GÜNCEL PAZAR

TTD Tarafından Düzenlenen Güncel GMP Kılavuzu ve Uygulama Örnekleri Semineri Ekim'de Başlıyor

Güncel GMP Kılavuzu ve Uygulama Örnekleri Semineri   Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Biyoteknoloji Ana Bilim Dalının bilimsel işbirliği ile düzenlenecek olan BioExpo "Ar-Ge’den Pazara Yeni Nesil İlaç, Gıda Takviyeleri ve Kozmetik Sanayii “ Sempozyumu ile eş zamanlı Temizoda Teknolojileri Derneği'nin katkıları ile "Güncel GMP Kılavuzu ve Uygulama Örnekleri " sempozyumu Bioexpo' da düzenlenecektir. Avrupa Birliği ilaç endüstrisi, tıbbi ürünlerin geliştirilmesi, üretimi ve kontrolünde yüksek Kalite Yönetimi standartlarını korumaktadır. Tüm tıbbi ürünlerin, çağdaş güvenlik, kalite ve etkinlik gerekliliklerine uygunluğu sağlamak için yetkili bir makam tarafından değerlendirilmesini sağlar. GMP Kılavuzları bu konuda ilaç endüstrisinin vazgeçilmez rehberidir. Temizoda Günü Etkinlikleri.. 23 Ekim tarihinin bir özelliği de Temizoda Teknolojileri Derneği'nin kuruluş tarihi olan 23 Ekim haftasının TEMİZODA GÜNÜ olarak mesleki etkinlikler düzenleyerek kutlanmasıdır. Temizoda Teknolojileri Derneği, Kontaminasyon Kontrolünün zorunlu olduğu endüstriyel alanlarda çalışan ilgili paydaşların eğitim taleplerine cevap vermek, sektörün ilgili standartlarında uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirlikleri yapmak, temizoda endüstrisinde yaşanan gelişmeleri yakından takip ederek bu konularda bilgi ve teknolojilere erişimi kolaylaştırmak ve sürdürülebilir kılmak amacı ile kurulmuştur. PROGRAM 23 Ekim 2024, Çarşamba / Hisar Salonu 10:30 – 11:00 Açılış Konuşması                 -  Dilek SUNAR, Temizoda Teknolojileri Derneği Yön. Krl. Başkanı               -  Haşim SOLMAZ, ICCCS Genel Sekreteri 11:00 – 11:45     1.Oturum GMP Ek1 Kılavuzu’nun Ağustos 2022’deki Revizyonu Kapsamı, Farmasötik Kalite Sistemi, Altyapı, Personel, Üretim ve Spesifik Teknolojiler     -  Dilek SUNAR, ICCCS  Eğitim Komisyonu Üyesi 11:45 – 12:30     2.Oturum Garment Management System     -  Manas KUMAR, TTD Kurumsal Üyesi 12:30 – 13:30  Ara/Network 13:30 – 14:30     3.Oturum CCS, Çevresel İzleme ve Temizoda Sınıflandırma Süreçlerinde Güncel Gelişmeler     -  Haşim SOLMAZ, ISO TC/209 Delegesi / MTC 165 Ayna Komite Başkanı 14:30 – 15:15     4.Oturum Su Sistemleri Uygulamaları, İzolatörler ve BFS     -  Deniz ALKANAT, ISO TC 209 / WG11 Üyesi 15:15 – 15:30  Ara/Network   15:30 – 15:50     5.Oturum Aseptik Proses Simülasyonu, Mikrobiyolojik İzleme ve Dezenfeksiyon Süreçlerinde Güncel Gelişmeler     -  Ceyda AKŞİT ŞENER, ISO TC/209 WG2 Üyesi 15:50 – 16.20     6.Oturum GMP Annex-1 Kılavuzu’nda Dezenfeksiyon ve Sterilizasyon Süreçleri     -  Alper SARI, ISO TC 209 / WG2 Üyesi 16:20 – 17.00     7.Oturum Annex-1 Tesis Tasarımındaki Güncel Gelişmeler      -  Alper GÜZEL, TTD Kurumsal Üyesi  

Yüksek Teknoloji Sanayi Yatırımlarının Tercihi Eskişehir OSB

Eskişehir’in Cumhuriyetimizin 100 yıllık tarihi boyunca, Türkiye’nin en önemli sanayi üretim merkezlerinden biri olduğunu belirten EOSB Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli, sanayide ARGE’nin önemini erken kavrayan bir şehir olduklarını söyledi. Nadir Küpeli, “Eskişehir sanayisi ülkemizde AR-GE kavramının pek bilinmediği dönemlerde bile, bu işin önemini kavramış, sanayinin geleceğinin AR-GE ve inovasyondan geçtiğini gören çağdaş ve modern bir şehir olarak her zaman öne çıkmıştır. Köklü sanayi birikimimiz ve 1970’li yıllardan bu yana sanayide sürekli ihracat odaklı büyümekte oluşumuz, yabancı üreticilerle erken dönemde çok sık temas ve ticaret yapmamız, teknoloji transferini de beraberinde getirmiştir. Bunun üretime yansımasıyla da, sanayiciler arasında teknolojik yeniliklerin sanayide kullanımının ne kadar önemli olduğu erken dönemde fark edilmiştir” dedi. Sanayinin payı yüzde 50’ye ulaşacaktır. Eskişehir’de tüm sanayi kuruluşlarımızdaki çalışan sayısı 70 bin kişiyi geçmiş, OSB’deki çalışan sayımız ise 49 bine yaklaşmıştır” dedi. Eskişehir OSB, İstanbul ve çevre illerdeki sanayinin tercihi oldu  Eksiksiz ve gelişmiş altyapısının yanı sıra uygun arsa fiyatları ve dengeli sektörel dağılımı nedeniyle Eskişehir OSB’ye, yatırımcı ilgisinin arttığına dikkat çeken Nadir Küpeli, özellikle savunma, havacılık, raylı sistemler, beyaz eşya sektörlerinde yatırımcıların yoğun ilgisinin olduğunu açıklayarak, şöyle dedi: “Son 7 yıllık dönemde Eskişehir OSB’de 324 yatırımcıya 560 futbol sahası büyüklüğünde, toplam 4 milyon metrekarelik bir alanı yeni yatırımları için tahsis ettik. Her yıl ortalama 600 bin metrekarelik bir alanı yatırımcılara tahsis ediyoruz. Önümüzdeki 2 yıl içinde Eski Anadolu Teknoloji Araştırma Parkı A.Ş (ATAP) olduğunu söyleyen Küpeli, ATAP ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “Şu anda Eskişehir Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin yönetici şirketi de olan ATAP, bu düşünceden yola çıkarak, Birleşmiş Milletler Kalkınma için Bilim ve Teknoloji Fonu’ndan alınan destek ile 1990 yılında kuruldu. Yüzde 99 hissesi Eskişehir OSB Müdürlüğü’ne ait olan ATAP, Türkiye’de kurulan ilk teknoloji geliştirme bölgesi yönetici şirketi ünvanına da sahiptir. Sanayimizin daha fazla AR-GE yapması ve nitelikli ürün geliştirmesi için Eskişehir Teknoloji Geliştirme Bölgemiz, 2003 yılında hızla faaliyete geçirilmiştir. Şimdi aradan geçen 20 yıllık süreye baktığımızda bölgemiz büyük bir gelişme göstermiş olup, özellikle bölge yönetiminin tamamıyla OSB’ye geçmesiyle birlikte, bölgeye yeni yatırımlar kazandırılması, yeni modern tesislerin kurulması yönünde adımlar atılmakta.  Gelecek yüksek teknolojiye dayalı sanayide  Sağlıklı bir ekonomik büyüme ve 500 milyar dolarlık yıllık ihracat için sanayi yatırımlarına ağırlık verilmesi gerektiğine işaret eden Nadir Küpeli, özellikle de katma değerli, pazar potansiyeli yüksek ve ekonomiye ciddi katkı sağlayan sanayi sektörlerinde yatırımlara devam edilmesi gerektiğini belirtti. Küpeli, “Eskişehir, Türkiye'nin sanayi ve üretim sektöründe çok önemli bir yere sahiptir. Özellikle havacılık, savunma, beyaz eşya, otomotiv yan sanayi, raylı sistemler, metal ve makine sektörü, plastik ile gıda sanayi ve madencilik sektörlerinde faaliyet gösteren birçok orta ve büyük ölçekli işletmeye ev sahipliği yapıyoruz. Tüm sektörler her yıl yapılan yeni tesis yatırımlarıyla ciddi bir büyüme ivmesindedir. 2004 yılında Eskişehir’in milli geliri içinde sanayinin payı yüzde 33’ler düzeyindeydi. TUİK tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan illerin milli gelir rakamlarına göre 2022 yılında sanayimizin payı yüzde 47’ye ulaşmıştır. Sanayi sektörü, Eskişehir ekonomisini domine eden ve ayakta tutan ana gücümüzdür. Halen yapımı devam eden yüzlerce sanayi tesisinin devreye girmesiyle, birkaç yıl içinde ilimiz ekonomisinde şehir OSB’de üretime geçecek yeni sanayi tesisi sayısı 256 adettir. İstanbul ve civar illerdeki birçok sanayi kuruluşu, giderek ağırlaşan metropol yaşamının zorluklarından uzaklaşmak ve yaşam koşullarının çağdaş ve yüksek olmasından dolayı Eskişehir’e gelmek, yerleşmek ve burada üretim yapmak istiyorlar. Eskişehir’de büyük bir inovasyon ekosistemi oluştu Yıllar boyunca yapılan yatırımlarla Eskişehir’de büyük bir inovasyon ve AR-GE ekosisteminin oluştuğuna işaret eden Başkan Küpeli, bu konuda Eskişehir sanayiinde önemli adımlar atıldığını anlattı. Küpeli, bu adımlardan birinin sanayide AR-GE bilincini geliştirmek amacıyla 1984 yılında başlanan ve 2 yılda bir düzenlenen sanayide yeni ve ileri teknoloji kullanılmasını ve geliştirilmesini teşvik eden “Teknoloji Ödülleri Yarışması” olduğunu açıkladı. Küpeli, “Uzun yıllar devam ettirilmiş olan bu önemli yarışmada, bugün evlerimizde veya sanayinin birçok alanında kullandığımız onlarca ürünün bu yarışmalarda önemli ödüller aldığını görüyoruz” dedi. Diğer önemli bir adımın ise Eskişehir’de üniversite-sanayi iş birliğini geliştirmek amacıyla kurulandır. Eskişehir Teknoloji Geliştirme bölgemiz, il sanayimizin teknolojik dönüşümüne ciddi destek sağlamaya devam etmekte olup, halen 2 şehir, 4 üniversite ve yerleşkelerimizle dev bir inovasyon ekosistemi meydana getirmiştir. Bölgemizde sayıları 150’yi geçen firmamız, 1.400’ü aşan AR-GE personelimizle, 300’ün üzerinde hayati projeyle; kritik öneme sahip savunma sanayiine ve diğer sektörlere ait inovatif ürünlerin geliştirilmesine tüm hızıyla devam etmektedir.” Havacılık ve Savunma Sanayi yatırımlarının çekim merkezi Eskişehir OSB Savunma, havacılık ve raylı sistemler sektöründe Eskişehir’in çok büyük bir insan gücü potansiyeline sahip olduğunu belirten Küpeli “Bu sektörlerde üretim, çok ciddi insan gücü kaynağı, tecrübe, hassasiyet, bilgi birikimi ve uzmanlık istiyor. Neredeyse 100 yıla dayanan havacılık sanayi tecrübemiz ve insan gücü kaynağımızla bugün 60’ın üzerinde ana ve yan sanayi firmamızla, ülkemizin savunma sanayiine çok ciddi katkılar sağlıyoruz. Eskişehir olarak, yüksek teknoloji ürünleri ihracatında Türkiye genelinde birinci sırada, havacılık ve savunma sanayi ürünleri sektöründeki ihracata ise üçüncü sırada yer alıyoruz. Özellikle havacılık ve savunma sanayiinde üretim yapan firma sayımızın daha da artmasına büyük önem verdiğimiz için, OSB’mizden bu alanda üretim yapmak isteyen kuruluşlara öncelikle yer veriyoruz. Bizim için katma değerli ürün ve yüksek teknolojiye dayalı ürün üretimi en hayati konuların başında geliyor. Eskişehir’de yaratılan bu başarılı ekosistem yeni yatırımlar yoluyla sürekli birbirini beslemekte, sektörün daha hızlı gelişmesine imkan tanımaktadır” dedi. Bu alanlara yeni yatırım yapmak isteyen girişimci ve yatırımcılar ile mevcut üretim mekanı bakımından sıkıntı çeken, genişlemek isteyen ya da kendi ilinde üretim için nitelikli uzman personel bulamayan sanayicilere çağrıda bulunarak, Eskişehir’e davet eden Küpeli, “Yatırım için Eskişehir OSB, tüm talepleri karşılayacak her türlü altyapıya sahiptir ve birçok avantaj sunmaktadır. Özellikle yüksek teknolojili üretim yapan tüm sanayicilerimizi Eskişehir OSB’ye beklediğimizi, burada her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu belirtmek isterim” diye konuştu. Eskişehir OSB’nin KASGA Projesine Ödül Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından başlatılan ve son yıllarda “Ortak Yarınlar” adı altında sürdürülen sosyal sorumluluk projeleri ödül programı 2023 yılı sonuçları belli oldu. "Cumhuriyetimizin 100.yılında Çalışma Hayatı" odağında düzenlenen "Ortak Yarınlar" ödül programında Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nin Üretim ve Beceri Odaklı Kadın Sosyal Gelişim Atölyesi (KASGA) Projesi, “Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Kadınlar İçin Fayda Yaratanlar” kategorisinde ödüle layık görüldü. EOSB Başkanı Nadir Küpeli, meslek sahibi olmak isteyen ve dezavantajlı gruplarda yer alan kadınların üretime kazandırıldığı KASGA projesinin ödüle layık görülmesinden dolayı büyük bir mutluluk duyduklarını aktararak, şöyle dedi: "Bir ekip çalışması sonucu alınan bu ödül doğru iş yapmanın en iyi örneğidir. Cumhuriyetimizin 100. yılında kadınlar için fayda yaratan projemizin, kadınların fayda yarattığı bir projeye dönüşmesinden büyük heyecan duyuyoruz. Sürdürülebilir kalkınma için sosyal gelişme ve sanayi iş birliğinin, ülkemiz kalkınma planlarında da öncelikli olarak yer alması, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Kadın Sosyal Gelişim Atölyemizin sürdürülebilir ve yenilikçi bir model olarak yaşamasında bizlere güç vermektedir. Bu ödül, Eskişehir OSB yönetimi ve personelinin çalışma azmini ve motivasyonunu artırmıştır. Projenin hayata geçmesinde büyük emekleri olan tüm paydaşlarımıza ve çalışanlarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum." Bu tür projelerle sanayide çalışan kadın sayısını artırmayı hedeflediklerini ifade eden Başkan Küpeli, “Sanayi işgücünün yaklaşık yüzde 25’ini kadınlar oluşturuyor. Bizim amacımız sanayimizdeki kadın çalışan sayısını daha da artırmak. Üretim ve Beceri Odaklı Kadın Sosyal Gelişim Atölyesi ve buna benzer projeler ile daha çok kadın kursiyere eğitimler vererek, bölgemizdeki kadın çalışan sayısını artırmaya devam edeceğiz” dedi. KAYNAK:DHA

TOSB ve Siemens’ten Dev Teknoloji Yatırımı

TOSB ve Siemens'ten Dev Teknoloji Yatırımı: Türkiye'de otomotiv tedarik sanayi temsilcilerinin faaliyet gösterdiği tek global kümelenme organizasyonu TOSB, dev bir yatırıma ev sahipliği yapıyor. Akıllı enerji dağıtımında ve enerji verimliliği projelerinde öncü olan Siemens Türkiye ile temiz enerji elde etmek, elektrik kesintileri ve elektrik dalgalanmalarını engellemek için yatırım ve iş birliği anlaşması yapıldı. 3,5 Milyon Euroluk Yatırım Projenin tanıtımı, Siemens Türkiye ve TOSB arasında gerçekleştirilen imza töreni ile yapıldı. TOSB'daki törende, Siemens Türkiye Elektrifikasyon ve Otomasyon Ülke Finans Müdürü Işıl DUYGU, Siemens Türkiye Elektrifikasyon ve Otomasyon Ülke Müdürü Alper Çelebi, TOSB Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu ve TOSB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Alper Kanca sözleşmeyi imzaladı. Dudaroğlu, 3,5 milyon euro tutarındaki proje kapsamında sürdürülebilir enerji alanında ilklerden birine imza atıldığını belirtirken “TOSB'un ilk 10 yıllık büyüme planlarındaki enerji ihtiyacıyla birlikte gelecek enerji ihtiyacını da sigortalayacak ‘TOSB İndirici Merkez ve Elektrik Dağıtım Şebekesinde Revizyon ve Kapasite Artış Yatırımı' için çalışmalarımız sürmektedir.  Bu yatırım ile TOSB'un sınırları dışında da yaşanan arızalar ve manevra çalışmalarından etkilenilmeyecektir” dedi.Siemens Türkiye Elektrifikasyon ve Otomasyon Ülke Müdürü Alper Çelebi, bu imzalarla sanayide etkili, güvenilir ve sürdürülebilir enerji sistemleri uygulamalarının başladığını belirterek, “İşletmek ile sorumlu olunan şebeke elektrik/su/doğal gaz gibi alt yapılara ait geniş bir sahaya dağılmış işletme elemanlarından uzaktan anlık veri toplayan, bu verileri işleyerek işletmeciler için anlamlı bilgilere dönüştüren, uzaktan ilgili şebekenin kontrol ve kumanda edilmesine imkan veren, gerektiğinde sistemi otomatize (otonom) hale getirebilen ve diğer altyapılar ile bilgi alışverişi yapabilen merkezi kontrol sistemlerinin bütününe SCADA diyoruz. Proje kapsamında ilk etapta TOSB'un tüm çalışma alanlarında kurulacak SCADA sistemi sayesinde şebekelerin otonom olarak yönetilmesini mümkün kılarken Siemens Türkiye mühendislik hizmetleri ile oluşturulacak IOT uygulamalarıyla da dijital koruma sistemi arıza riskleri ve etki alanlarını azaltacağız. Siemens, teknolojisi ile TOSB'un dijital dönüşüm yolculuğunu başlatırken kesintisiz enerji altyapısı ile sanayicilerine daha rekabetçi bir üretim imkanı sunacak” diye konuştu. Proje kapsamında 20 yıl önce yine Siemens tarafından kurulan altyapıyı koruduklarını vurgulayan Çelebi, “Mevcut altyapıyı güncel teknolojiler ile donatarak ömrünü 20 yıl daha uzatmış olduk. Bu bağlamda yaklaşık 5 milyon Euro tutarındaki 200 adet yeni hücre üretiminin önüne geçerek müşterimize sürdürülebilir değer yaratmış olduk. Öte yandan projenin maliyetini yüzde 50 azalttık” ifadelerini kullandı.  TOSB Başkanı Dudaroğlu, ayrıca projenin tamamlanmasıyla birlikte şebeke koruma sistemimiz de geliştirilecek ve üyelerden gelen arızalardan artık diğer üyelerimizin etkilenmeyeceğini ve TOSB sınırları dışında oluşan arızalarda ise uzaktan müdahaleyle arızanın izole edileceğini belirtirken; “Proje kapsamında devreye alınacak SCADA sistemi ile şebekenin ihtiyacı olan koruyucu-önleyici bakımlar sistem tarafından raporlanabilecek” açıklamasında bulundu. Kaynak:AA

HEPA Filtre Pazarı Analizi

Pazar Analizi ve İçgörüler: Global HEPA Filtre Pazarı COVID-19 pandemisi nedeniyle, küresel HEPA Filtre Pazarı boyutunun 2022’de milyon ABD Doları değerinde olduğu ve inceleme döneminde Etkileyici bir CAGR ile 2028 yılına kadar yeniden düzenlenmiş bir milyon ABD Doları boyutunda olacağı tahmin ediliyor. Bu sağlık krizinin ekonomik değişimi tamamen göz önüne alındığında, 2022’de HEPA Filtre Pazarı’nin %’sini oluşturan Küçük Boyutun, COVID-19 sonrası dönemde revize edilmiş muhteşem bir CAGR’de büyüyerek 2028 yılına kadar milyon ABD Doları değerinde olması bekleniyor. Kimya Endüstrisi segmenti bu tahmin dönemi boyunca muhteşem bir CAGR’ye değiştirilirken.  2018’de 2.484,4 milyon ABD doları olan küresel yüksek verimli partikül hava (HEPA) filtreleri pazarının, tahmin döneminde %7,4’lük bir YBBO sergileyerek 2026’da 4.391,5 milyon ABD dolarına ulaşacağı tahmin edilmektedir. Küresel HEPA Filtre Pazarı Pazar Büyüklüğü HEPA Filtre Pazarı, oyunculara, bölgeye (ülkeye), Türe ve Uygulamaya göre bölümlere ayrılmıştır. Küresel Sürdürülebilir Turizm pazarındaki oyuncular, paydaşlar ve diğer katılımcılar, raporu güçlü bir kaynak olarak kullandıkları için üstünlük kazanabilecekler. Segment analizi, 2017-2028 dönemi için Türe ve Uygulamaya göre gelir ve tahmine odaklanır. Endüstri Rekabet Analizi: Rapor, piyasadaki kilit oyuncuları analiz ederek rekabet senaryosunu inceliyor. Önde gelen piyasa oyuncularının şirket profili, bu rapora Porter’ın beş güç analizi ve Değer Zinciri analizi ile dahil edilmiştir. Ayrıca, şirketlerin birleşmeler, satın almalar ve diğer iş geliştirme önlemleri yoluyla işlerini büyütmek için uyguladıkları stratejiler raporda tartışılmaktadır. Değerlendirilen finansal parametreler, Pazar’ın kilit oyuncuları tarafından üretilen satışları, karları ve genel geliri içerir. COVID-19 Salgını Etki Analizi COVID-19 pandemileri sırasında işletmenizin ayakta kalmasına ve büyümesine yardımcı olmak için sürekli çaba gösteriyoruz. Deneyimlerimize ve uzmanlığımıza dayanarak, geleceğe hazırlanmanıza yardımcı olmak için sektörler arasında koronavirüs salgınının etki analizini sunacağız. COVID-19 salgını, birçok endüstrinin, pazarın ve işletmenin muazzam stres altında kalmasıyla birlikte yaygın ekonomik sıkıntı ve belirsizlik yarattı. Bununla birlikte, küresel topluluk birlikte bu zorlu zamanların üstesinden gelebilir ve Fortune Business Insights™’ta, bu pandeminin çeşitli işletmeler üzerindeki etkisine ilişkin kapsamlı ve yoğun araştırmalar yoluyla kesin pazar istihbaratı sağlamayı amaçlıyoruz. HEPA Filtre Pazarı Geçmiş Verileri: Sektör Trendleri:  Küresel Gelir, Durum ve Görünüm. Pazar segmenti:  türlere, uygulamalara, bölgelere / coğrafyaya göre. Rekabet ortamı:  üreticiler için gelişme eğilimleri. En iyi oyuncular için ürünün geliri:  pazar payı, büyüme oranı, mevcut pazar durumunun analizi. Satış geliri:  pazar payı, büyüme oranı, mevcut pazar analizi. Kaynak:AA

Yarı İletken Çip Krizinin 2022 ve Sonrası Devam Etmesi Bekleniyor

Danışmanlık firması Roland Berger Volkswagen ve General Motors gibi otomobil üreticilerinin uzun yıllar devam edecek küresel çip krizine hazırlıklı olması gerektiğini söyledi Münih merkezli şirketin analistleri, çip sıkıntılarının gelecek yılın ikinci yarısında biteceğine dair tahminlerin aksine 2022 boyunca devam edeceğini öngördü. Şirket konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada her an yaşanabilecek sıkıntılara hazırlıklı olmak için üreticilerin çip sektörünü yakından takip etmesi gerektiğini ve otomotiv üreticilerinin elektrikli araçlara dönüşüm sürecini hızlandırması gerektiğini belirtti. Geçen yılın sonlarından bu yana devam eden çip krizi, araç üretiminin pandeminin satışlara darbe vurduğu geçen yılın da altına gerilemesine neden oldu. Volkswagen ve Daimler'in de aralarında olduğu birçok firma, önümüzdeki birkaç ayda durumun iyileşmesini beklediklerini açıklarken Stellantis gibi bazı firmalar ise çip krizinin uzayacağı görüşünde. Roland Berger'in analizlerine göre, 2022 yılında çip talebi 2021'e kıyasla %17 artış gösterecek ancak üretim kapasitesi yalnızca %6 artacak.Bu duruma ek olarak, otomotiv, mikroelektronik ve elektronik endüstrileri fazladan çip stoğu yapmak durumunda kalıyor.Kısa vadede durumun arz tarafında daha da kötüye gideceğinin sinyallerini veriyor. Kaynak : Bloomberg

Cleanroom Technology Conference Birmingham 2022 için Tarihler Netleşti

Her yıl düzenlenen etkinlik,sektördeki profesyoneller için daha fazla rehberlik, uzmanlık ve güncellemelerle 2022'de geri dönüyor. Temizoda Teknolojisi Konferansı, İngiltere'nin Birmingham kentinde gerçekleşen etkinlik iki gün boyunca fiziksel ortamda profesyonelleri bir araya getiriyor. 25 Mayıs 2022'de başlayacak olan etkinlik, temizoda ve kontrollü çevre endüstrilerindeki en son standartlar, yenilikler ve teknolojiler hakkında  bilgi paylaşımı ve rehberlik sağlamayı amaçlıyor. Etkinlik, temizoda ve kontaminasyon kontrol endüstrilerinde çalışanlara yönelik olup, uzmanlığınızı geliştirmek, müşteriler ve sektördeki meslektaşlarınız ile etkileşim ve gerçek zamanlı uygulamalara yönelik daha geniş ve küresel bir bakış açısı benimsemek için mükemmel bir platform sağlıyor. Profesyoneller için Son Teknoloji İçerik Çok sektörlü, uluslararası etkinlik, vaka çalışmaları ve uluslararası uzmanlardan oluşan bir panelden dersler aracılığıyla endüstrinin geniş bir alanını kapsayacak ve geçen dönemin endüstri gelişmelerine ve tüm sektörler için gelecek projeksiyonlarına ışık tutmaya hazırlanıyor. İşlenen konular arasında düzenlemeler ve standartlar, mikrobiyoloji, muhafaza, test ve devreye alma , doğrulama, sarf malzemeleri, giysi ve KKD, GMP denetimleri, sterilizasyon, temizoda tasarımı ve güvenli kullanım gibi çok yönlü bilgi içerikleri yer alıyor. Tarihleri Takviminize Kaydedin İki günlük etkinlik 25-26 Mayıs 2022'de Birmingham'daki Ulusal Konferans Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Kayıtlar 7 Şubat 2022'de Açılıyor Biletler ,7 Şubat 2022'de, yalnızca sınırlı bir süre için geçerli olan Süper Erken Kayıt fiyatlarından başlayarak satışa sunulacak. Her bilete, iki günlük tam konferans programına, sergi salonuna, ağ oluşturma ve birinci günün sonundaki içecek resepsiyonuna erişim dahildir. Bu yılki Temizoda Teknolojisi Konferansında temizoda işinizin geleceğini güvence altına alın ve uzmanlığınızı geliştirin. Daha fazla bilgi için cleanroom@hpcimedia.com adresinden Cleanroom Technology ekibiyle iletişime geçin veya +44(0) 207 193 6654 numaralı telefonu arayın. Kaynak : Cleanroom Technology  

ASHRAE'nin Sanal Kış Konferansı 9-12 Şubat'ta Düzenleniyor

120'den fazla oturum içeren eksiksiz bir teknik program, 9-12 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek 2021 ASHRAE Sanal Kış Konferansı'nda sunulacak. Teknik program, COVID-19 salgınıyla ilgili birçok sorunu ele alan 40 canlı oturumdan (çoğu canlı Soru-Cevap oturumundan) ve 80'den fazla isteğe bağlı oturumdan oluşan sekiz parça içeriyor. ASHRAE başkanı Charles E. Gulledge III, "Bina sistemlerine ve hazırlığa yönelik mevcut, saygın rehberliğe duyulan ihtiyaç, bugünün ikliminde daha büyük bir öncelik haline geldiğinden, bu önemli konferansa ev sahipliği yapmaktan gurur duyduklarını" dile getiriyor.  "2021 ASHRAE Sanal Kış Konferansı, dünyanın dört bir yanından binlerce endüstri uzmanını ve profesyonelini sadece tesislere konfor sağlamakla kalmayıp aynı zamanda sağlık ve güvenlik de getirmek için ağ oluşturacak, fikir alışverişinde bulunacak ve en son teknoloji çözümleri hakkında bilgi verecek. Toplum liderlerinden gelen güncellemelere ve ödül sunumlarına ek olarak, aşağıda bazı ek konferanslara da yer veriliyor. Dünyanın dört bir yanından katılanların saat dilimlerine uyum sağlamak için sabah erken ve akşam oturumları oluşturuluyor. Öne çıkan canlı teknik oturumlar arasında ; • COVID Kapatma Yoluyla Altyapıyı Yönetmekten Alınan Dersler • MERV 13, HEPA ve UVC: Pandemi süresince binalar ve tesisler nasıl önlemler aldı ve Tesis ve binaları bir sonraki salgına karşı nasıl daha dayanıklı hale getirebiliriz ? • Kontroller için Bugünün En İyi 10 Güvenlik Uygulaması  • İşletme ve bakım başarısı için en iyi uygulamalar • Açılış Konuşmacısı Stephanie Taylor, "Binalar Bizim En İyi İlacımızdır" sunumunu yapıyor Tartışmaları kolaylaştırmak için küçük gruplar ve etkileşimli oturumlar: • Katılımcıların ücretsiz fikir alışverişini teşvik etmek için tartışmalar düzenleyebileceği forumlar düzenlenecektir. • Meet Ups, konferans sırasında "yüz yüze" görüşmek isteyen küçük bir grup insan için gündelik sohbetlere katılmak için iletişim yapısı sunacak • Yuvarlak masa tartışmaları, belirli ilgi alanlarındaki bir moderatör tarafından düzenlenecektir. Katılımcılar, mikrofonları ve / veya web kameraları aracılığıyla birbirleriyle iletişim kurabilir.  • ASHRAE Sanal Kış Konferansı'nda yeni olan teknoloji gösterileri sponsor şirketler tarafından düzenlenecek ve katılımcılara konferans sponsorlarının teknolojisi hakkında daha fazla bilgi edinmek için Zoom aracılığıyla 30 dakikalık etkileşimli bir oturuma katılma fırsatı sunacak.  • Katılımcılar, oturum boyunca etkileşimde bulunabilecek ve sorular sorabilecek. • ASHRAE Sanal Kış Konferansı, ev sahibi komitesi tarafından sunulacaktır.  • Katılımcılar yeni ASHRAE Global Headquarters binasında ve Chicago'nun STACK altyapı veri merkezinde sanal turlara katılabilirler. • Psikometriden Kapanış Performansı: Katılımcılar, ASHRAE'nin müzik grubu The Psychometrics'in performansıyla dinlenebilir.   Sanal konferansa katılmanın maliyeti ASHRAE üyeleri için 249 ABD dolarıdır (üye olmayanlar için yıllık ASHRAE üyeliği dahil 479 ABD doları). Şirket kayıt paketleri 3 veya daha fazla gruplar için de mevcuttur.  Kayıtlı katılımcılara sağlanan imkanlar • İsteğe bağlı konferans kağıt oturumlarından konuşmacılarla planlanmış canlı görüntülü sohbet oturumları • Tüm konferans bildirilerinin indirilebilir kopyaları; • PDH'ler, LEED AP kredileri ve AIA öğrenim birimleri mevcuttur • 18 ay boyunca 120'den fazla teknik oturuma erişim • ASHRAE toplum liderlerinden güncellemeler • Sanal ağ oluşturma etkinlikleri ve sponsor kioskları. Detaylı Bilgi İçin Ashrae

Turkishtime, Ar-Ge 250 Araştırma Sonuçlarını Yayınladı

Türkiye’de Ar-Ge hafızasını yaratmak vizyonu ile yola çıkan “Turkishtime Türkiye Ar-Ge 250 Araştırması”, yedinci yılında da en kapsamlı Ar-Ge tablosunu çıkararak 2019 verileri ile Türkiye’nin Ar-Ge karnesini hazırladı. 2013 yılından bu yana Türkiye’de inovasyon ve Ar-Ge’nin nabzını tutan tek kaynak olan Ar-Ge 250 Araştırması, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da Ar-Ge’deki trendleri ortaya koyarken Türkiye’nin katma değer yolculuğunun hangi noktada olduğunu da gözler önüne serdi. Bu yılki rapor; T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan onaylı Ar-Ge merkezine sahip firmaların Ar-Ge 250 araştırması kapsamında yaptıkları bildirimler ile Türkiye ihracat sıralamasındaki ilk 500 firma tarafından verilen bilgiler ve Borsa İstanbul şirketlerinin Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptıkları açıklamalardan yola çıkılarak hazırlandı. Araştırmanın temeli ise; firmaların 2019 yılında Ar-Ge harcamaları, 2020 yılı için planlanan Ar-Ge harcamaları, Ar-Ge personel sayısı, 2019 yılında Ar-Ge merkezlerinde alınan; patent sayısı, faydalı model sayısı, tasarım tescil sayısı, marka sayısı ve 2019 yılı Ar-Ge desteklerinden yararlanma oranı oluşturdu. Turkishtime, bu yıl yedincisini gerçekleştirdiği “Türkiye Ar-Ge Araştırması” ile bir kez daha Türkiye’nin katma değer yolculuğunda nereye vardığını gözler önüne serdi. Araştırmada, Ar-Ge ve yenilikçiliğin her geçen gün daha da derinleştiği Türkiye’de firmaların bu alana yaptığı yatırımların katlanarak arttığı gözlemlenirken araştırmaya konu olan 500 firmanın 2019 yılında Ar-Ge’ye 15 milyar 552 milyon TL’lik bir yatırım yaptığı görüldü. Firmaların 2019 verilerinden hareketle, Ar-Ge’ye yapılan yatırımın önemine dikkat çeken araştırmada bu yıl savunma sanayi ağırlığını hissettirirken; TUSAŞ, ASELSAN ve ROKETSAN ilk üçte yer alan isimler oldu. Liderlik koltuğuna savunma sanayinin mihenk taşlarından biri olan TUSAŞ Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. (TAİ) geçerken, 2018 yılında Ar-Ge’ye 1 milyar 576 milyon TL harcayan firma, 2019 yılında bu rakamı 3 milyar 14 milyon TL’ye çıkararak Ar-Ge alanındaki harcamalarını yüzde 91,2 artırmış oldu. Dünyanın yakından takip ettiği projeleri geliştirmek için Ar-Ge yatırımlarına hız kesmeden devam ettiklerini belirten TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil,“TUSAŞ olarak 2018 yılında 1.5 milyar lira olan Ar-Ge harcamalarını 2019 yılında ikiye katlayarak, Ar-Ge ve inovasyon projelerinde toplamda 3 milyar TL’nin üzerinde bir harcama gerçekleştirdik. Böylece 2019 yılındaki toplam cironun yüzde 34.4’ünü Ar-Ge harcamalarına ayırmış olduk” dedi. Havelsan Listede Dört Basamak Yükseldi 2018 yılının lider ismi Aselsan 2019 yılında listenin ikinci sırasına yerleşirken firmanın söz konusu dönemde Ar-Ge’ye 2 milyar 975 milyon TL ayırdığı görüldü. Firma, her ne kadar listede ikinciliğe gerilese de yaptığı Ar-Ge yatırımlarını 2018 yılına nazaran yüzde 37,6 oranında artırmayı başardı. Bir önceki araştırmanın dördüncü sırasında yer alan Roketsan, bu yıl listede üçüncülüğe yükselen isim oldu. 2018 yılında 512 milyon 109 bin TL olan Ar-Ge harcama tutarını 2019 yılında 525 milyon 252 bin TL’ye çıkaran firma, böylece yüzde 2,6’lık bir artışla listede üçüncülük koltuğuna yerleşti. Listenin dördüncü sırasına yerleşen Turkcell, 397 milyon 237 bin TL olan Ar-Ge rakamını 2019 yılında yüzde 16,4’lık büyüme ile 462 milyon 477 bin TL’ye taşıdı. Listedeki sıralamada bu yıl sıçrama yaşayan firmalardan biri Havelsan oldu. 2018 yılında gerçekleştirdiği 302 milyon 391 bin TL’lik Ar-Ge harcaması ile listenin dokuzuncu sırasında yer alan Havelsan, bu yıl yüzde 51,6’lık artışla söz konusu rakamı 458 milyon 482 bin TL’ye çıkarırken listede de dört basamak yukarı çıkarak, beşinciliğe yükseldi. Listenin ilk 10’unda Havelsan’ı sırasıyla; Ford (6.), Vestel (7.), Tofaş (8.), TEI TUSAŞ (9.) ve Mercedes Benz (10.) takip etti. Savunma Sanayii İlk 50’den Yüzde 62.8 Pay Aldı Araştırmada; ilk 50 firmanın yaptığı Ar-Ge yatırım toplamının 2018’de yüzde 56,2’sini oluşturan savunma sanayinin payının 2019’da yüzde 62,8’e kadar çıktığı görüldü. Türkiye’deki Ar-Ge büyümesini uzun yıllardır savunma sanayi ile birlikte gerçekleştiren ilk 50’deki otomotiv ve beyaz eşya firmalarının toplamları nominal olarak 2019 yılında sırasıyla yüzde 2,0 ve 2,1 oranlarında küçüldü. Uzmanlar bunda Ford Otosan, Arçelik ve Vestel Beyaz Eşya gibi o sektörlerin lokomotiflerinin yatırımlarının limitli kalmasının etkili olduğunu belirtiyor. Savunma sanayinin aksine yurt içi ve dışı piyasa daralmalarından direkt etkilenen ve kâr marjları giderek azalan özel sektör firmalarının bu olumsuz durumda Ar-Ge yatırımlarını mecburen azaltabildiklerini ifade eden uzmanlar, bunun ülkemizin teknolojik gelişimi için olumsuz bir durum olduğuna dikkat çekiyor. Aselsan, Proje Sayısında Liderliği Elden Bırakmıyor Ar-Ge harcamasında bu yıl ikinci sırada yer alan Aselsan, konu proje sayısına geldiğinde zirvedeki isim oldu. Firma 2019 yılında yürüttüğü 620 proje ile “Ar-Ge 250” araştırmasının proje sıralamasında liderliği elden bırakmadı. Proje sayısına göre sıralamada Aselsan’ı Vestel takip ederken firma, 352 proje ile ikinciliğe yerleşti. Deva Holding’in 265 proje ile üçüncü sırada yer aldığı listede;Dyo Boya (130), Roketsan (113), Hidromek (133), Tusaş (111), Argis (103) ve Asaş (95) ilk 10’a giren isimler oldu. 2019 yılında Ar-Ge merkezinde çalışan lisans ve üstü personel sayısına göre yapılan sıralamada birinci sırada yer alan Aselsan, 3 bin 947 personel ile Ar-Ge merkezinde yürüttüğü projeler kadar nitelikli istihdama da ne kadar önem verdiğini rakamlarla ortaya koymuş oldu. Ar-Ge’nin bu yılki zirvedeki ismi olan Tusaş ise Aselsan’ın ardından gelerek 2 bin 871 lisans ve üstü personel ile listenin ikinci sırasına adını yazdırdı. Genel sıralamada beşinci sırada yer alan Havelsan, lisans ve üstü personel sayısına (1248) göre yapılan sıralamada ise üçüncü oldu. Havelsan’ın ardından Ar-Ge merkezinde istihdam ettiği 1105 lisans ve üstü personel ile listede kendine dördüncü sırada yer bulan Turkcell, böylece dördüncü olarak yer aldığı genel sıralamayla benzer bir performans göstererek aynı sırada yer almış oldu. Turkcell, Patent Sayısıyla Liderlik Koltuğunda Ar-Ge’de istihdam ettiği 979 kadın çalışan sayısıyla birinci sırada yer alan Aselsan’ı 636 ile Tusaş izledi. Listenin üçüncü sırasında bulunan Turkcell ise 405 kadın çalışan sayısıyla ilk üçte kendine yer buldu. Ar-Ge’de çalışan kadın sayılarına göre 2019 Ar-Ge 250 listesinde ilk 10’a giren diğer isimler sırasıyla;Logo Yazılım (334), Havelsan (320), Netaş (309), İsmini Açıklamak İstemeyen firma (294), Roketsan (272), Vestel (193) ve Siemens (150) oldu. Ar-Ge merkezinde alınan patent sayısına göre Türkiye’nin lideri Turkcell. Sektörel sıralamada telekom firmaları arasında birinci sırada yer alan Turkcell, 2019 yılında aldığı 142 patent ile sektörel sıralamadaki birinciliği ile aynı performansı göstererek bu listenin de başında yer aldı. 2019 yılında aldığı 36 patent ile ikinci sırada yer alan Netaş’ı sırasıyla; Eczacıbaşı, Vestel, BSH, Anadolu Isuzu, Tofaş, Tırsan, MAN ve Türk Traktör takip etti. Yazılımda Ar-Ge Yatırımları Artışta Dünya trendlerine uygun olarak Türkiye’deki yazılım sektöründe Ar-Ge yatırımlarının arttığına dair sinyallerin görüldüğü Ar-Ge 250 Araştırması, Logo (171.825.277 TL) ve Softtech (243.402.663 TL) gibi yazılım firmalarının ve Turkcell Teknoloji’nin (462.477.446 TL) Ar-Ge yatırımlarının arttığı gözlemlendi. Bu noktada uzmanlar dünyada Ar-Ge’si en hızlı gelişen sektörlerin yazılım, ERP ve yapay zeka sektörleri olduğunu düşündüğümüzde ülkemizin de bu sektörlerde gelişme kaydetmesini sevindirici bir gelişme olarak yorumluyor. Ar-Ge 250 Detaylı Listesi'ne buradan ulaşabilirsiniz. Kaynak : Dünya

Katar 2022 FIFA Dünya Kupası,Türk İklimlendirme Sektörünün Merceği Altında

Türk İklimlendirme Sektörü, 2022 yılında FIFA Dünya Kupasına ev sahipliği yapacak olan Katar’ın iklimlendirme alanında yapacağı yatırımların adresi olmak istiyor. Bu doğrultuda çalışan İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) 05-08 Ekim 2020 tarihleri arasında Katar’a düzenlediği ikinci sanal heyet organizasyonunu 80 saat süren toplam 150 adet iş görüşmesi ile tamamladı. Katar sanal ticaret heyetine ülkemizden 18 firma, Katar’dan ise 42 farklı firma katılım sağlarken yapılan görüşmelerde ticari ilişkiler geliştirilmesine ve büyütülmesine yönelik pek çok konu firmalar arasında masaya yatırıldı. Doha Büyükelçimiz Dr. M. Mustafa Göksu’nun açılışını yaptığı Katar Sanal Heyet organizasyonuna Türkiye’den ısıtma, soğutma, havalandırma ve klima ürün grupları üreticisi firmalar iştirak etti.Katar Sanal Heyet Organizasyonu, 05 Ekim 2020 tarihinde Doha Büyükelçimiz Dr. M. Mustafa GÖKSU, Doha Ticaret Müşaviri Yasemin Ürkmez Aydın, İSİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Katar Sanal Heyet Başkanı Levent Aydın ile heyet katılımcısı firmaların temsilcilerinin katıldığı bir bilgilendirme toplantısı ile başladı. 06-07 ve 08 Ekim 2020 tarihlerinde ikili iş görüşmelerinin gerçekleştirilmesi planlanan toplantılar görüşmelerin oldukça verimli geçmesi nedeniyle toplam 10 güne yayıldı. Zoom programı üzerinden Katar’da yerleşik İklimlendirme Sektöründen (HVAC Sektörü) ithalatçı, inşaat ve taahhüt hizmetleri ve danışmanlık sektöründen 42 firma yetkilisi ile yapılan görüşmelerde Türk firmaları toplam 150  iş görüşmesi gerçekleştirdi. Kazakistan ile başlayan sanal heyet organizasyonlarının ihracatçılarımız için Katar ile daha da ivmelendiğini söyleyen İSİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Katar Sanal Heyet Başkanı Levent Aydın, şunları ifade etti:  “İSİB olarak geçen ay yaptığımız Kazakistan sanal heyet toplantımızın sonuç odaklı ve çok verimli geçti. Üye firmalarımız ihracata dönüşecek birçok bağlantı gerçekleştirdi. Her sene yaklaşık 1,4 milyar dolar iklimlendirme sektörü ithalatı yapan Katar, Türkiye için çok önemli bir pazar. Ekonomik ve siyasi yönden çok yakın olduğumuz Katar, pandemi sonrası futbolda Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak. Bu doğrultuda ciddi yatırımları söz konusu. Biz de Türk İklimlendirme Sanayicileri olarak bu yatırımların adresi olmak istiyoruz. 6 Ekim’de başladığımız iş görüşmeleri verimlilik ve sonuç odaklı olması açısından çok iyi geçtiğinden görüşme takvimini 10 güne yaymak zorunda kaldık. Tesisat ve havalandırma ürünleri başta olmak üzere tüm ürün gamlarında detaylı sunumlar ve görüşmeler gerçekleştirdik. Bu sunumlar Katar’daki muhataplarımız tarafından da oldukça ilgiyle karşılandı. Firmalarımız için görüşmelerin ihracata dönmesi amacıyla toplantılar ardından da firmalarımıza desteğe devam edeceğiz.” Türk İklimlendirme Sektörü, FIFA Dünya Kupası 2022’nin Havasını Değiştirmeye Hazırlanıyor Türk İklimlendirme Sektörü, 2022 yılında FIFA Dünya Kupasına ev sahipliği yapacak olan Katar’ın iklimlendirme alanında yapacağı yatırımların adresi olmak istiyor. Bu doğrultuda çalışan İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) 05-08 Ekim 2020 tarihleri arasında Katar’a düzenlediği ikinci sanal heyet organizasyonunu 80 saat süren toplam 150 adet iş görüşmesi ile tamamladı. Katar sanal ticaret heyetine ülkemizden 18 firma, Katar’dan ise 42 farklı firma katılım sağlarken yapılan görüşmelerde ticari ilişkiler geliştirilmesine ve büyütülmesine yönelik pek çok konu firmalar arasında masaya yatırıldı. Doha Büyükelçimiz Dr. M. Mustafa Göksu’nun açılışını yaptığı Katar Sanal Heyet organizasyonuna Türkiye’den ısıtma, soğutma, havalandırma ve klima ürün grupları üreticisi firmalar iştirak etti. Katar Sanal Heyet Organizasyonu, 05 Ekim 2020 tarihinde Doha Büyükelçimiz Dr. M. Mustafa GÖKSU, Doha Ticaret Müşaviri Yasemin Ürkmez Aydın, İSİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Katar Sanal Heyet Başkanı Levent Aydın ile heyet katılımcısı firmaların temsilcilerinin katıldığı bir bilgilendirme toplantısı ile başladı. 06-07 ve 08 Ekim 2020 tarihlerinde ikili iş görüşmelerinin gerçekleştirilmesi planlanan toplantılar görüşmelerin oldukça verimli geçmesi nedeniyle toplam 10 güne yayıldı. Zoom programı üzerinden Katar’da yerleşik İklimlendirme Sektöründen (HVAC Sektörü) ithalatçı, inşaat ve taahhüt hizmetleri ve danışmanlık sektöründen 42 firma yetkilisi ile yapılan görüşmelerde Türk firmaları toplam 150  iş görüşmesi gerçekleştirdi. Kazakistan ile başlayan sanal heyet organizasyonlarının ihracatçılarımız için Katar ile daha da ivmelendiğini söyleyen İSİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Katar Sanal Heyet Başkanı Levent Aydın, şunları ifade etti:  “İSİB olarak geçen ay yaptığımız Kazakistan sanal heyet toplantımızın sonuç odaklı ve çok verimli geçti. Üye firmalarımız ihracata dönüşecek birçok bağlantı gerçekleştirdi. Her sene yaklaşık 1,4 milyar dolar iklimlendirme sektörü ithalatı yapan Katar, Türkiye için çok önemli bir pazar. Ekonomik ve siyasi yönden çok yakın olduğumuz Katar, pandemi sonrası futbolda Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak. Bu doğrultuda ciddi yatırımları söz konusu. Biz de Türk İklimlendirme Sanayicileri olarak bu yatırımların adresi olmak istiyoruz. 6 Ekim’de başladığımız iş görüşmeleri verimlilik ve sonuç odaklı olması açısından çok iyi geçtiğinden görüşme takvimini 10 güne yaymak zorunda kaldık. Tesisat ve havalandırma ürünleri başta olmak üzere tüm ürün gamlarında detaylı sunumlar ve görüşmeler gerçekleştirdik. Bu sunumlar Katar’daki muhataplarımız tarafından da oldukça ilgiyle karşılandı. Firmalarımız için görüşmelerin ihracata dönmesi amacıyla toplantılar ardından da firmalarımıza desteğe devam edeceğiz.”

İklimlendirme Sektöründe Dijital Dönüşüm Dönemi

ISKAV, HVAC&R endüstrisinin dijitalleşmesinde büyük rol oynayacak olan BIM (Building Information Modelling) konusunda Eurovent Services Company’nin iştiraki olan PRODBIM’e ortak oldu. Konu hakkında iklimlendirme sektöründe yapılacak çalışmalarda ISKAV’a görev verildiğinden beri ISKAV BIM Merkezi’nin kurulmasına yönelik çalışmalar hız kazandı.PRODBIM yetkilileri, ISKAV bünyesinde kurulan BIM Komisyonu çalışmalarını yakından takip etmiş ve sonucunda kendilerinden ortaklık teklifi gelmiştir. Konuyu değerlendiren vakıf yönetimi, komisyonun da görüşünü alarak PRODBIM projesine ortak olunmasına karar vermiştir. Yapılan görüşmeler neticesinde anlaşmaya varılarak, 15 Kasım 2019 Cuma günü Büyükada’da gerçekleştirilen imza töreniyle iklimlendirme sektörünü yakından ilgilendirecek bu büyük adım atılmış oldu. Törene; ISKAV yönetim kurulu başkanı Taner Yönet, önceki dönem vakıf başkanı ve yönetim kurulu üyesi Metin Duruk, vakıf genel sekreteri ve BIM komisyonu başkanı Cem Savcı, vakıf müdürü Elif Akmehmet, PRODBIM başkanı Erick Melquiond, Eurovent Certificaiton Company temsilci ve mevzuat işleri müdürü Hüseyin Yüksel katıldılar. ISKAV Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yönet ile Prodbim başkanı Erick Melquiond tarafından atılan imzalar neticesinde Türk İklimlendirme Sektörü Prodbim sistemine dâhil oldu. Taner Yönet, sektörün ihracat seferberliğine önemli bir katma değer sağlayacak bu girişimin tüm sektöre hayırlı olmasını diledi. Erick Melquiond de Avrupa başta olmak üzere tüm Dünya’da geniş bir alana erişecek Prodbim sisteminde Türkiye gibi önemli bir değeri de yanlarında görmekten mutluluk duyduklarını ifade etti. Uluslararası birçok coğrafyada çeşitli sistemlere erişme imkânı sağlayan bu dijital kütüphaneye dâhil olmanın sektöre önemli faydalar sağlayacağı bilinciyle hareket edildi. Bu ortaklık, tasarım konusunda geçmişte yapılamayan birçok uygulamanın BIM ile daha sağlıklı gerçekleştiği, çeşitli ülkelerde de BIM faaliyetlerinin yaygınlaşarak yasal zorunluluk haline getirildiği bir dönemde gerçekleştirildi.   Kaynak : ISKAV

Ford Otosan Maske Üretimine Başladı

Türkiye’nin önde gelen otomotiv üreticilerinden Ford Otosan’ın Genel Müdürü Haydar Yenigün, koronavirüs salgınıyla mücadelede ihtiyaç duyulan tıbbı malzeme üretimine destek olmak amacıyla 3D yazıcı ve basit kalıplarla komponent üretimine başladıklarını duyurdu. Koronavirüs salgınının ardından birçok ülkede üretime ara veren otomotiv üreticileri solunum cihazı ve tıbbı malzeme üretimine destek vermek için harekete geçmişti. Ford, GM, Porsche, Skoda ve BMW gibi markalar solunum cihazı üretime katkı sağlayabileceklerini duyururken, Volkswagen de 3D yazıcılarla medikal malzeme üreteceğini açıklamıştı. Tesla CEO'su Elon Musk da koronavirüs salgınıyla mücadele için suni solunum cihazı üretmeye hazır olduklarını açıklamıştı. Ardından Türkiye’de üretim yapan firmalardan da destek mesajları gelmiş, OSD Başkanı Haydar Yenigün, ihtiyaç halinde Türk otomotiv sanayisinin de tıbbı malzeme üretimi için Ar-Ge ve üretim tesislerini devreye sokabileceğini söylemişti. Aynı zamanda Ford Otosan Genel Müdürü olan Haydar Yenigün, sanayi ve sağlık bakanlıkları bakan yardımcıları ile irtibatta olduklarını ve maske üretimi konusunda 3D yazıcı ve basit kalıplarla komponent üretimine başladıklarını duyurdu. Açık kaynaktan alınan ancak tasarımı Ford Otosan Ar-Ge Departmanı tarafından iyileştirilen yüz maskesi, benzerlerinden farklı olarak, 150 derecelik bir açıyla yüzün tamamını korurken, ön camı özel olarak geliştirilen PET veya PETG malzemeden kesilerek üretilecek. "On binlerce maske üretebilecek duruma geldik” Yüz maskelerinin seri üretiminin yan sanayi ile birlikte Ford Otosan’ın geliştirdiği kalıpla yapılacağını vurgulayan Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, şunları kaydetti: “Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüsle mücadelede Türkiye'nin öncü sanayi şirketlerinden biri olarak, gereken her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu açıklamıştık. Bu doğrultuda, hem Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız hem de Sağlık Bakanlığımız ile bir dizi görüşmeler gerçekleştirdik. Sonrasında hızla çalışmalarımıza başladık. Açık kaynaklı bir modeli baz alarak, Sağlık Merkezi çalışanlarımızın yönlendirmeleri ve Ford Otosan Ar-Ge mühendislerinin çalışmalarıyla bu modeli yüzün tamamını koruyacak şekilde iyileştirdik. Hızla Ar-Ge sürecini tamamladık. Geldiğimiz noktada; şu an maske üretimi için 3D (üç boyutlu) yazıcı ve basit kalıplarla komponent ve prototip üretimine başladığımızın müjdesini paylaşmak istiyorum. Tasarladığımız yüz maskeleri, yan sanayimiz ile birlikte sağlık çalışanlarımızın canları pahasına verdiği mücadelede kullanılmak için seri üretime hazır. Çok kısa bir zaman içerisinde on binlerce üretebilecek duruma geldiğimiz için çok mutluyuz." Ford Otosan yetkilileri, geçen hafta başında yaptıkları açıklamada yurt dışındaki üretim tesislerinde oluşan kesintiler nedeniyle üretim takvimlerinde değişiklik yapmak zorunda kaldıklarını ve bu kapsamda 30 Mart – 2 Nisan tarihleri arasında Kocaeli Gölcük fabrikasında üretime ara verileceğini belirtmişti. Yan sanayi de desteğe hazır Diğer yandan, TAYSAD Başkanı Alper Kanca da geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili Dünya Gazetesi'ne açıklamalarda bulunarak, yan sanayi olarak tıbbı malzeme üretimine desteğe hazır olduklarını vurgulamıştı. Kanca, şu şu açıklamayı yapmıştı. “Otomotiv tedarik sanayinin elin de böyle bir krizde kullanılabilecek iki önemli değer var. Birincisi yetkinlik ikincisi kapasite. Bunları anlamlarıyla açacak olursak; Yetkinlik yani çok geniş bir yelpaze de farklı üretim süreçlerine hakim olmak bu süreçlerde istenilen her türlü üretim işlemini yapabilmek anlamına geliyor. Kapasite ise bu işlemlerle ilgili yeterince alet, cihaza sahip olmak demektir. Biz Türk otomotiv tedarik sanayi olarak bu işe sarılarak hiç tartışmasız bir an bile tereddüt etmeden hem yetkinlik hem kapasitemizi kullanmaya / kullandırmaya hazırız. Yalnız burada bir şeye dikkat etmek gerekiyor. Özellikle sosyal medyada ‘hadi gelin solunum cihazı üretelim’ veya ‘şöyle bir alet imal edelim’ türü yaklaşımlar var. Bunlar çok gerçekçi değil. Çünkü bu tür tıbbi cihazların üretimi ciddi derecede yüksek bir uzmanlık gerektiriyor. Sonuçta insan yaşamı söz konusu. Bir otomotiv tedarikçisinin birkaç gün içerisinde solunum cihazı üretmesi mümkün değil. Ama bizler ihtiyaç olan tekil parçaları üretir, bu cihazları üretme becerisine sahip olanlara destek verebiliriz. Ya da makinelerimizi, tesislerimizi, en önemlisi mühendislerimizi, çalışanlarımızı, kendimizi bu cihazları üretmeyi bilen profesyonellerin kullanımına sunarız.” Kaynak : Dünya

Kozmetikte ve Tıpta Kullanılan Önemli Bir Madde Milli İmkanlarla Üretildi

Ülkemiz son zamanlarda dışa bağımlılığı azaltmak konusunda büyük adımlar atıyor. Son olarak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyopatoloji Bölümü'nden bir ekip, kozmetikte ve tıpta kullanılan ve pahalı fiyata ithal edilen maddeyi laboratuvar ortamında üretmeyi başardı. Geçtiğimiz günlerde ülkemizde daha uygun seviyede maliyetle kozmetik ürünlerini üretebilmek için büyük bir adım atıldı. Kozmetik dışında estetik cerrahide ve doku mühendisliğinde de yaygın olarak kullanılan hyalüronik asit, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyopatoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Yazıhan ve çalışma arkadaşları tarafından laboratuvar ortamında üretildi. Hyalüronik asit, köpek balığı derisi, horoz ibiği ve sığır göz bebekleri gibi çeşitli hayvansal dokulardan üretilebiliyor. Bu asit türü cilt kremlerinde kullanıldığında sudaki ağırlığının neredeyse bin katı kadar nemi ciltte saklı tutabiliyor. Nuray Yazıhan ve çalışma arkadaşları, laboratuvar ortamında hyalüronik asit üretme denemelerine geçmiş çalışmaların üzerinde çalışarak başladı. Yazıhan ve ekibi, Osmangazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Çubuk ve ekibinin başlattığı ‘bakteriden hyalüronik asit üretimi’ üzerinde çalıştı ve gıda ve kozmetik alanlarında kullanılabilir saf hyalüronik asit üretti. Hyalüronik asidin milli imkanlarla üretimine geçmeye hazırlanan Yazıhan, bu asit türünü yurt dışından aldığımızı ve oldukça pahalı bir madde olduğunu söyledi. Yazıhan’ın sözleri şu şekilde devam etti: "(Hyalüronik asit) Gıda takviyesi olarak kullanılıyor, kozmetik alanda kullanımı söz konusu artı tıbbi cihazlarda ve tıbbi ürünlerde çok fazla kullanım alanı var. Kullanım alanına göre elde etme yöntemleri ve üretim yöntemleri çok farklılaşıyor, bu fiyata da yansıyor." Nuray Yazıhan, laboratuvar ortamında üretmeyi başardıkları hyalüronik asitin hayvansal dokulardan üretilen asite göre insan doğasına çok daha uyumlu olduğunu belirtti. Yazıhan, hayvansal kaynaklı ürünler kullanıldığında alerjik reaksiyon görme ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi. Yazıhan, bununla birlikte hayvanda bakteriyel ya da başka bir tür enfeksiyon olduğunda bu enfeksiyon da dokuyla birlikte taşınabildiğini aktardı. Bu sebeple de genelde hyalüronik asitin bakteriyel olanları ve saflaştırılanlarının tercih edildiğini de ekledi. Kullandıkları bakterilerde herhangi bir genetik değişim yapmadıklarının altını çizdi. Laboratuvar ortamında hyalüronik asit üretme başarısı, 2020 yılının ilk 6 aylık döneminde hayatımızı da etkileyecek. Yazıhan, bu dönemde hyalüronik asitli gıda takviyesi üretimine geçeceklerini belirtti ve ürünün GDO’suz gıda takviyesi formunda satışa sunulacağını söyledi. Yazıhan, gıda takviyesinin eklem sorunları yaşayanlara yönelik olacağını aktardı ve şu şekilde devam etti: "Hyaluronik asit dediğiniz zaman akla güzellik geliyor, kadınların vazgeçilmezi bu, cildiniz açısından çok kritik önemli bir dolgu materyali bu madde ama bunun yanı sıra Türkiye için düşünürsek, çoğu insanda eklem sorunları var ve kemik sağlığı açısından da çok önemli." "O açıdan gıda takviyesi olduğu zaman bizim toplumda çoğu insanın, özellikle bayanların belli bir dönem sonrasında takviye olarak aldıkları zaman kemik sağlığına etki eden bir formülasyon olarak karşınıza çıkacak. Eklemlere özel bir şekilde yapılan gıda takviyesi formülasyonu şeklinde yapacağız." Bugüne kadar yalnızca yurt dışından temin edilen hyalüronik asiti ülkemizde üretmeyi başaran Yazıhan ve ekibi, kozmetik alanında bu asit üretiminin gerektirdiği finansal desteği bulamadı. Dolayısıyla kozmetik alanı yerine hyalüronik asitin öncelikle gıda takviyesi olarak üretileceğini söyledi ve devam etti: "Kozmetik dolgu maddesi yaptığınız zaman kullanacağınız hyalüronik asitin molekül ağırlığıyla beraber üretim şartları da değişecek, tabii bu çok ciddi yatırımlar istiyor. Biz yapılan projelerde aslında kozmetik amacıyla kullanılacak olanları da laboratuvar şartlarında üretmiş bulunuyoruz; ama üretim şartlarımız, imkanlarımız olmadığı için bunları ticarileştirme şansımız maalesef yok." "Tabii biz bir Teknopark şirketiyiz, doğal olarak imkanlarımız çok fazla değil. Burada gördüğünüz laboratuvar şartlarında üretim yapıyoruz. Bizim üretim yerimizin sadece gıda takviyesi üretim ruhsatı var. Tabii ki kozmetik ruhsatı olabilecek bir üretim yeri kurabilirsek ileride niye olmasın tabii ki bunu yapmayı da çok isteriz." Yazıhan, hyalüronik asitin kozmetik alandaki değerinin çok daha yüksek olduğunu da belirtti. Türkiye’de çok fazla kozmetik üreticisinin olmasından dolayı bu maddenin pazar payının inanılmaz düzeyde olduğunu vurguladı. Böylece maddenin ekonomik anlamda katkı sağlayabileceğini de ekledi.

E-bülten için aşağıdaki bilgileri doldurmanız yeterli.

Giriş Yap

Şifremi Unuttum Kayıt Ol

Kayıt Ol

Şifremi Unuttum