken, “Kocaeli artık bir savunma sanayi kenti” vurgusunu yapıyor. Ar-ge çalışmaları ne zaman başladı? Şirket 2018 yılında kuruldu. İlk hedefimiz Alüminyum sıcak dövme parça üretmekti. Daha sonra dövme sektörü savunma sanayi üretimine doğru evirildi. Ar-ge süreci işte bunu belirledi. Sıcak dövme ürünleri savunma sanayinin ihtiyacıydı çünkü. Benim geçmişteki tecrübelerim de zaten savunma sanayi – Alüminyum ilişkisi üzerineydi. Bununla ilgili çeşitli akademilerle de çalışmalara başlamıştık. Örneğin İHA’ların parçalarının üretilmesinde Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ile bazı çalışmalar yapmıştık. O süreç bizi savunma sanayi ile ilişkiye yönelten belki de en önemli faktör oldu. Sima’da çalışmalar savunma sanayine yönelince biz de bu sürece dahil olduk. Neler yapıldı?  Ar-ge sürecinde Alüminyum metalinin sıcak dövme sonrasında şekillenmesi, dövme öncesi ve sonrası metalik yapısı çok ciddi incelendi. Kalite sistemlerinin savunma ve havacılık sanayinin kalite sistemine uygunluğu belirlendi. Diğer yandan havacılık ve savunma sanayine ürün ürütecekseniz; buradaki mevcut müşterilerin isteklerini öğrenmeniz gerek... Bunu öğrendik. Bunları üst üste koyunca ortaya savunma sanayine hizmet edecek bir firmanın görüntüsü çıktı. Ve hep birlikte bu süreci tamamlayarak işe hazır olduk. Aslında milli piyade tüfeğinin yerlileştirilmesi projesi bizim ilk çalışmamız oldu. Çünkü milli piyade tüfeğinin tasarımı vardı ama malzeme tarafı yerlileşmemişti. En sonunda bunun üretim yöntemi ve Alüminyum alaşımı ile ilgili farklı yöntemlerle yapılması noktasında ilgili makamları ikna ettik. Bu çok uzun ve meşakkatli bir yoldu. Maalesef ülkemizde inisiyatif almamak gibi bir özellik tüm bu süreçlerde en büyük sorun. İlk ürünleri üretip testlerinde kalifiye olunca çok önemli bir soruna son verdiğimizi anladık. Aslında bunu sektör yetkilileri de anladı ama bir anda dönüş sağlayıp kabullenmek pek de alışık olduğumuz bir konu değildi. Üretim sırasında da belli zorluklarla karşılaştık ama başardık. Sonuç olarak tüfeğimiz millileşti, ama asıl önemlisi yerlileşti. Artık tüm parçaları ile tamamen yerli olarak üretilebilir hale geldi. Bunu da bizim önemli bir katkımız var. Bundan sonra başka firmalar da yapılabilir. Elbette yapacaktır. Unutulmaması gereken, “her şeyin bedeli var.” Bu bedeli ödeyen herkes bu üretimleri elbette yapacaktır. Buradan yola çıkarak sivil silah sanayine yöneldik. İşin ticari tarafını hızlandırdık. Arkasından da Amerika ve Avrupa pazarına çıktık. Oradaki fuarlara katıldık ve hala katılıyoruz. Amerika pazarı bizi farklı boyuta taşıdı her ne kadar 2023 yılında dünya da silah sektörü durma noktasına kadar yavaşladı ise de tekrar istenen düzeye geleceği aslında bilinen gerçektir.Savunma sanayide çalışılan kurum isimleri hangileri? Türkiye de savunma sanayi bilindiği üzere vakıf şirketleri üzerinden çalışır.  Direkt çalıştığımız kurumlar, ROKETSAN, Makine Kimya, BAYKAR, ASELSAN, TUSAŞ ve TEİ… Elbette bunlara ürün üretebilmek ayrı bir kalifikasyon ve belgelendirme sürecini kapsar. Bu süreçleri tamlayan tüm şirketler bu firmalar ile çalışabilir. BAYKAR son günlerde çok konuşuluyor. Onlara ne üretiyorsunuz?  Firmalarımız bazen önemli yaptırımlar ile karşı karşıya kalıyor. Biz bu süreçlerde elimizden bir şey geliyor ise yapıyoruz. BAYKAR da böyle bir süreçte bize geldi ve onlarında verdiği ar-ge destekleri ile biz de 3-4 aylık bir ar-ge çalışmasının ardından istedikleri malzemeyi ürettik. Ürettiğimiz malzeme, BAYKAR’ın önemli bir platformunda halen kullanılmakta. Ama biz daha önce de BAYKAR’a İHA ve SİHA’larda kullanılan birtakım sistemleri Alüminyum Test Eğitim Araştırma Merkezi’nde üretmiştik. Bu hala devam ediyor. Yaptığınız işlerin yüzde kaçı savunma sanayi ile alakalı?  Şu anda yüzde 70 savunma sanayi ile alakalı diyebiliriz. Son yıllarda Türkiye’nin bir savunma sanayi vizyonu var. Halkımız da bu vizyona destek veriyor. Sima’nın buradaki yeri ne? Burası bir ticarethane ve para kazanmak zorundasınız. Burada savunma sanayi olmazsa hiçbir şey yapamayız asla demiyoruz. Bugün savunma sanayi ile ilişkilerimiz kesilse de biz farklı yerlerde ayakta durabiliriz. Sağlık sistemine, otomotiv sektörüne de ürünler üretiyoruz. Dolayısıyla birçok alanda olup ayakta durmayı planlıyoruz ve bunu başarıyoruz. Bugün yüzde 70 savunma sanayine ürün üretiyoruz ama yarın her duruma hazırız. Sürekli yatırım halindeyiz. Savunma sanayi üretiminde ihracat ne kadar? 6 buçuk milyar dolar. Bu birlikte hareketin bir sonucu. Planlı bir yürüyüşün getirisi. Burada devletin organizasyonda çok büyük payı var. Devlet ister istemez bu sektöre önem vermeye başladı. Bir örnek vereyim. Gezi olaylarında Fransa, gaz fişeklerinin Türkiye’ye ihracatını durdurdu. Biz gaz fişeğini 15-20 gün içerisinde imal ettik. Böyle böyle bir baktık, önce kendi ihtiyacımızı karşılamaya başladık. İş daha da büyüdü ve ihracat yapmaya başladık. Şimdilerde bazı ülkelerde yatırım ortaklığı yapıyoruz. Elbette bizim katkımız bilgi birikimimiz oluyor. Yani artık bu alanda bilgimizi de paraya çevirecek konuma geldik. Burada SAHA Savunma Havacılık Uzay kümelenmesinin payı çok büyük. Bu platformda BAYKAR’a yakın oranda ihracat yapan pek çok şirket var. Burada güçlü bir ekosistem var ve hep beraber büyüyoruz. Çünkü onlarla beraber yan sanayi de büyüyor. Çünkü Avrupa’nın en büyük iş kümesiyiz.  Bin civarında firma, savunma sanayi ve havacılık alanında birbirlerine entegre halde çalışıyor. Sanayi birikiminin çok işlevsel kullanılması bugün itibariyle bizi çok farklı bir yere getirdi. Öte yandan biz Türkiye olarak Dünya Uzay Konferansı’na talip olduk ve 2026 da IAC2026’yı Antalya da yapma kararını buradan da paylaşmış olalım. Ülkemizde uzay ile ilgili ciddi bir çalışma var. Planlara göre 2026’da sert iniş olarak, 2028’de da yumuşak iniş olarak aya iniş programımız var. Bir tanesini Elon Musk’la birlikte, onun rampasından yapacağımızı biliyorum.  Bu çalışmalar, konuyu bilen insanları gerçekten heyecanlandırıyor. Bence çok güzel bir süreç. Türkiye’nin ayda olmasını her kesim desteklemeli. Biz de SAHA İstanbul, Sima olarak bu sürecin içinde olacağız.Sima’nın ihracatı ne? Buradan rakam paylaşmayı çok doğru bulmuyoruz. Bu elbette yıllara göre yükselecek, önemli sayılacak bir ihracatın sahibiyiz. İlimiz sanayi odasından 2022 yılı en iyi sektörel performans ödülüne de layık görüldük. Bunu sağlamanın yolu şu: Öncelikle pazar sizi bir test ediyor. Ondan sonra takip etmeye başlıyor. Deneme, testler ve sizin vizyonunuzla birlikte dünyaya açılıyorsunuz. Sima’nın hedefi ne? Biz, herkesin yapmadığını yapmaya çalışan bir firmayız. Birilerinin taklidi olmadık ve olmayacağız. Ama bizi takip eden firmalara her zaman açığız. Onlara destek de veririz. Biz sürekli kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Ürettiğimiz ürünler, personel kalitemiz bu gelişimin temel başlıkları… Bizim kendi içimizde bir “Alüminyum akademimiz” var. Orada kendimize özel programlar yapıyoruz. Kendi personelimizi kendimiz yetiştirmeye çalışıyoruz. Personelimizi üniversiteden itibaren mükafatlandırmaya, işe ısıtmaya çalışıyoruz. Elimizden geldiğince farklı olmaya çalışıyoruz. Yeni ürünler ve yeni ufuklar peşinde koşuyoruz. Sanayiciler bir personel sorunundan bahsediyor. Evet ama bunun müsebbibi biziz. Sanayici personelin kıymetini yeni anlamaya başladı. Ama birçok imkanı kaybettik. Eğer sanayiciler gerekli imkanları verirse bu ülkenin çocukları bu ülkeyi ayakta tutarlar. Emin olun, burada olmayan şeyin müsebbibi biziz. Örneğin kendini çok iyi yetiştirmiş bir arkadaşımız ASELSAN’a girmek için araya bir sürü kişiyi koyuyor. Giriyor ya da giremiyor… Demek ki sizin ASELSAN gibi çok şirketiniz olsa, bu gençler yurt dışına gitmez. Merdiven altı çalışan şirketler gibi olursanız bu arkadaşları tutamazsınız. Diğer yandan personele ne verdiğiniz de çok önemli. Bir patron zenginleşirken ekosistemini kurarak etrafını da yukarı doğru çıkarmalıdır. Zengin patron fakir işçi varsa o şirket büyüyemez. Paylaşmayan iyi baba da olamaz iyi patron da… Paylaşırsanız nitelikli personel bulursunuz. Zorda kalmış sığınmacılar üzerinden sanayicilik yapılmaz. Başka neler söylemek istersiniz? Kocaeli birçok kimliği olan bir kent. Evet, liman kenti, turizm kenti, tarih kenti… Ama bugün aynı zamanda Kocaeli bir savunma sanayi kenti. Çünkü savunma sanayinin ihtiyacı duyduğu ar-ge ve üretim çalışmalarının ciddi bir bölümü Kocaeli’de yapılıyor. Bu sebeple Kocaeli’nin savunma sanayi kenti olma özelliğinin daha fazla ön plana çıkması gerektiği düşüncesindeyim. İşte yeni okul projesi Bir okul projeniz vardı. Bundan bahseder misiniz?  Bizim bulunduğumuz lokasyonda 4 tane sanayi bölgesi ve bu sanayi bölgelerinde de  binin üzerinde ufaklı büyüklü fabrika var. Burada önemli bir teknik kadroya ihtiyaç var. Bu fabrikalarda artık vasıfsız personel diye bir şey yok, asgari ücret diye bir şey yok. Dolayısıyla bize vasıflı insan gerekiyor. Vasıflı arkadaşları da sıfırdan alıp yetiştirmek zor bir süreç. Biz burada Saha İstanbul, Girişimci Alüminyum Sanayici İş Adamları Derneği, OSB’ler ve Gebze Teknik Üniversitesi, Kocaeli Üniveristesi ve SİMA  olarak “Uygulamalı Bilimler Akademisi”  kurmayı hedefliyoruz. TOBB’un da işin içinde olmasını arzu ediyoruz. Hedefimiz burada iki tip belgelendirme yapmak: Birincisi, akademik olarak resmi ön lisans belgesinin verilmesi… İkincisi de, bir akademi mezunu gibi özerk belge verilmesi… Örneğin teknisyen belgesi alan bir çalışanımızın maaşı da otomatik olarak artacak. Diğer yandan Bakanlığı döneminde Sayın Lütfi Elvan’a sunduğum bir proje var: Örneğin yurt dışında birçok büyük firmada çalışmış vatandaşlarımız var. Bunlar emekli olmuşlar ve çalışmıyorlar. Özellikle sektörel bazlı Avrupa’da çalışmış insanları tespit ederek, bunları turuncu mühendislik tabiriyle buraya getirip eğitmen personel olarak değerlendirebiliriz. Bu Türkiye’nin önünü açacak bir projeksiyon. Sima Alüminyum vizyonu ve misyonu nedir? Sima Alüminyum, alüminyum alaşımlarının şekillendirilmesi amacı ile 2016 yılında 2.500 m2 alana sahip tesisi ile birlikte Çayırova Kocaeli' de faaliyete geçti. Sima Alüminyum 2022 yılında Dilovası Imes OSB Bölgesinde 22.000 m ² alana kurulu yeni fabrikasına geçiş yaptı. Günümüz son teknolojisini yakalamayı hatta son teknolojiye yön vermeyi hedefleyen Sima Alüminyum yeni tesisinde Robot Kolları’nı üretim elemanlarına ekleyerek insansız üretime başladı. Havacılık, otomotiv, elektromekanik, raylı sistemler, tıbbi cihazlar, bisiklet, denizcilik ve temiz enerji alanları hizmet verdiği sektörlerin bazıları. Müşteri şartlarını en üst düzeyde sağlamak için, son teknoloji makinalar ile yapılan ürünler, teknik mesleki yeterliliği olan tecrübeli teknisyenler tarafından, hassas ölçüm cihazları ile kontrol edilmekte ve onay verilmektedir. Sima Alüminyum’un vizyonu şöyle: Alüminyum üretim alanında teknoloji, inovasyon, sürdürülebilir ve otomasyona dayalı izlenebilir sistemler ile yurt içinde ve yurt dışındaki çözüm ortaklarına katma değeri yüksek, güvenilir, yenilikçi ürünler sunmak. Tedarik zincirinin ihtiyacı ve firmamızın üretim konusu olan Alüminyum dövme, Ekstrusion, derin çekme, soğuk çekme, ısıl işlem  ve basınçlı tüp gibi teknolojik ürün ihtiyaçlarına inovatif çözümler getirerek kısa süre içerisinde dünyanın önde gelen alüminyum üreticilerinden birisi olmak. Hedeflerine marka bilinirliğini arttırarak ulaşan; ülkesine, paydaşlarına ve takım arkadaşlarına gurur veren bir teknolojik üretim üssü olmak. Sima Alüminyum’un misyonu şöyle: Kuruluş amacımız olan ülkemiz Alüminyum endüstriyel yapısında; yerli ve milli projeler hedefli, küresel pazarda yarattığı değerler ile sürdürülebilir büyümesini koruyan, rekabet gücü ile tercih edilen, güvenilen ve yenilenebilir enerji kaynakları ile çevreye ve insana duyarlı bir teknoloji firması olmak.  Kaynak:AA

İnsansız Kara Aracı ASLAN Tehditleri METE ile durduracak

ASELSAN, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yürütücülüğünde gerçekleştirilen TEKNOFEST İzmir'de, özgün mühendisliğin gücüyle geliştirilen yerli sistemleri sergiledi. ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, açıklamalarda bulundu. ASELSAN tarafından geliştirilen insansız kara aracı ASLAN, Lazer Güdümlü Mini Füze Sistemi METE ile etkili ve hassas vuruş yeteneği kazandı. ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, insansız sistemlere 10 yıldan fazladır yatırım yaptıklarını, kara ve deniz alanlarında sistemleri bulunduğunu söyledi. TEKNOFEST İzmir'de ASLAN ve ERTUĞRUL araçlarını sergilediklerini ifade eden Akyol, ERTUĞRUL Bomba İmha Robotu'nun envanterde görev yaptığını, bu yıl ihracatının da gerçekleştirildiğini belirtti. Akyol, ASLAN aracının da bu sene envantere girdiğini bildirdi. İnsansız kara aracı çalışmalarında otonomiye özen gösterdiklerini ve bu alana özellikle yatırım yaptıklarını vurgulayan Akyol, şöyle konuştu: "Sistemlerimizde yapay zeka bilgisayarı, otonom sürüş bilgisayarı ve silah yönetim bilgisayarı olmak üzere 3 katmanlı bir mimari var. Bu mimarinin üzerine değişik faydalı yüklerle farklı sınıflarda insansız kara araçları geliştiriyoruz. Özellikle son dönemde hassas mühimmatlarla hedefleri vurabilmek öne çıktı. Bu kapsamda Roketsan'ın lazer güdümlü METE mühimmatını yeni envantere giren ASLAN aracımıza entegre ettik. Otonom sürüş yapabilen ASLAN aracımız hedefi hassas şekilde vurabilecek kabiliyete erişmiş oldu. Meskun mahalde olsun, konvansiyonel savaşta olsun hassas hedefleme, işaretleme ve otonom yeteneklere sahip bu araçla tehdidi imha edebilmek ordumuzda fark yaratacak. Bu faydalı yükleri çeşitlendirerek değişik sistemlerle, kendi geliştirdiğimiz sensörlerle insansız kara araçlarımızı donatıyoruz. Bununla da yetinmiyoruz. Havayla denizi, denizle karayı entegre ettiğimiz çalışmalar da var. Önümüzdeki günlerde aynı anda hava araçlarının deniz araçlarıyla konuştuğu, ikisinin de otonom olduğu birtakım yeni gelişmeleri milletimizle paylaşacağız." ASLAN'ın üst segmentinde TUNGA ve ERTUNGA araçlarını geliştirdiklerini anlatan Akyol, bu araçların da kalifikasyon testleri aşamasında olduğunu bildirdi. Boyut büyüdükçe araçları daha etkili silahlara donatabildiklerine işaret eden Akyol, güdümlü mühimmatlar, değişik faydalı yüklerin kullanımının bu araçlarla gündeme geleceğini söyledi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu alanda önemli teşkilatlanmalar yaptığına değinen Akyol, ASELSAN'ın da buna yönelik olarak teknolojisini, yapılanmasını gün gün ilerlettiğini kaydetti.   Kaynak: Basın Bülteni

Türkiye'nin İlk Kamera Sistemli Üretim Tesisi Açıldı

Bilişim Vadisi’nde Togg’un akıllı kamera sistemlerini geliştirip üreten BÜYÜTECH Sanayi ve Teknoloji A.Ş. Teknoloji Üretim Merkezi’nin açılış törenine TBMM, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ile TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Albert Saydam da katıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Büyütech Teknoloji Üretim Merkezi’nin yıllık 800 bin adet kamera üretim kapasitesine sahip olduğunu belirti. Büyütech'in TOGG’un sürücü yorgunluk algılama ve çevresel görüş kamera sistemlerini ürettiğini ifade eden Bakan Kacır, "Merkezin 'yüksek teknolojiyle lens montajı' yetkinliği hem Büyütech’i hem de mobilite ekosistemimizi çok daha ileriye taşıyacak.” dedi. Togg’u mobilite alanında Türk mühendis ve teknisyenlerin neleri başarabildiğinin tüm Dünya’ya ilanı olarak gördüklerini belirten Bakan Kacır, "Hedefimiz Türk otomotiv sanayiinin dönüşümünü başarı ile tamamlayarak küresel mobilite teknolojilerinde söz sahibi olmak. Bu vizyonumuzu, geçen yıl kamuoyu ile paylaştığımız “Mobilite Araç ve Teknolojileri Yol Haritası” ile somutlaştırdık. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak; Markaların teknolojik yetkinliklerini artırarak katma değerli üretim ekosistemini güçlendiriyoruz. Elektrikli araç şarj istasyonu altyapılarını Teknoyatırım Destek Programı kapsamında destekliyoruz. Bugün, 700’ü destek programımız kapsamında kurulan, 1250’den fazla hızlı sarj istasyonu 81 şehrimizde hizmet sunuyor. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında mobilite sektöründe yüksek ve orta yüksek teknolojili girişimleri destekliyoruz" diye konuştu. Kaynak:AA

Antalya, Uzay Kongresi’ne Ev Sahipliği Yapacak

Kocaeli’nin Gebze ilçesinde yer alan Bilişim Vadisi’nde düzenlenen “Büyütech Türkiye’nin İlk Kamera Sistemleri Üretim Tesisi Açılış Töreni”nde konuşan Kacır, Uluslararası Uzay Konferansı’nın dünyanın en büyük uzay etkinliği olduğuna dikkat çekerek “Bu konferans bu yıl Azerbaycan’da, Bakü’de gerçekleşiyor. Biz 2026’da bu büyük etkinliğin Türkiye’de, Antalya’mızda gerçekleşmesi için aday olmuştuk ve bu adaylık süreciyle ilgili bir yarış içindeydik. Az önce arkadaşlarım arayarak bildirdiler ki, Türkiye’miz bu yarışı kazandı ve 2026’da dünyanın en büyük uzay kongresine Antalya ev sahipliği yapacak. Ülkemize, milletimize hayırlı olsun. Bu başarı, Türkiye Yüzyılı’na adım atarken işte hep birlikte inşa ettiğimiz bilim, AR-GE, inovasyon ekosisteminin, girişimcilik ekosisteminin başarısıdır. Ben inanıyorum ki, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nda çok daha büyük işlere imza atacağız” ifadelerini kullandı. Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım da 77. Uluslararası Uzay Kongresi’nin Antalya’da düzenlenecek olmasından duyduğu memnuniyeti belirterek “Türkiye’nin dünya uzay cemiyetindeki yeri çok daha yukarıya çıkmış olacak” dedi. TÜRK FİRMASINDAN TOGG'A DİJİTAL GÖZLER Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, Büyütech firmasına ait Türkiye’nin ilk kamera sistemleri üretim tesisini hizmete açtı.  Bakan Kaçır, Büyütech ‘in Togg’a hizmet veren start-uplardan biri olduğunu belirterek “2023 yılı içinde girişim sermayesi fonlarından toplam 4 milyon doların üzerinde yatırım alan Büyütech bugün Togg’un sürücü yorgunluk algılama ve çevresel görüş kamera sistemlerini üretiyor. Yıllık 800 bin kamera üretim kapasitesine sahip Büyütech, uluslararası bir marka olma yolunda önemli adımlar atıyor” dedi.  Kaynak:DHA

GHOST Sistemi, Suudi Arabistan’a İhraç Ediliyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suudi Arabistan Kraliyeti arasında Savunma Sanayi alanında geliştirilen işbirliği devam ediyor. Bu kapsamda İstanbul Swiss Otel’de düzenlenen törende, Türk Savunma Sanayi firması olan ASER Teknoloji tarafından 2017 yılından beri geliştirilen Anti Drone çözümü GHOST sistemi, GHADI Holding aracılığıyla Suudi Arabistan’a ihraç edildi. 33 KİLOMETREDEN TANK TESPİTİ YAPABİLİYOR 2005 yılından bugüne ODTÜ Teknokent’te Araştırma Geliştirme faaliyetlerini sürdüren ASER Teknoloji’nin geliştirdiği GHOST radar; insansız hava araçlarına karşı 360 derece durumsal algılama, tespit ve sınıflandırma yapan bir radar sistemidir. Yüksek radar hassasiyeti, tüm hava koşulunda çalışabilme yeteneğiyle; 11 kilometreden yaya, 19 kilometreden helikopter, 22 kilometreden araç ve 33 kilometreden de tank tespiti yapabilmektedir.   Kaynak: Basın Bülteni

Askeri Teknolojideki Yeteneklerle İhracat Başarısı

TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM), askeri güvenlik projelerinden edinilen tecrübeyle geliştirdiği güvenlik çözümüyle ihracat başarısı yakaladı. Askeri ihtiyaçlara yönelik yürütülen kriptolojik ürünlerden edinilen tecrübelerle kurumsal ihtiyaçlara yönelik Donanımsal Güvenlik Modülü - Hardware Security Module (HSM) geliştirildi. Donanımsal Güvenlik Modülü, güçlü kimlik doğrulama için gerekli sayısal anahtarları koruyup yöneten ve kripto işleme sağlayan fiziksel bir cihaz olarak görev yapıyor. Bütünleşik güvenli kriptografik anahtar üretimi, depolama ve yönetim hizmetlerini sağlayan cihaz, "Rasgele Sayı Üretici" özelliği sayesinde, kırılması mümkün olmayan kriptografik altyapı oluşturuyor. TÜBİTAK BİLGEM tarafından 40 yıldır yürütülen farklı tip askeri güvenlik projelerinden edinilen birikim DIRAK HSM isimli yeni bir ürünün ortaya çıkmasını sağladı. Cihaz, Türkiye'de geliştirilmiş tek yerli ve milli "Rasgele Sayı Üretici" teknolojisi ile üst düzey güvenlik sunuyor. Enstitü bünyesindeki Milli Açık Anahtar Altyapısı ekibi tarafından geliştirilen DIRAK HSM, kişisel kullanım ile ticari ve kamu kurumlarının istifadesine sunuldu. İletişim, akıllı araçlar ve bankacılıkta kullanılıyor Bilgi güvenliği ve kişisel güvenliğe ihtiyaç duyulan alanlarda üstün bir altyapı oluşturan cihaz, 4,5G/5G altyapılarında, akıllı araçlarda, finans ve bankacılık sektörlerinde, blokzincir alanında kullanılmaya başlandı. Bilgi güvenliği ve kişisel güvenliğe ihtiyaç duyulan alanlarda üstün bir altyapı oluşturan cihaz, 4,5G/5G altyapılarında, akıllı araçlarda, finans ve bankacılık sektörlerinde, blokzincir alanında kullanılmaya başlandı. DIRAK HSM, hem Türkiye hem de uluslararası piyasada geçerli birçok sertifikayı aldı ve geleceğin teknolojisi sayılan "bulut çözümlerine" hazır hale getirildi. Uluslararası çözümlerle rekabet edecek seviyeye gelen DIRAK HSM, ürün pazarını domine eden cihazlara alternatif oluşturdu. TÜBİTAK BİLGEM, ürün geliştirme konusundaki bu başarıyı bir dizi ülkeden aldığı siparişlerle ticari alana da taşımayı başardı.   Kaynak Basın Bülteni

Türk savunma sanayi firmalarından Polonya çıkarması

SSB'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Polonya Devlet Başkanı himayelerinde yılda bir düzenlenen MSPO Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, 5-8 Eylül tarihleri arasında dünyanın çeşitli bölgelerinden ülkelerin savunma sanayii firmaları ve üst düzey resmi delegasyonlarının katılımıyla gerçekleşiyor. Türk savunma sanayi firmalarının ürettiği çeşitli insansız kara ve hava araçları, zırhlı araç platformları, silah sistemleri, elektronik sistemler, simülatörler ve lojistik destek ürünlerinin sergileneceği fuarda, Türk firmalar ile diğer ülkeler arasında işbirliği potansiyelinin geliştirilmesi ve derinleştirilmesi hedefleniyor. Fuar süresince Türk resmi heyeti, ev sahibi ülke yetkilileri ve fuara katılacak diğer ülke heyetleri ile görüşmeler yapacak. Türkiye Milli Pavilyonunda, fuar katılımcılarına Türk savunma sanayi ve ileri teknolojik yetenekleri hakkında bilgiler sunulacak ve işbirliği fırsatları değerlendirilecek. Fuara Türkiye'den 3E Elektro Optik Sistemler San. ve Tic. Ltd. Şti, Aselsan Elektronik Sanayi ve Ticaret AŞ, Baykar Makina Sanayi ve Ticaret AŞ, Canik Samsun Yurt Savunma ve Ticaret AŞ, Kalekalıp Makine ve Kalıp Sanayi AŞ, Koluman Otomotiv Endüstri AŞ, Makel Mekanik Mühendislik AŞ, Makine ve Kimya Endüstrisi AŞ, Repkon Makina, Kalıp Sanayi ve Ticaret AŞ ve Roketsan Roket Sanayi ve Ticaret AŞ firmaları katılıyor.   Kaynak : Basın Bülteni

ASELSAN Genel Müdürlüğü Görevine Ahmet Akyol Atandı

Ahmet Akyol, Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden 2005 yılında mezun oldu. Stanford Üniversitesi’nde İnovasyon Liderlik eğitimi alan Akyol, Cranfield Üniversitesi’nde elektro-optik ve haberleşme konularında eğitimlere katıldı. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde Kamu Yönetimi yüksek lisans eğitimini tamamlayan Akyol, tez çalışmalarına devam ediyor. 1982 İzmit doğumlu olan Ahmet Akyol, 2006-2007 yılında asteğmen olarak askerlik görevini yerine getirdi. Ahmet Akyol, 2007-2022 yılları arasında Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, TÜBİTAK, HAVELSAN, Quantum3D’de mühendis, müdür, müşavir, Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Vekili gibi farklı görevlerde bulundu. 2018 yılında atandığı Savunma Sanayii Başkanlığı Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS) Daire Başkanlığı görevine üç yıl süreyle devam etti. 2021-2022 yıllarında ise yine Savunma Sanayii Başkanlığı’nda Elektronik Harp ve Radar Sistemleri (EHRS) Daire Başkanlığı görevini yürüttü. Görevi boyunca çok sayıda kritik savunma sanayi projesinin sorumluluğunu üstlendi. Savunma Sanayii Başkanlığı’ndaki görevlerinin ardından 2022 yılı haziran ayında ASELSAN Yönetim Kurulu kararı ile ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı ve Mikroelektronik, Güdüm ve Elektro-Optik (MGEO) Sektör Başkanlığı görevine atandı. TÜBİTAK-SAGE Yönetim Kurulu üyeliği ve ülkemizi temsilen NATO Bilim ve Teknoloji Organizasyonu (STO) Sensör ve Elektronik Paneli kurul üyeliğini sürdüren Akyol, evli ve üç çocuk babasıdır. Kaynak: Basın Bülteni

BAE Heyeti'nden Türk Savunma Sanayiine Yatırım

BAE’den geniş bir heyet, Türkiye’ye geldi. Türkiye’de yatırım fırsatları arayan heyet ilgili bakanlık temsilcileriyle geniş katılımlı iki toplantı düzenledi.İki gündür Ankara’da yapılan toplantılarda ilgili bakanlıklar önlerindeki yatırım programını BAE heyetiyle paylaştı. Yenilenebilir enerji başta olmak üzere savunma sanayii, metro, hızlı tren gibi altyapı projeleri ile iki ülke arasında ticaretin artırılması üzerinde duruldu. Hürriyet’in haberine göre; toplantılarda BAE’den Türkiye’ye 25-30 milyar dolarlık yatırım gelmesinin öngörüldüğü, Türkiye’nin ihracatının da 5 milyar dolardan 10 milyar dolara çıkmasının hedeflendiği belirtildi. Öte yandan yatırım faaliyetlerinde, savunma sanayiinin de ön plana çıkacağı tahmin ediliyor.Türk savunma sanayii şirketleri, Şubat 2023’te BAE’nin başkenti Abu Dabi’de gerçekleştirilen IDEX’23 Savunma Sanayii Fuarı’na rekor katılım göstermişlerdi. Fuar sırasında; SİHA, akıllı mühimmat, zırhlı araç ve pan-tilt gibi çok çeşitli ürünlerin ihracatlarına yönelik anlaşmalar imzalandı. Öte yandan BAE ile Türkiye, ortak hassas güdümlü mühimmat geliştirecek. BAE, Türkiye’den taarruz helikopteri tedarik etmekle de yakından ilgileniyor. Roketsan ile Tawazun arasında MoU Yine IDEX’23 sırasında Roketsan ile BAE savunma sanayii sektörünün çatı kuruluşu Tawazun arasında bir mutabakat muhtırası (MoU) imzalanmıştı. Mutabakat Zaptı kapsamında Tawazun Council ve ROKETSAN, BAE’ye en yeni teknolojileri ve rekabetçi sistem çözümlerini sunmak için yakın işbirliği içinde çalışmaya devam edecek. ERDOĞAN BAE YOLCUSU Seçimlerden sonra ilk yurtdışı ziyaretini geleneksel olarak KKTC ve Azerbaycan’a yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, bayram sonrasında geniş bir heyetle Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitmesi planlanıyor. Türkiye’ye gelen BAE heyetinin iki günlük çalışmasının da bu ziyarette imzalanması muhtemel protokollerin ön çalışması olduğu belirtiliyor. Kaynak:İHA

Savunmanın Devleri İstanbul'a Geliyor

Savunma sanayi, sivil havacılık ve uzay sektörlerinde milli sistemler geliştirmek hedefiyle kurulan SAHA İstanbul, 10- 13 Kasım 2021 tarihinde İstanbul Fuar Merkezi'nde gerçekleştireceği SAHA EXPO 2021 fuarı ile birçok ilke imza atacak. 10-13 Kasım tarihleri arasında hibrit olarak başlayacak fuar, 15 Kasım tarihinde sanal fuara dönüşecek. Savunma ve havacılık sanayisinde dünyanın ilk hibrit fuarı olacak SAHA EXPO 2021, 15 Kasım'da 3D Sanal Fuar olarak devam edecek ve 15 Şubat 2022 tarihine kadar ziyaretçileri için açık kalacak. Gerçek fuar deneyimini, sanal bir ortamda ziyaretçilerine yaşatacak olan SAHA EXPO'ya, 7/24 giriş sağlanabilecek ve gerçek bir fuarda yapılabilecek tüm hizmetlerden faydalanılabilecek.Türkiye Cumhuriyeti Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından desteklenen fuar 40 bin metrekarelik alanda, 30 ülkeden 600'ün üzerinde firmanın katılımı ile gerçekleşecek. BAYKAR, ASELSAN, TUSAŞ (TAI & TEI), ROKETSAN, HAVELSAN, BMC, STM, KALE GROUP, FNSS, TAIS, PRATT & WHITNEY, DOWAKSA, UKRSPECEXPORT, IVCHENKO-PROGRESS ve MOTOR SICH gibi firmaların yer alacağı fuarda, başka savunma fuarlarda yer almayan; insansız silahlı ve silahsız hava aracı, helikopter, uçak, zırhlı araç, silah, roket ve mühimmat imalatı, denizaltı ve savaş gemilerinin üretimi, tank ve teçhizatları, haberleşme cihaz ve ekipmanlarının üretimi, siber güvenlik, yazılım ve donanım geliştirilmesine kadar savunma, havacılık ve uzay sektöründeki en son teknolojiler ile üretilen birçok ürün ilk defa sektöre tanıtılacak.Savunma, deniz ve havacılık sektörlerindeki en gelişmiş teknolojilerin sergileneceği fuarda, katılımcılar, uluslararası üreticiler ve küresel ölçekteki ürün ve hizmet tedarikçileri ile bir araya gelecek. Bu yıl 25 binin üzerinden ziyaretçinin beklendiği SAHA EXPO 2021, parça bileşen, alt sistem ve sistem üreten yüzlerce KOBİ'yi dünya çapında bilinen platform üreticileriyle bir araya getirmekte önemli bir rol oynayacak. Kobilerle yerli ve yabancı platform üreticileri ve delegasyonların bir arada olacağı fuarda 10 binin üzerinde B2B/B2G görüşme yapılacak. SAHA EXPO fuar alanında, dünyaca ünlü firmalar, sektörün liderleri ve sektöre yön verenler düzenlenen uluslararası panellerde bir arada olacaklar. Start-Up firmalarının sunumlarını yapabilecekleri özel alanların da olacağı fuarda, anlaşmaları yapılmış projelerin imza törenleri de gerçekleşecek. Katılımcılar en son teknolojik savunma sanayi ürünlerinin bazılarının sunum ve lansmanlarını ilk kez SAHA EXPO 2021 Hibrit fuarında yapacak. Kaynak:AA

TUSAŞ Kahramanmaraş'a Dev Yatırım Yapıyor

Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Başkanı Mustafa Buluntu'nun duyurduğu yatırım planlamasının detaylarını Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir açıkladı. Bir televizyon programına canlı bağlantıyla konuk olan Demir, TUSAŞ'ın deprem sonrası bölgeyi canlandırmak ve hem üretim hem de istihdam noktasında bir hareketlilik oluşturmak adına Kahramanmaraş'a üretim tesisi kurulacağını söyledi. TUSAŞ'ın Kahramanmaraş'a kendi tesisini kuracağını belirten Prof. Dr. Demir şunları söyledi: "TUSAŞ, hızlılık açısından şu anda ilk adım kapalı bir alana girerek, kendi makine ve teçhizatı oraya taşıyarak, üretime başlayacak. Daha sonra ise daha geniş bir alana kendi programını hayata geçirecek. Tabii TUSAŞ'ın yaptığı planlama bizim için sadece bir adım. Biz 7-8 değişik bölgede, diğer şirketlerimizin benzer faaliyetler yapmasını planladık. Amacımız bölgede bir an önce üretim ve istihdam faaliyeti yaparak, bölgeye canlılık katmak. TUSAŞ'ın sivil uçaklara yönelik yoğun bir iş yükü var. TUSAŞ, bu iş yükünü farklı yerlere tesisler kurarak, bölgeye aktarmayı planlıyor. Tusaş'ın gelecekteki planlanan iş yükü özellikle uçak parçaları alanında. Bu anlamda da bir üretim planlaması söz konusu." YATIRIM DEĞERİ 1 MİLYAR LİRA Süreçle ilgili detaylar bölgedeki şartlara bağlı oğlduğunu söyleyen Demir, "Şu anda kapalı bir alan bulundu ve oraya teçhizatın aktarılması planlanıyor. Ancak tabii TUSAŞ, daha büyük tesis alanları için bölgedeki otoriterlerle temas halinde. Yer ve mekân belli olduktan sonra çok hızlı bir şekilde imar edip, 6 ay içinde tesislerimizi faaliyete geçiririz. TUSAŞ, ilk olarak 250 kişilik bir istihdam sağlayacak. Ama bu sayı ilerleyen yılda 500-600'leri bulabilir. Yatırımın değeri tesis artı konut 1 milyar lira" dedi. 'SAVUNMA SANAYİİ KAHRAMANMARAŞ'TA ÜRETİMSEL FAALİYETE BAŞLIYOR' TUSAŞ Başkanı Prof. Dr. Rafet Bozdoğan ve beraberindeki heyet, KMTSO Başkanı Mustafa Buluntu ve Ticaret Borsası Başkanı Mustafa Narlı'yı ziyaret etmişti. Ziyaret çerçevesinde yapılan görüşmeler neticesinde bölgede üretim ve istihdamı artırmaya yönelik istişarelerde bulunulmuş, Buluntu ve Narlı ise TUSAŞ'ın üretim alanı için girişim başlatmıştı. Bu doğrultuda Başkan Buluntu, önceki günlerde düzenlenen KMTSO 5. Olağan Toplantısı'nda savunma sanayii alanında yatırım olacağı müjdesini vermiş ve "Kahramanmaraş'a savunma sanayi yatırımıyla alakalı ciddi bir hamle başladı. Savunma Sanayii Kahramanmaraş'ta üretimsel faaliyete başlıyor. Protokoller imzalandı. Kısa sürede de faaliyete geçecek" ifadelerini kullanmıştı. Kaynak:AA

ASELSAN'da Hava ve Füze Savunma Mesaisi Başladı

Türkiye'nin stratejik savunma ve güvenlik ihtiyaçları, uzman tedarik kurumu olan SSB aracılığıyla karşılanıyor. Güvenlik birimlerinin ihtiyaçlarının azami yerlilikle karışlanması doğrultusunda sektördeki ana ve alt yüklenicilere çeşitli sorumluluklar veriliyor. ASELSAN, bu çabalarda önemli bir rol üstlenirken geçmişten gelen bilgi ve tecrübeyle sadece savunma teknolojileri alanında değil, sivil alanlarda da çözümler üretiyor. ASELSAN, sahip olduğu kabiliyetler dolayısıyla Türk savunma sanayisinin en önemli "ana yüklenicileri" arasında yer alıyor. Şirket, "haberleşme ve bilgi teknolojileri", "savunma sistem teknolojileri", "mikroelektronik, güdüm ve elektro-optik", "radar ve elektronik harp sistemleri", "ulaşım, güvenlik, enerji, otomasyon ve sağlık sistemleri" gibi alanlarda ürettiği çözümlerle güvenlik güçlerine katkı sağlıyor. Geliştirdiği teknolojilerle uzun yıllardır savunma sanayisinin en güvenilir üreticilerinden biri olan ASELSAN, SSB ile uzun yıllara yayılan birçok sözleşme imzaladı. 2022 yılı ve öncesi dönemlerde ASELSAN ile SSB arasında oluşturulan ve teslimat tarihi 2023 yılı olan 26 milyar 547 milyon lira tutarında çeşitli sipariş emirleri bulunuyor. Bu yıl içinde yapılacak toplam teslimatın en büyük kalemini 3 milyar 726 milyon lira ile "hava ve füze savunma sistemleri" oluşturuyor. Siper Projesi'ne Katkı Hisar projeleri kapsamında Hisar-A+ ve HİSAR-O+ sistemlerinin teslimatında görev alan ASELSAN, milli uzun menzilli hava savunma çözümü Siper Projesi'ne katkı sağlıyor. ASELSAN'ın "hava ve füze savunma sistemleri" alanındaki çözümleri arasında, 35 milimetre hava savunma top sistemleri, ateş idare cihazı ve modernize çekili top sistemi, Yakın Alana Hava Savunma Sistemi Gökdeniz, Göker 35 milimetre Çok Amaçlı Silah Sistemi, Korhan Yeni Nesil Hafif Zırhlı Silah Sistemi gibi bir dizi ürün bulunuyor. Bunu 2 milyar 203 milyon lira ile "kara ve silah sistemleri", 1 milyar 134 milyon lira ile "kara savunma sistemleri" ve 895 milyon lira "hava savunma sistemleri" projeleri izliyor. 2023 yılında öngörülen satış rakamlarının yüksek olması nedeniyle, ASELSAN ile SSB arasında bir hesap dönemi içerisindeki tutarların, satış işlemlerinde kamuya açıklanan son yıllık finansal tablolara göre oluşan hasılatına olan oranının yüzde 10'dan fazla bir orana ulaşacağı öngörülüyor. Kaynak:AA

Savunma Sanayisinde Medya Zirvesi

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı himayelerinde, Millî Savunma Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı destekleriyle, Savunma Sanayii Araştırmaları Merkezi (SASAM) tarafından 20 Mart Pazartesi günü Teknopark Ankara’da düzenlenen Savunma Sanayii Medya Zirvesi yoğun ilgi ile tamamlandı. Türk savunma sanayiinde önemli bir boşluğu doldurmayı amaçlayan zirveye 400’den fazla kişi, 70’ten fazla basın kuruluşu ve 100’den fazla savunma sanayii firması katıldı. Zirvenin açılış konuşmasını yapan İvedik Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ve Teknopark Ankara Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Gültekin, savunma sanayisinde geliştirilen her proje ve üretilen her ürünün ulusal medya yoluyla paylaşılmasının güçlerine güç kattığına işaret ederek şunları söyledi: “Bu sayede milletimizin desteğini arkamızda her zaman hissediyoruz. Tabii burada öncelikli husus savunma sanayisi alanında faaliyet gösteren firmalarımızın sektör ve ulusal medyayla temas halinde olmasıdır. Bilgi akışı ne kadar hızlı olursa haber olma niteliği o denli artacaktır. Bilgi kirliliğinin bu denli yoğun yaşandığı bu dönemde doğru haberler yayınlayarak savunma sanayisi sektörünün itibarını koruyan medya organlarımız stratejik öneme sahiptir. Savunma sanayisi sektörü, doğası gereği hassas bilgiler içeren bir alandır, yanlış haberler veya eksik bilgiler, ciddi sonuçlara neden olabilir. Bu nedenle medya bu alanda doğru bilgiyi, uygun içeriklerle aktarmalıdır. Bu, ulusal güvenlik ve sektörün itibarı için oldukça önemlidir. Medya, ihracat için de başlı başına bir lokomotiftir. Uluslararası medya, savunma sanayisi sektörü hakkında yapılan araştırmaları ve yenilikleri yayınlayarak, ihracata doğrudan katkı sağlamaktadır. Bu, savunma sanayisi sektörünün yenilikçi ve rekabetçi kalmasına yardımcı olmaktadır.” SASAM Başkanı Volkan Öztürk ise zirvede yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Zirveyi, savunma sanayisi sektörünün tarafları olan firmaları ve basını bir araya getirerek tanışmalarını ve tecrübe paylaşımını sağlamak için hayata geçirdik. Ülkemizde tüm yönleriyle gelişen ve genişleyen savunma sanayisinin etkisi ekonomik, toplumsal ve stratejik alanlarda kendisini hissettirmektedir. Bu etki doğru analiz ve planlamayla katlanarak büyüme potansiyelini içinde barındırmaktadır. SASAM bu potansiyelin değerlendirilmesi amacıyla sektördeki tüm paydaşlara akademik bir anlayışla hizmet vermek için kuruldu.” Zirveye, “Savunma Sanayiinde Pazarlama İletişimi” konulu Panel ile devam edildi. Moderatörlüğünü SASAD Genel Sekreteri Ruşen Kömürcü’nün yaptığı panelde, METEKSAN Uluslararası Satış, Pazarlama ve Kurumsal İtibar Direktörü Burak Akbaş, FNSS Kurumsal İletişim Müdürü Cem Altınışık, ARMELSAN İş Geliştirme Müdürü Erdem Tümdağ, CANiK İş Geliştirme ve Kurumsal İletişim Müdürü Gençay Gençer konuşma gerçekleştirdi.Zirvenin öğleden sonra olan programında, farklı konularda söyleşiler düzenlendi. Türkiye Marka Ofisi Koordinatörü Nur Özkan Erbay, MSB Teknik Hizmetler Genel Müdürü Tümgeneral Hüseyin Duman, HAVELSAN Kurumsal İletişim Müdürü Burak Gayretli, HAVELSAN Strateji Grup Lideri Erol Yücel, TURDEF Genel Yayın Yönetmeni Özgür ekşi, Doç. Dr. Merve Seren, Savunma Sanayii Araştırmacısı Arda Mevlütoğlu ve TRT Arapça Haber Müdürü Muhammed Ünalmış savunma sanayiinin iletişimi, iş geliştirmesi ve ihracatı ile ilgili konular hakkında konuştu. Savunma sanayii firmalarının kurumsal iletişim ve iş geliştirme birimleri, savunma sanayii sektör basını ve ulusal basını bir araya getiren etkinlikte, firmalar tarafından açılan stantlarda B2B görüşmeler gerçekleştirildi. Kaynak:AA

Bilecik'te Akademisyenler İHA Motoru ve İnsansız Uçak Üretiyor

Makine, Metalurji ve Malzeme, Elektrik Elektronik mühendislikleri bölümlerinden akademisyenler ile lisans öğrencilerinden oluşan ekip, 2020 yılında İHA'ların maliyet ve özelliklerini inceleyerek yük taşıma kapasitesi yüksek bir motor üretebilmek amacıyla prototip hazırladı. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresince (KOSGEB) desteklenen, AHİ Havacılık firmasının da yer aldığı ve testleri başarıyla sonuçlanan proje için patent alındı. Üniversite-sanayi iş birliğiyle Bilecik Teknokent'te teknoloji geliştirme şirketi kurularak seri üretim aşamasına geçildi. Bulut altı görevleri yapabilecek düşük irtifalı İHA motorlarının temininde yurt dışına bağımlılığı azaltmayı amaçlayan Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümünden Doç. Dr. Burak Öztürk öncülüğündeki 8 kişilik ekip, insansız uçaklarda da söz sahibi olmayı hedefliyor. Doç. Dr. Öztürk, AA muhabirine, proje kapsamında ürettikleri tek silindirli 61 cc ve çift silindirli 170 cc iki İHA motorunun testleri başarıyla geçtiğini anlattı. Tek silindirli motorun her ne kadar proje başında modelcilere satış için tasarlansa da bilhassa hedef uçak ve kamikaze dronlarda kullanıldığını kaydeden Öztürk, diğer motorun ise yüksek taşıma kapasitesinden dolayı askeri ve sivil amaçlı bütün İHA'lara göre tasarlandığını, her ikisinin paramotor gibi hobi amaçlı havacılık faaliyetlerine de uygun olduğunu söyledi. Katıldıkları etkinlik ve fuarlarda sergiledikleri ürünler için savunma sanayi şirketlerinden 30 İHA motoru siparişi aldıklarını, bunları üretip teslim ettiklerini belirten Öztürk, "Bunun üzerine farklı tipte boxer, özel motor siparişleri verdiler. Savunma sanayi şirketleri bilhassa iki zamanlı ve bulut altı görevleri icra edebilen motorlarla alakalı olarak tamamen yüzde 100 yerli uçak ve motor birlikteliği sağlamak adına bize destek verdiler ve çok sayıda sipariş aldık. Şu an 150 motorun siparişi geçildi." diye konuştu. Öztürk, gösterilen ilgi dolayısıyla mevcut iki motora ilaveten yeni projeler için çalışmalara başladıklarını aktardı. Bazı yatırım şirketlerinin de projeyi desteklemek istediği bilgisini veren Öztürk, "Bu sadece benim, üniversitenin değil tamamen öğrencilerimizin başarısıdır. Proje süresince 2-3 yüksek lisans, 3-4 lisans projesi yapılmıştır. Proje kapsamında da gençlerimiz bizimle teorik bilginin yanı sıra uygulamalarda çalışmış ve başarılı yayınlar da ortaya koymuşlardır." ifadesini kullandı. Hedef uçağında ilk sipariş teslim edildi Deneme uçuşlarında birçok kez kaza kırım olayı yaşadıklarını aktaran Öztürk, AR-GE faaliyetlerinde ortaya çıkan sorunları çözme becerisi kazanırken uçak yapma bilgisi de edindiklerini dile getirdi. Öztürk, şöyle devam etti: "Önceden özel ürünler yurt dışından kopyalanırdı. Biz de dünyada en çok yaygın olan insansız hava aracının kalıbını geliştirdik ve testlerde kullanmak için kendimiz üretmeye başladık. Sonrasında fark ettik ki Çin'den bile çok yüksek rakamlarda bu uçaklar geliyor. Bu kapsamda da bir savunma sanayi şirketi hedef uçağı olarak kullanılmak üzere 3 uçak siparişi verdi. Birinin teslimatını yaptık, ikisi hazırlanıyor. Hedef uçak, kamikaze dron aynı zamanda düşük irtifa, bulut altı insansız saha aracı görevi yapabilecek uçaklarımızın da AHİ Edebali V3 ismiyle satışına başlandı. İkinci modelimizden esinlendiğimiz AHİ Edebali V5 modeli üzerinde kalıp çalışmalarımız devam etmekte ve bunların en kısa sürede tasarımda optimizasyon çalışmalarımız bittiğinde patentini alarak yurt dışına satışlarını gerçekleştireceğiz." Doç. Dr. Öztürk, son 3 yılda geliştirdikleri projelerin bütçelerinin yaklaşık 2 milyon lira olduğunu sözlerine ekledi. BŞEÜ Teknoloji Transfer Ofisi Koordinatörü Edip Avşar da üniversitenin sanayi ve teknoloji alanında önemli çalışmalara imza atmasından gurur duyduklarını belirtti. İHA motoru ve insansız uçak projelerinin üniversite-sanayi iş birliğinde ilk ürünleri, göz bebekleri olduğunu ifade eden Avşar, şöyle konuştu: "İkili ilişkilerin daha da ileriye gitmesini ve katma değerli ürünlerin daha artmasını istiyoruz. Biz, Bilecik'te AR-GE altyapısına da katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Bu insansız hava araçları ve aynı zamanda insansız hava araçlarının motorlarıyla ilgili çeşitli anlaşmalar da yapıldı. Bunların piyasaya satılmasıyla alakalı çalışmalarımızı yaptık. Siparişlerimiz geldi. Önümüzdeki günlerde de üniversitemiz sadece eğitim öğretimle değil yaptığı katma değerli ürünlerle hem şehrimizin hem de ülkemizin ses getiren bir üniversitesi olma yolunda hızla ilerliyor." Kaynak : AA

Türk Ordusu için Stratejik Tıbbi Malzemeler, MSB İlaç Fabrikası'nın Üretim Bantlarından İniyor

Türk ordusunda, ilaç ve tıbbi malzeme üretimine yönelik faaliyetler, Maltepe Asker Hastanesi bünyesindeki Askeri Eczahane-i Amire'de, kullanıma hazır ilaç üretimi ise İstanbul Gülhane Asker Hastanesi Malzeme-i Sıhhiye-i Askeriye İmalathanesi'nde başladı. Birinci Dünya Savaşı sırasında ilaç ve pansuman malzemesi üretiminin yapıldığı İstanbul ve Konya'nın Sille mevkisindeki imalathanelerin 1928'de birleştirilmesiyle Ankara'nın Keçiören ilçesi Etlik semtindeki Sıhhiye Ana Depo bünyesinde İlaç Yapım Atölyesi Müdürlüğü oluşturuldu. İlaç Yapım Atölyesi Müdürlüğü, 1964'te İlaç Fabrikası Komutanlığı, 2017'de ise MSB İlaç Fabrikası Müdürlüğü adını aldı. Ankara'nın Altındağ ilçesi Dışkapı semtindeki mevcut binasında hizmet veren fabrika, kamuya ait tek ilaç fabrikası olma özelliğini taşıyor. Fabrikada, TSK'nın harekat, eğitim ve tatbikatlar ile gerginlik, seferberlik ve savaş halinde ihtiyaç duyabileceği, piyasadan tedarikinde güçlük çekilebilecek stratejik seviyedeki ilaçlar, kimyasal, biyolojik, radyoaktif, nükleer (KBRN) silahlara karşı kullanılan ilaç ve panzehirler (antidot) ile tıbbi sarf malzemeleri üretiliyor. Protokol yapılan kamu kurum ve kuruluşlarının KBRN ilaç ve antidotu ihtiyaçları da yine fabrika tarafından karşılanabiliyor. "Tablet, Kapsül Üretim ve Blister Bölümü", "Ampul Üretim Bölümü", "Sargı ve Pansuman Malzemeleri Üretim Bölümü", "Pomat ve Toz Üretim Bölümü", "Solüsyon Üretim Bölümü" olmak üzere 5 bölümden oluşan fabrikanın üretim portföyünde, KBRN antidotu, antigripal kapsül, sıtma tedavisinde kullanılan hidroksiklorokin tablet, KBRN antidotu sınıfında yer alan ampuller ve otomatik atropin enjektörü, steril gaz kompres, non-steril gaz kompres, harp paketi şeklinde bireysel ilk yardım sargısı, deri üzerinde kullanıma uygun antimikrobiyal hazır ilaç, gizleme cilt boyası, antiseptik ve dezenfektan amaçlı solüsyonlar bulunuyor. Fabrikada, üretimde kullanılan her türlü ham madde, sarf malzemesi ile kullanıma hazır ürünlerin kimyasal ve mikrobiyolojik analizleri de yapılıyor. 29 kalem ilaç, antidot, sargı ve pansuman malzemesi üretiliyor İlaç Fabrikası Müdürü Eczacı Albay Zafer Atıcı, AA muhabirine fabrika ve üretim çalışmaları hakkında bilgi verdi. Fabrikanın 6 bin metrekare kapalı alanda faaliyetlerini sürdürdüğünü belirten Atıcı, fabrikada kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer savunmada kullanılmak üzere 7, sefer ve tatbikatlarda kullanmak üzere 4, sargı ve pansuman türünde 8, Kovid-19 ile mücadele ve diğer alanlarda 10 olmak üzere toplam 29 ürünün üretildiğini söyledi. Atıcı, "Kovid-19 ile mücadele kapsamında, Dünya Sağlık Örgütünce belirlenen standartlarda el dezenfektanından bugüne kadar 772 bin litre üretilmiş ve ihtiyaç sahiplerine teslimi yapılmıştır." dedi. Yurt dışından satın alınan bazı ürünler yerli ve milli imkanlarla üretiliyor Üretimine başlanan ya da başlanacak olan yeni ürünler hakkında bilgi veren Atıcı, şu ifadeleri kullandı: "29 kalem ürüne ilave olarak farklı renklerde gizleme cilt boyası ve böcek kovucu sprey üretilmesine yönelik formülasyon, stabilite ve küçük ölçekli üretim çalışmaları tamamlanmış olup bu ürünlerin yıl içinde seri üretimine geçilmesi planlanmaktadır. Gizleme cilt boyası, askerin arazi şartlarında kamufle olmasına yönelik kullanılan önemli bir üründür. Fabrikamızda daha önce üretilen siyah renkli gizleme cilt boyasına ilave olarak gelen talep üzerine yeşil, kahverengi, sarı, gri gibi farklı renklerde geliştirilen ürünlerle bu konudaki önemli bir ihtiyaç karşılanmış olacak. 100 mililitre hacminde üretilecek böcek kovucu sprey, sinek, böcek ve kene gibi canlılarla bulaşan, halk arasında 'şark çıbanı' olarak bilinen leishmaniasis, Batı Nil virüsü ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi gibi hastalıklardan korunmada önemli bir rol oynayacak." Atıcı, fabrikanın en önemli özelliklerinden birinin daha önce yurt dışından satın alınan bazı ürünlerin daha uygun maliyete yerli ve milli imkanlarla üretilmesi, bir diğerinin de belirli miktarlarda bulundurulan ham madde ile acil ortaya çıkan ihtiyaçların hızlı bir şekilde karşılanabilmesi olduğunu anlattı. Günlük 3 bin litre solüsyon ürün üretiliyor Fabrikada görevli eczacı Binbaşı Ayla Tort, amirliğini yaptığı solüsyon üretim bölümünde, TSK'nın ihtiyacı olan solüsyon özellikli ürünler ürettiklerini belirterek, günlük 3 bin litre kapasiteyle üretimin sürdüğünü kaydetti. Kaynak :AA

Kocaeli'de Savunma Sanayi için Deneme Üssü Kurulacak

Gebze'de bir araya gelen kurumların işbirliğinde "Magnezyum Alaşımları İçin İkiz Merdaneli Döküm Sistemi" protokolü imzalandı. Protokol kapsamında kurulacak tesiste, savunma sanayinin kritik malzemelerinin üretimi için denemeler yapılacak. SAHA İstanbul Savunma Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği, Gebze'de faaliyet gösteren bir üniversite ve bir alüminyum firması iş birliğinde, "Magnezyum Alaşımları İçin İkiz Merdaneli Döküm Sistemi" protokolü imzalandı. İmzalanan protokol kapsamında üniversite içerisinde kurulacak tesiste magnezyum ve alüminyum plakaların farklı kompozisyonları üretilecek. Bununla birlikte üretim yapılırken maliyet ve zamandan tasarruf sağlanacak. Bu şekilde üretimi yapılan malzemelerin mutfak, otomotiv ve savunma sanayi alanlarında kullanılabilmesi amaçlanıyor. "Magnezyum plakaların farklı kompozisyonlarının üretilmesini bu tesiste gerçekleştireceğiz" Protokol kapsamında üniversitenin sınırları içerisinde yer alan Marmara Araştırma Merkezinin yetkinliği ile beraber bir prototip üretim tesisi kurulacağını söyleyen, Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil, "Bu tesiste biz farklı metal alaşımların AR-GE çalışmalarını gerçekleştireceğiz. Özellikle savunma sanayideki ihtiyaç duyulan kritik metal alaşımlarının deneme üretimlerini, prototip üretimlerini ve AR-GE çalışmalarını beraberce gerçekleştireceğiz. Tesisin aslında kurulumunun Marmara Araştırma Merkezimizde bundan önce deneyimledik. Bu deneyimi ve bilgi birikimini kullanarak burada mevcut bir prototip tesisinde 3 ay gibi bir sürede yeniden kurmayı planlıyoruz. Tabii ki buradaki farklı metal alaşımları savunma sanayimizdeki farklı ihtiyaçlara yönelik bir AR-GE çalışmalarını içerecek. Burada tabii ki çok yönlü kara ve hava araçlarında bu özellikli malzemelerin farklı ihtiyaçlara yönelik olarak özellikle magnezyum plakaların farklı kompozisyonlarının üretilmesini bu tesiste gerçekleştireceğiz" dedi. "Çok özellikli alaşımların ülkemizde yerli ve milli olarak üretilmesini gerçekleştireceğiz" Magnezyum plakalar ve farklı alaşımlardan oluşan plakaları Türkiye’nin ağırlıklı olarak ithal ettiğini aktaran Yozgatlıgil, "Biz burada çeşitli malzemelerin özelliklerine yönelik olarak gerçekleştireceğimiz AR-GE çalışmalarıyla bu ithalatın önünü kesmeyi ve ihtiyaç duyduğumuz bu çok özellikli alaşımların ülkemizde yerli ve milli olarak üretilmesini gerçekleştireceğiz. İnşallah dışa bağımlılığı bitirme yönünde çok önemli bir adım olacak. Tabii ki bu bir AR-GE çalışması ve bir farklı prototiplerin burada üretilmesini sağlayacağız. Burada kazandığımız deneyimle, burada ihtiyaç duyduğumuz üretim tesislerinde ülkemizde kurulmasında katkı sağlayacak bir çalışma olacak" diye konuştu. "Teknolojimizi ilerilere, yukarılara taşımaya gayret ediyoruz" İmza töreninde konuşan SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş ise "Bizim bünyemizdeki malzeme şekillendirme komitemizde konu olan, projelendirilen ve bunun ete kemiğe büründürülen bir hususla karşınızdayız. Bizim temel motivasyonumuz ülkenin dışa bağımlı olduğu konularda bu bağımlılığı ortadan kaldırmak. Bu da o somut projelerden birisi. Adım adım bu tip somut projelerle teknolojimizi ilerilere, yukarılara taşımaya gayret ediyoruz. Hayırlara vesile olur inşallah ve sayıları artar inşallah" ifadelerini kullandı. Kaynak :Basın Bülteni

Savunma Sanayi Devleri IDEF’21’de Buluşacak

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından organize edilen IDEF'21, 15. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, 17-20 Ağustos 2021 tarihleri arasında İstanbul Büyükçekmece'deki Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde her zaman olduğu gibi fiziki olarak gerçekleştirilecek. Türkiye'nin ve dünyanın savunma sanayii devlerinin en önemli buluşma platformu olan IDEF'21'e, yurt içinden ve yurt dışından bin 170'in üzerinde firmanın katılması bekleniyor. Fuara 116 heyet katılacağını bildirirken, heyetlerde geri dönüşler devam ediyor. Şimdiden bu rakama erişilmiş olması fuarın uluslararası iş görüşmeleri açısından verimli geçeceğini gösteriyor. Fuar açılışına kadar bu sayının çok daha fazla olacağı vurgulanıyor. Fuara katılacağını bildiren üst düzey yetkililerin arasında 28 Bakan yer alıyor. SAVUNMA TEDARİKİNDEN SORUMLU MAKAMLARIN EN ÖNEMLİ BULUŞMASI IDEF'21, 15. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'na şu ana kadar 28 Bakan katılacağını bildirdi. Fuara katılacak heyetlerde Bakanların yanı sıra Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, Genelkurmay Başkan Yardımcısı, Bakan Yardımcısı, Jandarma Genel Komutanı, Emniyet Genel Müdürü, Sahil Güvenlik Komutanı ve Müsteşar seviyesinde çok sayıda üst düzey yetkili yer alıyor. Fuara bu yıl, ülkelerin savunma tedarikinden sorumlu üst düzey yetkililerin ilgisinin daha da artması, IDEF'21'in oldukça verimli geçeceğini ve hedeflerine ulaşacağını şimdiden haber veriyor. IDEF 2019 yılında, 71 ülke ve 3 uluslararası kuruluştan 151 heyet ve 588 heyet üyesi ağırlanmıştı. YURT DIŞINDAN RESMİ HEYET DAVETLERİ ARTTI 15. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda, geçmiş fuarlarda olduğu gibi mütekabiliyet esasına dayalı olarak yurt dışı heyet davetleri, T.C. Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşları, Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yapıldı. İki yılda bir düzenlenen IDEF'e bu yıl, yurt dışı heyetlerin ilgisi çok yüksek. IDEF'21 için hazırlıklar sürerken, davet edilen heyet sayısı 455'e yükseldi. Bu davetlere geçtiğimiz fuarlara göre çok daha erken dönüşler alınmaya başlanırken, fuar açılışına kadar bu sayının artacağı vurgulanıyor. Kaynak : Turktime

Türkiye'de Üretilen Uçak Parçaları Yurt Dışına İhraç Edilecek

Türkiye'de ilk kez bir firma titanyumdan uçak parçaları üretti. Afyonkarahisar'da tasarlanan uçak parçaları uluslararası firmalara pazarlanacak. Afyonkarahisar'da Önder Artuk isimli girişimci, 4 yıldır sürdürdüğü Ar-Ge çalışmalarında sona geldi. Eklemeli imalat yöntemi ile titanyumdan parçalar üretmek için kolları sıvayan Artuk, kurulan tesiste eğitim ve tasarımların bitmesiyle üretime başladı. Uçak motoru ve iniş takımları pazarlanacak Yüzde 100 yerli sermayeli fabrikada şu an iç pazara medikal parçalar üretiliyor. İlerleyen günlerde uluslararası havacılık firmalarına uçak motoru ve uçak iniş takımlarının parçaları da pazarlanacak. Fabrikada işlenen ürünler ekonomik olarak bire 60 katma değer sağlayacak. "Sivil havacılığa yatırım yapıyoruz" Üretim ve pazarlama sürecine ilişkin bilgi veren Önder Artuk, "Sivil havacılığa ve savunma sanayine yatırım yapıyoruz. Yatırımımız Afyonkarahisar'da. Şu anda tüm dünyaya ihracat yapabilecek pozisyondayız." Üretimde öncelik ithalatı yapılan ürünlere verildi. Şimdilik iç piyasaya parça üretimi yapılıyor. İlerleyen günlerde ise ihracat kanalı da açılacak.  Kaynak : TRTHaber

E-bülten için aşağıdaki bilgileri doldurmanız yeterli.

Giriş Yap

Şifremi Unuttum Kayıt Ol

Kayıt Ol

Şifremi Unuttum