Haberler

Tohum Gen Bankası'nda Tohumlar Özenle Geleceğe Taşınıyor

Covid-19 Pandemisiyle birlikte gıdaya erişim dünyada temel bir konu haline gelirken, Türkiye'nin binlerce yıllık tohum mirasının muhafaza edildiği Tohum Gen Bankası'nda tohumlar özenle geleceğe taşınıyor. Eksi 18 derecede üst düzey güvenlik önlemleri altında saklanan tohumlar, dünyada bir ilk olan ulusal DNA Barkotlama Projesi ile Türkiye adına kayıt altına da alınıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, yerel çeşitler başta olmak üzere genetik kaynakların toplanması, muhafazası ve çeşitlendirmesine dönük birçok çalışma yürütüyor. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Cumhuriyet tarihinin en büyük yerli tohum seferberliğine start vermişti. Türkiye'nin binlerce yıllık ata tohumlarının muhafaza edildiği Tohum Gen Bankası'nda titiz bir çalışma yürütülüyor. Atadan yadigar tohumların bir araya getirildiği gen bankasında 23 bini yerel olmak üzere 60 bin tür ve yaklaşık 120 bin tohum bulunuyor. Çimlenme testi yapılan tohumlara özel vakumlama yöntemi uygulanıyor. Eksi 18 derece soğukta muhafaza edilen tohumlar, vakumlanan paketlerde 10 yıl boyunca canlılığını koruyabiliyor. Türlerin sadece tohumları saklanmıyor, merkezde aynı zamanda bitkilerin herbaryum, DNA ve doku örnekleri de korunuyor. Herhangi bir salgın hastalığa karşı önlemlerin alındığı gen bankasında hijyen kuralları da en üst seviyede tutuluyor. Özel izinlerle girilen merkezde 24 saat boyunca tohumların ısı ve nem dengeleri kontrol ediliyor, aksaklıklarda devreye giren alarm sistemi uyarı veriyor. Böylelikle yaşanabilecek herhangi bir olumsuzlukta tohum kaybının da önüne geçilmiş olunuyor. 250 bin tohum kapasitesine sahip Ankara'da bulunan gen bankasında sadece tohumlar korunmuyor, aynı zamanda onaylanmış araştırma projeleri için materyal de üretilerek araştırmalar destekleniyor. "Çok sayıda gönüllü insan tohum bağışlıyor" Tohum Gen Bankası'nın işleyişine ilişkin bilgiler veren Türkiye Tohum Gen Bankası Bölüm Başkanı Dr. Kürşat Özbek, "2010 yılında açıldı merkezimiz. Türkiye'deki biyolojik çeşitliliğin tespit edilmesi, toplanması korunması, karekterizasyonu, muhafazası ve araştırma gruplarına dağıtılması işlemleri yapılıyor merkezimizde. Elimizde 60 bin civarında örneğimiz var. 23 bin tanesi yerel çeşit. Bakanlığımıza diğer araştırma projelerinden gelen enstitülerden toplanan tohumlar var. Bunun yanı sıra Tohum Gen Bankası'na çok sayıda gönüllü insan tohum bağışlıyor. Birileri geliyor 'Böyle bir tohum bulduk. Dedemizin dedesi tarafından üretiliyormuş' diyorlar. Tohumları alıp kendi tohum prosedürümüze ekliyoruz. Haymana'da bir enstitümüz var, orada üretiliyor. Üretildikten sonra uluslararası standartlarda Tohum Gen Bankası'nda muhafaza ediliyor. Burada sadece tohumlar raflarda muhafaza altında değil. Tarafımıza ait projeler yürütüldü" dedi. "Yıllardır aynı coğrafyada yaşadığı için bu genler hastalıklara karşı dayanıklılık geni geliştiriyor" Türkiye'nin dört bir yanından ata tohumu toplandığını kaydeden Özbek, "Ata tohumlarının özelliği farklı türlerden oluşması, tek düze, tek tip yapı yok içerisinde. Birbirinden farklı örnekler var. Yıllardır aynı coğrafyada yaşadığı için bu genler hastalıklara karşı dayanıklılık geni geliştiriyor. Büyük salgın insanlar üzerinde etki gösteriyor. Ama zamanında bitki türlerini yok eden hastalıklar da oldu. Bunlar için en en önemli kısım bitki genetik kaynakları. Doğadaki genetik kaynağı muhafaza eder bunun ne olduğunu anlayabilirseniz buna yönelik çeşit geliştirirsiniz. Her an doğada bir salgın hastalık çıkabilir, bu hayvanlar, bitkiler için, insanlar için de çıkabilir. Önemli olan o dayanıklılık genini içeren canlıyı bulduğun zaman o hastalığa yönelik çözümler geliştirebilirsiniz. Örnek tek tip olursa gelen bir hastalıktan tüm ürünü kaybedebilirsiniz. Farklı özelliklere sahip çeşitliliğe sahipseniz kuraklık ve salgınlarda daha az etkilenirsiniz" diye konuştu. "Genetik türler dünyada tek olan bir proje ile Türkiye adına kayıt altına alınıyor" Ulusal DNA Barkotlama Projesi kapsamında Barkot Türk adında veri tabanı kurularak yerel kaynakların moleküler düzeyde karakterize edilip Türkiye adına kayıt altına alındığını kaydeden Özbek, "Ülkemizde bu sistem kurulana kadar genetik kaynakların kayıt altına alındığı, moleküler tanımlama bilgileri ile beraber kayıt altına alındığı bir sistem yoktu. Biz bu proje ile ve bunun kapsamında kurduğumuz Barkot Türk veri tabanı ile Türkiye'deki tüm genetik kaynakların moleküler tanımlama bilgilerini alıyoruz ve bunları Barkot Türk adını verdiğimiz veri tabanı vasıtasıyla Türkiye adına kayıt altına alıyoruz. Dünyada 200 milyona yakın genetik kaynak, müleküler düzeyde tanımlanmış ama bunların verileri hep farklı farklı veri tabanlarında. İlk defa Türkiye kendi genetik kaynaklarını kendi karakterize ediyor, bu verileri Türkiye adına kayıt altına alıyor" dedi.

Adli Toksikolojinin Sınırlarını Zorlamak

Adli ve klinik toksikolojide biyolojik örneklerin kapsamlı taranması, güçlü ve son derece hassas aletler olmadan mümkün değildir. Gaz kromatografisi kütle spektrometrisi (GC-MS), toksikolojik ilaç taramasına tarihsel olarak tercih edilen bir yaklaşımdır. Genel olarak bilinmeyen analiz - 4.000'den fazla madde tarayan geniş bir tarama yöntemi - geleneksel olarak GC-MS teknikleri ile yapılır, ancak son yıllarda sıvı kromatografi kütle spektrometrisi (LC-MS) yöntemleri tarafından sürekli gölgede bırakılmıştır. Adli ve klinik toksikolojide biyolojik örneklerin kapsamlı taranması, güçlü ve son derece hassas aletler olmadan mümkün değildir. Bu tür enstrümanlar, araştırmacıların çalışmalarını, hızlı geri dönüş süresi, kullanım kolaylığı ve yenilikçi LC-MS tekniklerinin yüksek duyarlılığı ile kolaylaştırılan ana ilaçların ve karşılık gelen metabolitlerinin açıkça tanımlanmasına odaklamalarına izin verir. Saç, idrar, kan ve oral sıvı, adli toksikoloji laboratuvarlarının aldığı çok çeşitli örnek türlerine örnektir. Bazı biyolojik matrisler diğerlerinden daha fazla tarama zorluğu yaratır ve oral sıvı testi son zamanlarda genel bilinmeyen analiz için optimize edildi ve laboratuvarların bir dizi hizmet sunmasını sağladı. Bağımlılık tıbbında çalışan sağlık klinikleri, psikiyatri hastaneleri, cezaevleri, uzman psikiyatri cezaevleri ve özel hekim uygulamaları bu tür hizmetlerden yararlanan kurumlara örnektir. TOKSİKOLOJİ VAKA ÇALIŞMASI - DR. MİCHAEL BÖTTCHER LABORATUVARI Michael Böttcher'ın Almanya'nın Dessau kentinde bulunan MVZ Laboratuvarı'ndaki laboratuvarı, ilaç tarama analizi ve toksikolojik çalışmalardaki uzmanlık özellikleri ile ünlüdür ve çok çeşitli biyolojik matrisler için eksiksiz bir analiz spektrumu sunmaktadır. Kapsamlı bir analitik tesis olarak, laboratuvar çeşitli kaynaklardan örnekler alır. “Lab-Dessau'da her türlü ilaç testini yapıyoruz: terapötik ilaç izleme, kötüye kullanım test ilaçları işyeri ilaç testi, zehirlenme vakaları, ve özellikle bağımlılık tıbbı için klinik ilaç testi. Berlin gibi büyük şehirlerde çok sayıda bağımlılık kliniğinde çalışıyoruz. Kötüye kullanım ilaçları aramaya ek olarak terapötik ilaçları da izliyoruz ”diye açıklıyor Dr. Böttcher. “Çok sayıda nadir ilaç testi konusunda çok uzmanız. Ayrıca adli test yapıyoruz - adli tıp tarafından akredite olduğumuz için, bir dizi adli kurum için çalışıyoruz. Birçok müşteri, daha az rutin olan yeni psikoaktif madde testlerine ihtiyaç duyuyor, bu nedenle uzman yeteneklerimiz nedeniyle bize örnekleri gönderiyorlar ”diyor Dr. Böttcher. Sentetik kannabinoid için numuneler sıklıkla laboratuvara gönderilir“yasal yüksekler” olarak adlandırılan sentetik opioidler ve internet ilaçları için yapılan testlerin yanı sıra. On yıllardır piyasada bulunanların yanı sıra modern “tasarımcı ilaçlar” laboratuvara gönderiliyor. Böttcher'ın laboratuvarı, kılcal kan numuneleri, idrar, saç ve oral sıvıdan gelen ilaçları analiz edebilir - ikincisi en son optimize edilmiştir ve özellikle bu laboratuvara özgüdür. Laboratuvar, zamana duyarlı numunelerle müşterilere hizmet vermek için minimum kesinti süresi ile çalışan güvenilir cihazlara güvenmektedir. 4.000'den fazla maddeyi tarayan geniş bir tarama yöntemi olan genel bilinmeyen analiz yürütme yeteneği, laboratuvarda bulunan kapsamlı ilaç bileşikleri kütüphanesine bağlıdır, bu nedenle bunun yanı sıra güncelleme yöntemleri de devam etmek, devam eden araştırma ve hizmet geliştirme için kritik öneme sahiptir. GC-MS VE LC-MS KARŞILAŞTIRMASI GC-MS, genel bilinmeyen analiz kullanılarak toksikolojik ilaç taramasına geleneksel bir yaklaşımdır, ancak hızlı geri dönüş süresi, kullanım kolaylığı ve yenilikçi LC-MS yöntemlerinin yüksek hassasiyeti ile sürekli gölgelenmiştir. LC-MS'in artan popülaritesine rağmen, Dr. Böttcher'ın laboratuvarı bazı örnekleri LC-MS ile görünmediği için hala bazı örnekleri taramak için GC-MS kullanıyor. Yönlendirilmemiş taramada rutin çalışmalar için laboratuvar şimdi Bruker Daltonics'in çok aşamalı doğru kütle spektrometresi (LC-MSn) kütüphane tabanlı bir çözümü olan Toxtyper ™ 'yi kullanmaktadır. “Rutin genel bilinmeyen analiz için artık GC-MS kullanmıyoruz, ancak bazı durumlarda, özellikle matrisin ayrıştırılabileceği ölüm sonrası dönemde, bu hala yararlı bir yedekleme tekniğidir. Post-mortemler LC-MS'de çok fazla iyon baskılaması üretir ve sonuçlar GC-MS sonuçlarından daha az dürüsttür. Toxtyper, örnekleri işlemenin ve daha memnun müşteriler elde etmenin daha iyi bir yoludur. ” İlgili Makale: Yeni Nesil Dizileme için Adli Tıp Uygulamaları LC-MS'nin GC-MS yerine giderek daha fazla tercih edilmesinin ana nedeni, numune hazırlama süresindeki azalmadır. Dr. Böttcher bu zaman tasarruflarının nasıl gerçekleştiğini şöyle açıklıyor: “GC-MS ile, hepsi çok zaman alan numuneleri çalıştırmadan önce üç numune hazırlama adımını (hidroliz, ekstraksiyon ve türevlendirme) tamamlamanız gerekir. Tüm bu adımlar çok seçicidir ve bu yüzden madde kaybımız vardır. Ek olarak, numuneler hazırlık halinde çok hantal olduğu için numuneler gruplar halinde çalıştırılmalıdır, bu nedenle acil bir numune geç gelirse, rutine eklemek ekonomik değildir. İlk başta ne aradığınızı bilmediğiniz için bu, genel bilinmeyen analiz için dezavantajlıdır. LC sistemleri bu seçici örnek hazırlama adımlarını gerektirmez ve bu nedenle rastgele erişim mümkündür. Çalışma sonrası zaman da GC-MS'ye kıyasla büyük ölçüde azalır, veri madenciliği daha verimlidir ve fazla deneyime ihtiyacınız yoktur. ” TARAMA YETENEKLERİ Bazı durumlarda, müşteriler hangi ilacı taramak istediklerini bilebilir, bu durumda çok hedefli bir tarama yaklaşımı kullanılabilir. Bu yöntemin duyarlılığı, genel bilinmeyen analizden (hedefsiz yaklaşım) çok daha yüksektir, ancak ilgili ilaç grubunun bilinmediği zehirlenme durumlarında, genel bilinmeyen analiz gereklidir (Tablo 1).   Tablo 1: MVZ Laboratory Dessau, Limbach Group'ta LC-MS ilaç tarama özellikleri.   Genel bilinmeyen analiz (Hedefsiz analiz) (Toxtyper ™) Çok hedefli tarama (LC-MS-MS) Madde Sayısı 4000 yakl. 100'e kadar (yönteme bağlı olarak) Örnek tip Oral sıvı, idrar, kan, camsı mizah, mide içeriği, mekonyum Oral sıvı, idrar, saç, kan, camsı mizah, mide içeriği, mekonyum Tarama yetenekleri Bilinmeyen genel tarama Aşağıdakiler de dahil olmak üzere çok çeşitli ilaçların taranması:   Opiyatlar / opioidler benzodiazepinler 145 sentetik kannabinoid amfetamin antidepresanlar ve daha fazlası... Özel yöntemler:   Opiatlar / opioidler = 65 madde Benzodiazepinler ve Zsubstances = 75 Sentetik kannabinoidler = 100 madde Amfetaminler / tasarımcı ilaçlar = 70 madde Duyarlılık 1-25 ng / ml 0.1-2 ng / ml (10 x daha duyarlı); Çoklu hedef analizi yapılır ve LC-MS-MS ile laboratuvarın çoklu hedef analitik sistemine yerleştirilir. Bu, müşterinin bireysel ihtiyaçlarına göre modifiye edilebilir ve uyarlanabilir ve şu anda 68 farklı madde için tarama kabiliyetine sahiptir. Laboratuvarın özel çoklu hedef yöntemleri, örneğin bir opiat yöntemi veya bir benzodiazepin yöntemi, söz konusu madde sınıfı için kapsamlıdır. “Müşteri genellikle çok hedefli analiz veya genel bilinmeyen analiz yaptığımızda karar verir, ancak bu duruma bağlı olabilir. Örneğin, belirli bir durum özel bir analiz kullanılarak çözülemezse, genel bilinmeyen analiz uygulanır. Ancak bir müşteri bir opioid testi isterse, özel opioid yöntemini kullanırız. Opioid yöntemi için 65'ten fazla maddeyi test edebiliriz; benzodiazepin yöntemi ile 75 madde; ve sentetik kannabinoid yöntemiyle yaklaşık 100 maddeyi test edebiliriz. Bu oral sıvıya değil, diğer vücut sıvılarına da uygulanabilir ”diyor Dr. Böttcher. Ultra yüksek performanslı sıvı kromatografisine ek olarak, LC-MS çözeltisi toksikolojik analiz için kapsamlı bir ilaç kütüphanesi kullanır. Dr. Böttcher, böyle bir kütüphanenin kullanılabilirliğinin çalışmalarını nasıl kolaylaştırdığını anlatıyor: “GC-MS kütüphanesiyle aynı büyüklükte bir kütüphane bulunduğunu duyduğumuzda, ancak glukuronidlerin eklenmesiyle hemen ilgileniyorduk. Kütüphane tüm önemli glukuronidleri içeriyorsa, hidrolizleme gerekli değildir. Böyle bir kütüphaneyi kendi başınıza kurmak çok karmaşıktır, çünkü bu glukuronid moleküllerini satın alamazsınız. Hidroliz, zaman alıcı ve seçici olan glukuronidleri temizler, çünkü bazı maddeler yüzde 100 parçalanmaz ve yöntemlerinizi doğrulamak için bu maddeleri satın alamazsınız. Bu yaygın bir bilgi değildir ve idrar toksikolojisinde önemli bir konudur. Glukuronidler ve Toxtyper cihazını içeren kütüphanenin kombinasyonu, özellikle idrar analizi için büyük bir başarı. ” Böttcher'ın laboratuarı toksikoloji çalışması için biri Bruker tarafından geliştirilen, diğeri ise harici bir bilimsel enstitü olan Maurer / Wissenbach / Weber (MWW) Kütüphanesi (Wiley-VCH, Weinheim, Almanya, 2014, TT-M2) için iki ilaç kütüphanesi kullanmaktadır. . Laboratuvar, planlanmış amaçlar için yaklaşık 1.000 ana madde içeren Bruker kütüphanesini kullanır: Maddenin mevcut olması halinde bulunması gereken dar bir algılama süresi penceresi vardır. Bu, yazılım belirli bir maddeye yönlendirildiği için hassasiyetin artmasına neden olur. MWW kütüphanesi 1.500 madde ve 3.000 metabolit (glukuronidler dahil) içerir ve Bruker kütüphanesinden farklı olarak tutma süresine endekslenmez. Bu, duyarlılığın daha düşük olduğu, ancak kütüphane son derece kapsamlı ve aynı zamanda gerekli metabolitleri de içerdiği anlamına gelir. TOKSİKOLOJİNİN GELECEĞİ Hızla değişen bu endüstride sürekli olarak yeni yöntemler geliştirilmelidir, böylece laboratuvarlar tasarımcı ilaç pazarına ayak uydurabilir. Enstrümantasyon ve yazılım, tıpkı harici ilaç kütüphaneleri gibi güncel kalmalıdır. Yeni psikoaktif maddeler ve sentetik kanabinoidler piyasaya hızlı bir şekilde giriyor, bu da mevcut kütüphanelerde bazı ilaçların eksik olabileceği anlamına geliyor. Laboratuvarlar LC-MS kütüphanelerine kendileri madde ekleyebilir, ancak idrar örnekleri için metabolitler de gereklidir ve ana maddeler gibi satın alınamaz. Bu nedenle, idrar metaboliti kütüphanelerindeki güncellemeler, adli toksikoloji laboratuvarlarının araştırma ve hizmetlerinin devam eden başarısı için zorunludur.

Laboratuvarlarda İş Sağlığı ve Güvenliği

Laboratuvarlar iş yeri olarak tehlikeli iş yerleri arasında yer alıyor. Bu yerlerde çalışanların, potansiyel tehlikeyi ve acil durumlarda ne yapacaklarını bilmeleri gerekiyor. Laboratuvarlar çalışma alanları açısından tehlikeli kabul edilen yerlerden biri olarak görülüyor. En başta ortaokullar, liseler ve üniversitelerde yer alan laboratuvarların kullanımı, iş hayatında da çalışanları tehlikelerle karşı karşıya getirebiliyor. Bu yüzden laboratuvarda tehlikelere karşı alınması gereken önemlerin bilinmesi önem arz ediyor. Laboratuvar ve Laboratuvar Güvenliği Genel anlamı ile bünyesinde çeşitli maddeler, alet, cihaz ve tertibatlar kullanılarak deneysel çalışmalar yapılan, testler, analiz ve araştırmalar yürütülen ve çeşitli gözlemler yapma olanağı sağlayan yerlere laboratuvar denir. Geçen yüzyılda laboratuvarlar gittikçe artan bir hızla çoğaldı. Bunun sonucunda her bilim dalına ait laboratuvarlar kuruldu. Fizik, kimya ve biyoloji laboratuvarları ülkemizde hemen her lise ve ortaokulda mevcut olup, üniversitelerimiz bünyesinde yüksek ihtisas laboratuvarları da bulunuyor. Keşif ve buluşların çoğalmasının yolu laboratuvarların sayısının artması, içlerinin de zengin ve modern ekipmanlarla donatılmasıyla gerçekleşebilir. Laboratuvarlarda yapılan deneysel etkinliklerde ya da hazırlanan çalışmalarda, araç ve gereçlerle beraber makine ve donanımlara yönelik olarak meydana gelebilecek tehlikelere karşı önlemler alma, aksayan durumları belirleme ve daha iyiyi düzenleme adına sorunlara bilimsel yöntemlerle yaklaşma sürecine laboratuvar güvenliği deniliyor. Laboratuvar kullanım tekniği ise laboratuvarda yapılan deneysel etkinliklerde çalışanların ve araçgereçlerin güvenliğinin sağlanmasını amaçlayarak, kullanılan araçgereçlerin, kimyasal maddelerin teknik özelliklerine ve kullanım tekniklerine uygun bilimsel yöntemlerle yaklaşma sürecini çalışanlara kazandırıyor. Laboratuvarlar iş yeri olarak tehlikeli iş yerleri arasında yer alıyor. Bu yerlerde çalışanların, potansiyel tehlikeyi ve acil durumlarda ne yapacaklarını bilmeleri gerekiyor. Çalışan kişinin ve çalışma materyalinin korunması için; çalışma sırasında belirli laboratuvar kurallarının, yöntemlerin, altyapı ve cihazların kullanılması gerekiyor. Laboratuvar ortamında çalışanların sağlık ve güvenliği için temel güvenlik kurallarına uyulması büyük önem taşıyor. Laboratuvarlarda kazaların önlenmesi için bazı önlemlerin alınması gereklidir. Bu önlemler şöyle sıralanabilir: • Laboratuvarda mutlaka önlük ve eldiven giyilmeli, korucu gözlük takılmalı, giysiler tehlike oluşturmayacak şekilde giyilmelidir. • Laboratuvarlara yangın çıkış kapıları konulmalıdır. Bunlar yönlendirmelerle gösterilmelidir. • Laboratuvarda havalandırma sistemi çok iyi olmalıdır. Laboratuvarın içinde veya yanında havalandırmalı bir oda bulunmalıdır. • Laboratuvara mutlaka bir çeker ocak yerleştirilmelidir. Çeker ocaklar kapılardan ve havalandırma sisteminden uzakta ve laboratuvarda trafiğin en az olduğu yerlere kurulmalıdır. Çeker ocaklar kimyevi maddelere ve çeşitli buharlara dayanıklı malzemeden yapılmalı, çekme sisteminin sürekli bir hava akımını sağlayabilecek kapasitede ve 24 saat çalışabilir durumda olması gerekmektedir. Çeker ocaklar laboratuvar ortamında zararlı kimyasallara maruz kalmayı önlemek için tasarlanmıştır. Standart çeker ocakların kullanımı daha düşük riskli kimyasal kullanılan laboratuvarlarda tercih edilebilir. Hidroflorik, perklorik ya da sıcak konsantrasyondaki mineral asitlerin kullanımında “yüksek performans” spesifik çeker ocakların kullanımı gerekmektedir. • Laboratuvarda çalışma sırasında çalışmanın öncesinde ya da sonrasında oluşabilecek tehlikelerin belirlenmesi ve önlenmesi veya oluşma olasılıklarının en aza indirilmesi için, bilimsel yöntemlere dayanarak insan sağlığı için güvenli çalışma koşulları sağlanmalıdır. Güvenli çalışma koşullarının sağlanması için, bir laboratuvar güvenlik programı hazırlanmalıdır. Güvenlik programları insan sağlığını ve kimyasal maddeleri tehlikelerden korumanın yanında kaza ile oluşabilecek zaman kayıplarının ve maddi zararların önlenmesini ve verimli çalışmaya olanak sağlar. Bundan dolayı, alınan tüm önlemlere rağmen laboratuvar ortamında oluşabilecek sağlık sorunları göz önünde tutularak bir ilk yardım çantası hazır bulunmalıdır. • Laboratuvarda yapılan çalışmalarda kullanılan kimyasal maddelerin çoğu sağlığa zararlıdır ve bu kimyasalların özelliklerinin tanınması sağlık açısından önemli olduğu kadar çalışma esnasında yapılan herhangi bir kaza sonrasında yapılacak ilkyardımın saptanması açısından da önemlidir. İnsan sağlığına zararlı başlıca kimyasallar şunlardır: Ağır metaller, aromatik nitro bileşikleri, aldehitler, alkali metaller, alkali tuzları (NaOH, KOH), amonyak, benzen, cıva, fenoller, karbon tetra klorür ,klorlu hidrokarbonlar, metil alkol, toluen vb. • Laboratuvar her zaman temiz tutulmalıdır. Laboratuvar temizliği gerekli tüm kurallara uyularak yapılmalıdır. • Etiketlemede mumlu kalem, suda eriyen mürekkepli kalem kullanmaktan, kısaltmalardan maddenin ismini yazmaktan, sadece formülünü yazmaktan, numara vermek veya kodlamaktan kaçınılmalıdır. • Kimyasal Maddelerin Stoklanması kurallara uygun yapılmalıdır. • Laboratuvarlarda yeterli sayıda değişik yangın türlerine karşı yangın söndürme cihazları bulunmalı ve bunların hangi yangın tipi için kullanılacağı belirtilmelidir. • Su, elektrik, havagazı, hava boruları ve bunların vanaları değişik renklerde boyanmalı ve hangi rengin hangi boruya ait olduğunu gösteren bir levha laboratuvarın görünür bir yerine asılmalıdır. • Elektrik ve gaz devrelerini kapatan şalter ve vanaların yerleri herkes tarafından bilinmesi için işaretlenmelidir. • Laboratuvarlarda acil durumlarda kolayca ulaşabilecek duş ve yangın battaniyeleri bulunmalıdır. • Çözücüler hiçbir zaman lavabolara dökülmemeli, değişik özellikteki çözelti atıkları toplama bidonlarında toplanmalıdır, atık toplama bidonları ve çöp kutuları her akşam boşaltılmalıdır. • Laboratuvarda ateş kullanmadan önce etrafta alev alabilecek maddelerin bulunup bulunmadığına dikkat edilmelidir. Hava gazı veya doğalgaz ve diğer gaz hortumları sık sık kontrol edilmeli, çatlaklar görüldüğünde hortumlar hemen değiştirilmeli; bu hortumlar alevle temasta bulunmamalıdır. • Laboratuvarın ana gaz vanasının yeri laboratuvar personeli tarafından bilinmelidir. Laboratuvara ana gaz vanasının yerini belirten ikaz işaretleri konmalıdır. • Yanıcı maddelerin kullanıldığı deneylerin çeker ocakta yapılmalı, alev alıcı sıvıların damıtılması kum tepsisinin kum banyosu üzerinde yapılarak muhtemel bir yangın esnasında ateşin etrafına yayılması ihtimali azaltılmalıdır. • Yangın söndürme cihazları laboratuvar ve koridorlarda bulunmalıdır. Laboratuvar personelinin bunların yerini ve hangi tip yangın söndürme cihazının hangi yangında kullanılacağını bilmesi ve buna göre eğitilmesi gerekmektedir. Referans : Doç. Dr. Cemil AYDOĞDU Hacettepe Üniversitesi Fen Bilgisi Eğitimi Ana Bilim Dalı Kaynak: İşte Sağlık Dergisi

Mikrobiyom Bilimi ve Yapay Zeka Teknolojisi ile Kişiye Özel Beslenme Rehberi Hazırladılar

Enbiosis isimli firma son yıllarda gelişim gösteren mikrobiyom biliminden ve yapay zeka teknolojisinden yararlanarak kişiye özel beslenme rehberi sunuyor. Tüketicinin evine özel bir kutu içinde gönderilen kit ile kişi gaita örneğini özel bir tüpe koyuyor ve laboratuvara analizlerin yapılması için gönderiyor. Laboratuvar sonuçları tamamen yerli ve özgün yapay sinir ağları ile destekli yapay zeka algoritmasında işlenerek numune sahibinin bünyesine uygun bir diyet listesine dönüşüyor. Mikrobiyom teknolojisi Dünya’da son dönemde yaygınlaşan kişisel sağlık çalışmalarında oldukça önemli bir yer teşkil ediyor. Enbiosis Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Özkan, kişiye özgü sağlık ve kişiye özgü ilaç konularının sağlık teknolojisi alanının en önemli unsurları olduğunu ve bu konuda yapılan Ar-Ge çalışmalarının çok önemli olduğunu belirterek: “Projemizi, kişisel beslenme sonrasında, kişisel probiyotik, kişisel tanı ve kişisel tedavi süreçlerine doğru genişletmek istiyoruz” dedi.   MİKROBİYOM TEKNOLOJİSİ Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunu olan Özkan, iş hayatına solar teknoloji alanındaki yatırımlarıyla başlamış daha sonra mikrobiyom üzerine ABD’de  ilk çalışma ekiplerinde yer almış Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Nalbantoğlu ve Avustralya’da erken dönem mikrobiyom çalışmalarına katılmış Dr. Öğr. Üyesi Aycan Gündoğdu  ile birlikte Enbiosis’in kuruluşunu gerçekleştirmiş. Halen Genom ve Kök Hücre Araştırma Merkezi’nde görev yapan iki öğretim üyesi mevcut çalışmalarıyla kişisel tedaviye kadar uzanacak mikrobiyom teknolojisini yapay zeka teknolojisiyle birleştirerek ülkemizin sağlık teknolojilerine katkıda bulunmayı hedeflediklerini belirttiler. Probiyotik konusunda toplumda doğru bilenen yanlışların çok olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Aycan Gündoğan, “Laboratuvar çalışmalarımızda herkes için tek bir probiyotik içeriğinin faydalı olmayacağı, bunun yerine kişisel probiyotik çıkartılmasının doğru olduğunu gözlemliyoruz” dedi. Mikrobiyom enformatiği ve yapay zeka konusunda ABD’de doktora ve sonrasında 10 yıl çalışmalar yürüten Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Nalbantoğlu ise kullandıkları özgün yapay sinir ağları ile dünyada bu konuda çalışma yapan üç diğer firmadan da ayrıştıklarını vurguluyor. Mikrobiyom çalışmalarını daha sonra Hacettepe Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zehra Büyüktuncer Demirel ve doktora öğrencilerinden oluşan ekibiyle birlikte besin kompenentleri ile birleştirerek Enbiosis kişisel diyet ürünlerini 2019 Ağustos ayında çıkarttıklarını belirten Ömer Özkan, “Ülkemizde doğru işbirliği ve motivasyonla sağlık teknolojileri ve yapay zeka alanında çok daha büyük başarılar elde edileceğine inanıyorum” dedi. Kaynak: Capital

Kapadokya Teknopark, Litvanya Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçiliği İle Yeni Projeye Başlıyor

Litvanya Kalkınma Ajansı ile birlikte yürütülen ″Strengthening the Collaboration between Higher Education and Business World: Sharing the Expriences″ isimli projeyi başarıyla tamamlayan Kapadokya Teknopark uluslararası işbirliklerine devam ediyor. 27 Şubat 2020 tarihinde Kapadokya Teknopark Genel Müdürü Doç. Dr. Metin Duyar, Genel Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Cevahir ALTINKAYNAK ve Dr. Öğr. Üyesi Kubilay ATİK tarafından Litvanya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği’nde işbirliği toplantısı gerçekleştirdi. Litvanya Ankara Büyükelçiliği Müşaviri Vaida STANKEVIČIENĖ başkanlığında  yapılan toplantıda, iki ülke arasında nitelikli iş ilişkilerini arttırmaya yönelik modeller görüşülerek, ortak başlıklar tespit edildi. Yapılan görüşme sonucunda, Kapadokya Teknopark ile Litvanya Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçiliği arasında ''Tarımsal Biyoteknoloji Ürünleri ve Yardımcı Endüstriyel Malzemelerin Üretiminde Ortak İşbirliği Modellerinin Geliştirilmesi”  isimli projeye  başlanmasına  karar verildi. Tarımsal biyoteknoloji alanında Türkiye’nin zengin gen kaynaklarına sahip olması nedeniyle iki ülke arasında  işbirliği yapılmasının avantajlı görüldüğü toplantıda; bu alanda değişen ve gelişen pazar şartlarına göre yüksek verimli genotipe sahip, stres koşullarına dayanıklı tarımsal biyoteknolojik ürünlerin gelişimi ve bu gelişim sırasında uygulanması gereken süreçler hakkında  ortak kararlar alındı. Tarımsal biyoteknolojik ürünlerin üretilmesi aşamasında üretim öncesi ve sonrasında gerekli olan moleküler ve biyolojik hastalıkların diagnostik amaçlı laboratuvar/klinik testlerinin yapılması  ve sonraki aşamada kullanılacak antikor/antijen temelli teşhis kitleri, hücre kültür ve ELISA sistemleri gibi yardımcı endüstriyel malzemelerin kullanımı ve üretimi hakkında ortak projeye başlanmasına karar verildi.  

Koronavirüs Tanı Laboratuvarları Hızla Yaygınlaştırılıyor

Sağlık Bakanlığınca, ülke genelinde 44 ilde 73 merkezin "Kovid-19 Tanı Laboratuvarı" olarak yetkilendirildiği bildirildi. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tanı laboratuvarı yetkilendirilmesine ilişkin resmi yazı, 81 ilin valiliklerine gönderildi. Yazıda, ilk kez aralık 2019'da Çin'in Vuhan kentinde görülen Kovid-19 ile ilişkili vaka sayısının kısa süre içerisinde ciddi bir şekilde artarak pandemi haline dönüştüğü vurgulandı. Türkiye'de de hızla yayılmaya devam eden Kovid-19 kaynaklı enfeksiyonların tanısının Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü (HSGM) Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarı ve Biyolojik Ürünler Daire Başkanlığı koordinasyonunda yürütüldüğü belirtilen yazıda, "Bu amaçla ülke genelinde laboratuvar tanı kapasitesinin artırılmasına yönelik Kovid-19 Tanı Laboratuvarlarının yetkilendirilme çalışmaları başlatılmıştır." ifadesine yer verildi. Yazıda, şu bilgilere yer verildi: Bu kapsamda ilk aşamada ülke genelinde hizmet vermek üzere 37 Kovid-19 Tanı Laboratuvarı HSGM tarafından resmi olarak 21 Mart 2020 tarihi itibarıyla yetkilendirilmiştir. Bu laboratuvarlara ilaveten yetkilendirilmiş 36 Kovid-19 Tanı Laboratuvarı listesi yer almaktadır. Ülke genelinde toplam 44 ilde, 73 merkez Kovid-19 Tanı Laboratuvarı olarak yetkilendirilmiştir. İlgili laboratuvarlara Kovid-19 yetkilendirme ve protokol formları e-posta aracığıyla gönderilmiştir. Yetkilendirme ve protokol formları imzalanıp tarafımıza ulaştığında merkezler aktif olarak çalışacaklardır. HSGM tarafından resmi olarak yetkilendirilmemiş kamu, üniversite hastaneleri ve özel laboratuvarların Kovid-19 tanısına yönelik herhangi bir test yapma yetkileri bulunmamaktadır. Yetki verilmediği halde Kovid-19 tanı testlerini çalıştığı tespit edilen merkezler hakkında yasal inceleme ve akabinde cezai işlem başlatılacaktır. Yine Şehir Hastanesi statüsündeki 1.150 yatak kapasiteli Kartal Hastanesi’ni de bir süre önce hizmete sunduklarını hatırlatan Erdoğan, İkitelli Şehir Hastanesi’ni ise, 520’si yoğun bakım olmak üzere 2 bin 682 yatak kapasitesiyle mayıs ayında hizmete açmayı planladıklarını aktardı. Türkiye’nin en modern hastanelerinden biri olacak 1.000 yataklı Göztepe Şehir Hastanesi’nin inşasında da sona yaklaştıklarını, onu da eylül ayında hizmete alacaklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: Böylece Türkiye, sağlık altyapısında zaten güçlü olan yerini, daha da sağlamlaştırmış olmaktadır. Kovid-19 hastalığı sürecinde tedbirlerimizi, hamdolsun, pek çok ülkeden daha erken aldık ve hayata geçirdik. Aşama aşama ilave tedbirleri de yürürlüğe sokuyoruz. Gıda konusunda da herhangi bir sıkıntımız yok. Ülkemiz, tüm temel gıda maddelerini kendisi ürettiği için, hem stoklarımız, hem de tedarik zincirlerimizin işleyişi, ihtiyacımızı karşılayacak düzeydedir. Kamu güvenliği konusunda ise milletimizin dirayetli tutumu ve emniyet birimlerimizin gayretleri neticesinde, kayda değer bir sıkıntı yaşamıyoruz. Bu vesileyle, tüm sağlık görevlilerimize, güvenlik güçlerimize, gıda ve ihtiyaç malzemelerinin halkımıza ulaştırılmasını sağlayan esnafımıza, üretimi devam ettiren sanayicimize ve işçilerimize şükranlarımı sunuyorum. Kaynak : AA

ASHRAE 62.1 ve 62.2 Standartlarının Güncellenmiş Sürümlerini Yayınladı

ASHRAE, havalandırma sistemi tasarımı ve kabul edilebilir iç mekan hava kalitesi (IAQ) standartlarının güncellenmiş sürümlerini yayımladı. ANSI / ASHRAE Standardı 62.1-2019, “Kabul Edilebilir İç Hava Kalitesi için Havalandırma”, insan işgalcileri için kabul edilebilir ve olumsuz sağlık etkilerini en aza indiren IAQ sağlaması amaçlanan yeni ve mevcut binalar için minimum havalandırma oranlarını ve diğer önlemleri belirtir. Standart 62.1’de yapılan önemli değişiklikler şunlardır: • Yeni ve mevcut bina havalandırma hesaplamalarını kontrol etmek için birim alandaki yeni bilgilendirici havalandırma tabloları; • Sistem havalandırma verimliliği ve bölge hava dağılımı etkinliği hesaplamaları için havalandırma oranı prosedürünün basitleştirilmiş sürümü; • Modifiye doğal havalandırma prosedürü hesaplama metodolojisi; • Daha önce kapsanmayan mesleklerin özel olarak tanımlanması için gözden geçirilmiş kapsam; • Doğal havalandırmanın dış hava kalitesini ve dış hava havasının mekanik olarak soğutulmuş alanlarla etkileşimini göz önünde bulundurması için yeni gereklilik; ve • Nem kontrolü gereksinimleri, artık bağıl nem yerine çiğlenme noktası olarak ifade edilmiştir. ANSI / ASHRAE Standardı 62.2-2019, “Konut Yapılarında Havalandırma ve Kabul Edilebilir İç Hava Kalitesi”, mekanik ve doğal havalandırma sistemlerinin ve konut binalarında kabul edilebilir iç hava kalitesi sağlaması amaçlanan bina örtüsünün rollerini ve minimum gereksinimlerini tanımlar. Standard 62.2'nin 2019 baskısı, partikül filtrasyonu için kredi veren, dengelenmiş ve dengesiz havalandırma sistemi etkileşimlerini doğal sızma ile ayırt eden, yeni çok aileli konutlar için bölümlendirme limitleri gerektiren ve tek noktadan zarflı sızıntı testi sonuçlarının kullanılmasına izin veren bir ayırma yolu sağlayan bir uyum yolu ekler. sızma kredisinin hesaplanması. SSPC 62.1 Başkanı Jennifer Isenbeck, “Bu standartlar, yıllar içinde genişleyen bilgi, tecrübe ve havalandırma ve hava kalitesiyle ilgili araştırma yapısını yansıtan önemli değişikliklere neden oldu” dedi. “Her iki standardın amacı değişmedi, ancak bu hedefe ulaşmanın araçları gelişti. Bu güncellenmiş standartlar, binalardaki insanlar için daha sağlıklı iç ortamlar yaratma umuduyla daha fazla netlik sağlayacaktır. ” Daha fazla bilgi için, www.ashrae.org/bookstore adresini ziyaret edin .

ASHRAE 2019 Öğrenci Tasarım Yarışması ve Uygulamalı Mühendislik Yarışması Kazananlarını Açıkladı

2019 ASHRAE Öğrenci Tasarım Yarışması ve Uygulamalı Mühendislik Yarışması kazananları açıklandı. Yarışma, seçkin öğrenci tasarım projelerini tanır, lisans öğrencilerini enerji tasarruflu HVAC sistemlerinin pratik tasarım bilgilerini uygulama konusunda teşvik eder ve ekip çalışmasını teşvik eder. Kırk iki takım yarıştı ve 26 kişi toplum düzeyinde yargılandı. Bu yılki Tasarım Yarışması, Macaristan'ın Budapeşte kentinde küçük bir hastaneye odaklandı. Proje, Budapeşte'de 70.000 metrekarelik yeni bir dört katlı (6.503 metrekare) tıbbi, klinik, cerrahi ve ofis binası inşa etmeyi içeriyordu.   Takımlar üç kategoriden birinde yarıştı;   • HVAC Tasarım Hesaplamaları; • HVAC Sistem Seçimi; ve • Entegre Sürdürülebilir Bina Tasarımı (ISBD).   HVAC Tasarım Hesaplamaları kategorisinde birincilik, Mısır, Kahire, Ain Shams Üniversitesi'nden Beshoy Badr, George Mounir, John Victor, Kerollos Samir, Paula Wanis ve Samaa Khaled'e verildi. Fakülte danışmanları Dr. Ashraf Kotb ve Dr. Hany Elsayed'dir.      HVAC Sistem Seçimi kategorisinde ilk sırada yer alan Mitch Mallett-Hiatt, Colin Miller ve Nebraska Üniversitesi, Lincoln, Nebraska Üniversitesi'nden Samuel Underwood idi. David Yuill, ekibin öğretim görevlisi olarak görev yapan Ph.D. ve PE, Rick Hiatt, endüstri danışmanıydı.      Entegre Sürdürülebilir Yapı Tasarımı kategorisinde birinciliği Greeshma Bindu-Nandakumar, Vijay Chithambaram, Hope Tique Organista ve Loughborough Üniversitesi'nden Joshua Vasudevan, Leicestershire, İngiltere Dr. Mahroo Eftekhari fakülte danışmanı olarak görev aldı.   2019 Setty Family Foundation Uygulamalı Mühendislik Mücadelesinde, öğrenciler temel olanakları (kamu hizmetleri, polis, yangından korunma, okullar, sağlık hizmetleri, barınma vb.) İçeren kendi kendine yeten bir topluluk tasarlamaya zorlandı. Tasarımlar, Porto Riko, Vieques adasındaki 5.000 kişilik bir topluluğu barındırmak için gerekliydi. Samuel Bean, Alexander Sparks, Jacob Scarpino ve New Hampshire Üniversitesinden Sarah Mayer, Durham, New Hampshire birinci oldu. Nils Carlson, takımın sponsoru ve Anthony Puntin, Martin Wosnik ve Christopher White danışman olarak görev yaptı. Projeler, 1-20 Şubat tarihlerinde Orlando, Florida'da düzenlenen 2020 ASHRAE Kış Konferansı sırasında kabul edilecektir . Kış Konferansı, Orange County Kongre Merkezi'nde 3-5 Şubat'ta gerçekleşecek olan ASHRAE ortak sponsoru olan AHR Expo ile birlikte düzenleniyor. Öğrenci Tasarım Yarışması kazananlarının tam listesi için ashrae.org'daki Yarışmalar sayfasını ziyaret edin.    

E-bülten için aşağıdaki bilgileri doldurmanız yeterli.

Giriş Yap

Şifremi Unuttum Kayıt Ol

Kayıt Ol

Şifremi Unuttum