Konya’ya olan vefa borcu sebebiyle kente ilaç fabrikası kurarak, bölgenin kalkınmasını destekleyen onursal lider Mustafa Öncel ile başlayan üretim sürecine ait konuşan Selçuklu Holding İdare Konseyi Üyesi ve İLKO İlaç Genel Müdürü Hatice Öncel, “Ülkemizdeki tüm üretim merkezlerinin İstanbul ve etrafına yapılması, Anadolu ve Doğu’nun ekonomik kalkınmasına da mahzur oluyor. Kurucumuz Mustafa Öncel, 50 yılı geçkin bir vakitte, Konya’nın kendisine kattıkları sebebiyle kentte bir üretim merkezi açmaya karar vermiş ve istihdamı, kalkınmayı desteklemiştir. Artık bu vazifesi bizler devraldık ve Konya’nın daha da büyümesi için yatırımlarımıza devam ediyoruz” dedi. Tüketici sıhhatine silusyum dahil edildi Küresel rekabette öncü şirket olmayı hedeflediklerini belirten Hatice Öncel, “Geniş eser portföyümüzün yanı sıra biyoteknoloji alanında ağır çalışmalarımız bulunuyor. Biyoteknolojide Türkiye’de birinci ve tek hücre çizgisi platformuna sahip firma olduğumuzu bilhassa belirtmek isterim. Rekombinant DNA teknolojisini araç olarak kullandığımız bu çalışmalarda birinci kademede kanser ve kansere bağlı hastalıklara yönelik olarak biyoteknolojik eserler geliştirme maksadıyla çalışıyoruz. Yeniden yaptığımız son yatırım ile Türkiye’de üretimi epey az ve geliştirilmesi sıkıntı olan High Potent ilaçların üretimine yönelik yeni bir üretim ünitemizi de yakında hayata geçiriyoruz. Burada da birinci etapta yüklü olarak onkoloji ve ender hastalıklara yönelik eserler üretilecek” bilgisini vererek şöyle devam etti: “Ortadoğu, Balkanlar, Uzakdoğu, Afrika ve Latin Amerika bölgelerinde 25’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Şu an için yeni amacımız ise Rus pazarı. Görüşmelerimiz var ve yakın vakitte Rusya’da ihracata başlayarak orada da büyümeye devam edeceğiz.” Türkiye’nin Ar-Ge’ye en çok yatırım yapan birinci 10 ilaç şirketi ortasında olan İLKO İlaç’ın bugüne kadar Ar-Ge’ye yaptığı yatırım bedeli 52 milyon euro olan şirket, 2016 yılında Wellcare markasıyla tüketici sıhhati alanına giriş yaptı. İLKO İlaç yeni eser kümesi Wellcare Collagen Beauty Boost’ta ise oksijenden sonra tabiatta en fazla bulunan 2’nci element silusyumu içeriğe dahil etti. Kaynak: Basın Bültreni
Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Muğla Ticaret Borsası'nın kuruluşu için imzaları attığı Gıda Analiz Laboratuvarı; Üretilen tüm mamul, yarı mamul, hammadde gıda ürünlerinin kalite kriterlerinin belirlenmesi, yenilikçi ürün geliştirmek için Ar-Ge çalışmalarının gerçekleştirilmesi, kalitesi belirlenmiş ürünlerin pazar imkanlarının arttırılması amacıyla kuruluyor. Zeytinyağı ve bal konusunda Türkiye’nin en iddialı kenti olan Muğla’da kurulumu devam eden Gıda Analiz Laboratuvarı bu ürünlerin dışında diğer gıdaların analizleri ile de üreticinin ve tüketicinin yanında olacak. Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Muğla Ticaret Borsası işbirliği ile Muğla Ticaret Borsası hizmet binası 2. katında yapımı devam eden Gıda Analiz Laboratuvarı’nın analitik cihazların alımı gerçekleştirildi. Kısa sürede faaliyete alınması planlanan laboratuvarda ilk başta bal ve zeytinyağı analizleri yapılacak. Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Muğla Ticaret Borsası işbirliği ile kurulacak olan Gıda Analiz Laboratuvarı yaklaşık 50 milyon TL’ye mal olacak. Kaynak: Basın Bülteni
Firmadan yapılan açıklamada, yeni bulguların düzenleyici kurumlarla paylaşıldığı ve akademik değerlendirme için bilimsel yayına sunulduğu bildirildi. İlaç ve biyoteknoloji firması Moderna, yüksek mutasyona uğramış BA.2.86 alt değişkenine karşı güncellediği Covid-19 aşısının etkili olabileceğini duyurdu. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli firma, güncellediği aşının son dönemde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Amerikan Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi (CDC) tarafından takibe alınan BA.2.86 mutasyonunu etkisizleştiren antikorları 8,7 kat arttırdığını açıkladı. Güncellenmiş aşı ne zaman hazır olacak? Firmadan yapılan açıklamada, yeni bulguların düzenleyici kurumlarla paylaşıldığı ve akademik değerlendirme için bilimsel yayına sunulduğu bildirildi. Henüz Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi'nin onayını almayan aşının bu ay sonu ya da ekim ayının başlarında hazır olması bekleniyor. Kaynak: Haber Bülteni
Araştırmacılar, yaşamın en erken evrelerindeki temel özelliklerin çoğuna sahip, gerçek insan embriyolarına benzeyen, sentetik (yapay) embriyo benzeri yapılar oluşturmak üzere büyük bir adım attı. İsrail'deki Weizmann Enstitüsünden araştırmacılar yeni bir çalışmada, insan embriyonik kök hücrelerini kullanan yakın tarihli bir çalışmayı referans alarak, şimdiye kadar üretilen en eksiksiz embriyoyu geliştirmeyi başardı. İspanya'nın Barselona şehrindeki Pompeu Fabra Üniversitesinden Profesör Alfonso Martinez Arias, "Bu, insana ait gelişim araştırmaları için yeni yollar arayan dönüm noktası niteliğinde bir çalışmadır" dedi. Öte yandan, bilim insanları laboratuvarda geliştirilen insan embriyoları neyi hedeflediklerini de açıklıyor. Araştırmanın amacı, yapay bir yaşamı mümkün kılmaya çalışmak değil, amaç embriyoların gelişimi hakkında daha fazla bilgi elde edebilmek. Londra'daki Francis Crick Enstitüsünden Dr. James Briscoe, araştırmanın "birçok hamileliğin başarısız olduğu ve şimdiye kadar incelenmesi gerçekten zor olan insani gelişim dönemine bir pencere açmaya yönelik bir adım" olduğunu söyledi. YAPAY İNSAN EMBRİYOLARI NASIL GELİŞTİRİLDİ? Çalışmada araştırmacılar, bağışlanan insan embriyolarından alınan kök hücreleri kullandı ve bunlar daha sonra kimyasallar ile 'uyarılarak' tam gelişmiş bir insanın tüm doku ve organlarını oluşturan erken embriyonun dört temel hücre tipine dönüştü. Önceki deneylerde benzer embriyolar üretilmişti ancak bunlar gerçek embriyolarda bulunanla aynı sayıda doku türü ve organizasyon düzeyinden yoksundu. En önemlisi, plasentayı oluşturan hücreler gibi 'ekstraembriyonik' dokulardan yoksundu. Kaynak: Basın Bülteni
Biyoteknoloji girişimi Star Therapeutics, 90 milyon dolar yatırım aldı. C serisi yatırım turu, Sofinnova Investments tarafından yönetildi. ABD merkezli şirketin yatırım turuna Qatar Investment Authority, Catalio Capital Management, Agent Capital, Soleus Capital, NYBC Ventures, Westlake Village BioPartners, OrbiMed, Redmile Group, RA Capital Management, New Leaf Venture Partners, Cormorant Asset Management ve Cowen Healthcare Investments katıldı. C serisi ile birlikte şirketin toplam yatırım miktarı 190 milyon dolara yükseldi. Star Therapeutics, 2018 yılında Adam Rosenthal tarafından faaliyete geçti. Star Therapeutics, sağlık sektöründe yenilik ve tedavi seçenekleri sunmayı hedefliyor. Şirket, özellikle nadir görülen veya tedavisi zor hastalıklara odaklanarak bu hastalar için yeni tedavi seçenekleri sunma potansiyeline sahip. Şirket, antikor terapileri konusunda çalışmalar yapıyor. Antikor terapileri, çeşitli hastalıkları tedavi etmek veya önlemek amacıyla kullanılan biyolojik ilaçlar olarak tanımlanıyor. Bu da hastaların daha hızlı erişim sağlamalarını ve daha etkili tedavilere erişebilmelerini sağlıyor. VGA039 adlı bir antikor terapisi, Von Willebrand hastalığını tedavi etmeye odaklanıyor. Star Therapeutics, sadece mevcut tedavileri geliştirmekle kalmayıp aynı zamanda yeni ve etkili tedavilerin geliştirilmesine odaklanmak için biyoteknoloji şirketleri oluşturuyor ve bunları destekliyor. Nadir hastalıkların önemli bir kısmı kesin tedavisi yok. Çünkü bu tür hastalıkların kökeni, nedeni, doğal seyri ve epidemiyolojik verileri büyük değişiklik sergilerken bazı hastalıklar için bu en temel bilgiler sınırlı. Bu yüzden şirketin geliştirdiği teknoloji önemli bir potansiyel barındırıyor. Kaynak: Basın Bülteni
TÜBİTAK'ın 2023 yılı araştırma projeleri destek programı kapsamında, temel bilimler, uygulamalı bilimler, sosyal bilimler ve mühendislik alanlarında toplam 1 milyar TL'lik bir bütçe ayrıldı. Bu bütçe ile, üniversiteler, araştırma merkezleri ve özel sektördeki kuruluşlar tarafından yürütülecek olan araştırma projelerine destek sağlanacak. TÜBİTAK'ın 2023 yılı araştırma projeleri destek programı kapsamında desteklenecek olan araştırma konuları arasında, yenilenebilir enerji, nanoteknoloji, yapay zeka, biyoteknoloji, sağlık, çevre, eğitim ve savunma gibi alanlar yer alıyor. TÜBİTAK, araştırma projeleri destek programına başvuru yapacak olan kuruluşlardan, projelerin bilimsel ve teknik açıdan yüksek kalitede olmasını, Türkiye'nin kalkınmasına katkı sağlayacak nitelikte olmasını ve toplumsal fayda sağlamasını bekliyor. TÜBİTAK'ın 2023 yılı araştırma projeleri destek programı için başvurular, 15 Ekim 2023 tarihine kadar gerçekleştirilebilecek. Kaynak: Basın Bülteni
İTÜ Çekirdek Ön Kuluçka Merkezi hızlandırma programına kabul alan Crop Genius firması mühendisleri, tarımda bitki ve ağaçlara zarar veren böcekleri ilaçsız yok etmek için geliştirdikleri ürünlerini, AA'nın 8. kez global iletişim ortağı olduğu, dünyanın en büyük uzay, havacılık ve teknoloji festivali TEKNOFEST'te sergiledi. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Mühendisliği öğrencisi ve Crop Genius Kurucusu Selman Canlı, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, ailesinin çiftçilikle uğraştığını ve üretim yaptıkları bir dönem tarlalarına dadanan zararlıdan dolayı büyük zarara uğradıklarını anlattı. Bu sebeple zararlıları sürekli olarak tarladan uzak tutmaya yönelik fikirler düşünmeye başladığını belirten Canlı, üniversitede ziraat mühendisliği okumaya bu nedenle karar verdiğini söyledi. Canlı, ürünleriyle tarımda ilaçlamayı ortadan kaldırmayı hedeflediklerini belirterek "Organik ve katma değerli ürünler üreterek ihracatta tarımın payını artırmayı amaçlıyoruz. Kendimiz de üretim yaptığımız için ürettiğimiz ürünlerdeki ilaç miktarını azaltarak ihracatta, sınırda herhangi bir engele takılmadan doğrudan yüksek katma değerli ürünleri pazara sunmayı amaçlıyoruz." dedi. "Polenleme yapan yararlı canlılara zarar vermiyor" Geliştirdikleri cihazın çalışma mekanizmasına ilişkin de bilgi veren Canlı, şunları kaydetti: "Ürünün merkezinde bulunan feromon yani eşey salgı kokularını patentini aldığımız ultrasonik ses dalgaları ve ultraviyole dalgalarla taklit ederek zararlıları doğrudan ürünün merkezine çekiyoruz. Daha sonra bu zararlıları fan yardımıyla ürünün içinde bulunan torbaya çekiyoruz. Ürün gece saat 2'den gündüz güneş doğana kadar çalışıyor. Böylece gündüz vakti polenleme (tozlaşma) yapan yararlı canlılara zarar vermiyor. Bu konuda herhangi bir endişemiz yok. Bizim ürünümüz özelikle çiçekten meyveye geçiş döneminde etkili oluyor. Yani polenleme bittikten sonra aktif olarak kullanılıyor." Seri üretime geçmeyi hedefliyor Canlı, ürünün İzmir Agroexpo Tarım Fuarı'nda Girişim Özel Ödülü aldığını belirterek kendilerine 1300'den fazla ön sipariş geldiğini söyledi. Tarım alanının büyüklüğüne göre ürünün kapasitesinin de artırılabileceğini ifade eden Canlı, gelecek aylarda seri üretime geçmeyi istediklerinin altını çizdi. Canlı, tarımsal üretimi katma değerli hale getirmeyi hedeflediklerini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Odaklandığımız nokta organik tarım. Tohumdan meyveye kadar olan süreçte birtakım kimyasal ilaçlar kullanılıyor. 1 litre kimyasal ilaç ortalama 4 ton suya karıştırılarak toprağa veriliyor. Biz bu ürünle kullanımına engel olduğumuz her 1 litre kimyasal ilaç için 4 tona kadar su tasarrufu sağlıyoruz. Bu da organik tarımla birlikte çiftçinin girdi maliyetini düşürerek ülke hedeflerimize yönelik ürünler geliştirmenin önünü açıyoruz." Kaynak: Basın Bülteni
Yarı iletken çip sektörü Türkiye için fırsat olabilir. Yongatek Microelectronics Genel Müdürü Ali Baran, 8'inci kez global iletişim ortağı olduğu dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST'te, açıklamalarda bulundu. Kovid-19 salgınından sonra çip tedariki konusunda küresel ölçekte bir krizle karşılaşıldığına dikkati çeken Baran, şu ifadeleri kullandı: "Esasında bu krizin sebebi ABD ile Çin arasındaki çip üretim rekabeti. Biz bu krizin başında olduğumuzu düşünüyoruz. ABD'deki çok önemli şirketlerin CEO'ları 21. yüzyılda petrolün yerini çipin alacağını söylüyor. Bu esasında dünyanın bundan sonraki dönemde çip konusuyla şekilleneceği anlamına geliyor. Biz de bu konuyu Türkiye açısından bir fırsat olarak değerlendiriyoruz." Yerli üretim çip modeli ‘Kırmık’ Yerli üretim çip "Kırmık" hakkında da konuşan Baran, bunun ürettikleri ilk çip olduğunu, çipin, görüntü işlemlerinin olduğu her yerde kullanabileceğini anlattı. Baran, asıl piyasa hedeflerinin görüntü sistemleri olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Çip, görüntüyü sensörlerden aldıktan sonra düzgün şekilde gösterilmesi, sıkıştırılması, başka bir yere aktarılmasının tamamını destekleyecek akıllı şehirler gittikçe hayatımızın bir parçası haline geliyor. Artık her yerde kameralar var. Kameralardan görüntüleri büyük disklerde saklamak değil, işlemek ve işlenmiş görüntüyü değerlendirmek çok daha önemli bir hale geliyor." Kırmık 2.0'ın seri üretime geçeceğini ve küresel piyasada yalnızca 3-4 benzer nitelikte model olduğunu vurgulayan Baran, söz konusu çipin, çok yüksek bir oranda video sıkıştırmayla yapay zeka algoritmalarını destekleyebilen bir model olduğunu dile getirdi. Baran, Türkiye'nin dışa bağımlı olduğu nadir sektörlerden çip sektöründe tedarikçi konumuna erişmeyi hedeflediklerini ifade ederek, şöyle konuştu: "Türkiye çip problemini henüz çözmedi ama çözülemeyecek bir problem değil. Gençlerimizle, üniversitelerimizle, sanayicilerimizle birlikte çalışmamız gerekiyor. TEKNOFEST bu açıdan çok önemli bir fırsat olacak. İnanıyorum ki 5-10 yıl içinde Türkiye, yeni oluşturulan yarı iletken çip sektöründe anahtar ülkelerden birisi olacak. İnancımız tam. Ülkemizin kendine özgü, çok fazla öne çıkan kuvvetli yanları var. Birincisi çok önemli bir genç nüfusa sahibiz, ikincisi çok kaliteli iş yapabilen sanayicilerimiz ve altyapılarımız var. Onun için biz Türkiye'nin stratejik bir planla 5-10 yıl içinde yeni oluşacak yarı iletken sektöründe çok önemli bir oyuncu haline geleceğine inanıyoruz." Kaybak: Basın Bülteni
Dubai şehrinin, sağlık hizmetlerinin ve önlemenin geliştirilmesine katkıda bulunan ve BAE'nin bilimsel yeniliklerin ve bilgi alışverişinin merkezi olma yönündeki kararlılığını güçlendiren bu prestijli zirveye ev sahipliği yapması tarihi bir kilometre taşıdır. Bu zirve, Hoşgörü ve Birlikte Yaşam Bakanı ve BAE Genetik Hastalıklar Derneği Başkanı Şeyh Nehyan bin Mübarek El Nehyan'ın himayesinde düzenleniyor. Uluslararası konferans, BAE Genetik Hastalıklar Derneği, Suudi Klinik Kimya Derneği ve Arap Klinik Biyoloji Federasyonu'nun işbirliğiyle gerçekleştiriliyor. Konferans kapılarını 26-30 Mayıs 2024 tarihleri arasında açacak. Organizatörler, 2023'te İtalya'da düzenlenen önceki baskıya dayanarak, etkinliğe katılmak üzere 11.000'den fazla bilim insanını ve uzman doktoru BAE'ye davet etmeyi bekliyor. 4 gün sürecek konferans, bilgi alışverişi, bilimsel araştırma ve klinik kimya ve laboratuvar tıbbındaki en son gelişmelere ilişkin tartışmalar için fırsatlar sunan çok sayıda forum ve oturuma ev sahipliği yapacak. Örgütün Başkanı Profesör Khosrow Adli, "Uluslararası Klinik Kimya ve Laboratuvar Tıbbı Konferansı, Körfez'deki tüm bilim adamlarını ve araştırmacıları ağırlıyor ve diğer Arap ülkelerinden ve Afrika, Avrupa, Kuzey Amerika, Orta/Güney Amerika, Asya ve Pasifik bölgesiden tüm üyelere katılım fırsatı sunuyor. Bu konferans dünyadaki en başarılı konferanslardan biridir." dedi. Suudi Klinik Kimya Derneği'nin resmi temsilcisi Dr. Anwar Burai, "26. Uluslararası Klinik Kimya ve Laboratuvar Tıbbı Konferansı, 1954'teki başlangıcından bu yana ilk kez Arap dünyasında düzenlenecek olması nedeniyle olağanüstü olacak. 17. Arap Birliği Biyolojik Bilimler Konferansı, Suudi Klinik Kimya Derneği'nin 10. yıllık toplantısı ve Emirlik Genetik Hastalıklar Derneği'nin 8. Uluslararası Genetik Bozukluklar Konferansı ile birlikte ev sahipliği yapacak." dedi. Emirlik Genetik Hastalıklar Derneği ve Şeyh Zayed Genetik Araştırma Merkezi'nin kurucusu Dr. Meryem bin Matar, "Konferans programı, hasta tıbbi sistemini, genç topluluklarımızın özel ihtiyaçlarına uygun olarak, hastalıkların erken önlenmesine ve refahına hitap eden bir sağlık sistemine dönüştürmeyi amaçlayan yenilikçi ve teşvik edici tartışmaların benzersiz bir versiyonu olacak. Program, Suudi Klinik Kimya Derneği'nden, Arap Federasyonu'ndan, organizasyonun yerel ekibinden ve Emirlik Genetik Hastalıklar Derneği'nin bilimsel konseyinden meslektaşlarımızın liderliğinde geliştirildi." dedi. Dubai Ekonomi ve Turizm Departmanı Genel Müdürü Hilal Said El Marri, "Dubai'nin 2024 Dünya Klinik Kimya ve Laboratuvar Tıbbı Zirvesi'ne ev sahipliği yapması, Dubai'ye duyulan güvenin ve onun büyük etkinliklere ev sahipliği yapma konusundaki muazzam kapasitesinin kanıtıdır. Dubai'yi küresel etkinliklere ev sahipliği yapmak, bilgi paylaşımını, deneyim alışverişini, becerileri geliştirmek ve ilişkileri güçlendirmek yoluyla bilgiye dayalı ekonomiyi geliştirmek için ana destinasyon olarak kurma kararlılığımızı güçlendiriyor." "Vizyoner liderliğimizin iddialı hedefleri ve Dubai'nin Ekonomik Gündemi D33'ün hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığımız çerçevesinde Dubai, ticaret, iş, inovasyon, yetenek çekme ve yatırım için küresel bir merkez olma çabalarını sürdürüyor. Kuşkusuz, bu önemli küresel zirvenin katılımcıları, büyük pazarlara yakın küresel bir şehirde olağanüstü bir edisyona katılacak." dedi. Bu toplantılar bilgi alışverişi, bilimsel araştırma ve klinik kimya ve laboratuvar tıbbındaki en son gelişmelere ilişkin tartışmalar için bir fırsat sağlayacaktır. Bu, çağın kalbine kollarını açarak adım atmaya, sağlık hizmetlerinin ve önlemenin geliştirilmesine katkıda bulunan her şeye ev sahipliği yapmaya hazır bir şehir olan Dubai tarafından üstlenilen bir girişimdir. Kaynak: Basın Bülteni
Aşılar ve terapötik ürünler geliştiren Innovac Therapeutics, 18 milyon dolar yatırım aldı. ABD merkezli şirketin seri A öncesi yatırım turuna TG Sino-Dragon Fonu, Yunion Healthcare Ventures, Vision Plus Capital ve Elikon Venture katıldı. Yatırım turunun ardından David Bernstein, Shan Lu ve Elaine Mardis'in Innovac Therapeutics'in bilimsel danışma kurulunda yer alacakları açıklandı. Yeni yatırımın ise Ar-Ge çalışmalarında kullanılacağı ifade edildi. Innovac Therapeutics, 2022 yılında Michael Zhang, Hang Yuan ve Nicholas Valiante tarafından faaliyete geçti. Şirket, mRNA teknoloji platformlarını kullanarak aşı ve terapötik ürünler geliştiren bir biyoteknoloji girişimi olarak konumlanıyor. mRNA teknolojisi, genetik bilgiyi taşıyan RNA moleküllerini kullanarak vücudu hastalıklara karşı savunmaya yönlendiren yenilikçi tedavilerin ve aşıların geliştirilmesine imkan tanıyan bir teknoloji olarak biliniyor. Innovac Therapeutics, bu teknolojiyi kullanarak kanser (onkoloji) ve bulaşıcı hastalıklar gibi tıbbi sorunların üstesinden gelmeyi hedefliyor. Çünkü mRNA, hızla adapte edilebilen ve özelleştirilebilen tedavilerin ve aşıların geliştirilmesine olanak tanıyor. Hızla yayılan hastalıklara ve kanser gibi karmaşık sağlık sorunlarına daha hızlı ve etkili müdahale edilmesini sağlıyor. COVID-19 salgını sonrasında mRNA teknolojisi, özellikle aşı geliştirme alanında büyük bir öneme sahip oldu. COVID-19 aşıları, mRNA teknolojisini kullanarak hızlı bir şekilde geliştirildi ve birçok ülkede yaygın bir şekilde dağıtıldı. Ancak mRNA teknolojisi sadece COVID-19'a karşı değil, aynı zamanda diğer bulaşıcı hastalıklara ve hatta kanser gibi kronik hastalıklara karşı potansiyel tedavilerin geliştirilmesinde de büyük bir potansiyele sahip. Kaynak : Basın Bülteni
Ankara'da ilk kez gerçekleştirilen ve 5 gün süren dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'te ziyaretçi sayısı 943 bin oldu. Festival, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3) ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yürütücülüğünde Etimesgut Havaalanı'nda 30 Ağustos-3 Eylül tarihlerinde gerçekleştirildi. TEKNOFEST yönetiminden yapılan açıklamaya göre, Anadolu Ajansının (AA) 8. kez global iletişim ortağı olduğu dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'i 943 bin kişi ziyaret etti. Etkinlikler yoğun ilgi gördü Tam bağımsız bir Türkiye için "Milli Teknoloji Hamlesi" vizyonuyla milyonları kucaklayıp bir araya getiren TEKNOFEST Ankara, coşkuyu ve heyecanı yine göklere taşıdı. Türk Yıldızları, SOLOTÜRK, HÜRKUŞ, GÖKBEY, AKSUNGUR, Bayraktar TB2, Jandarma Çelik Kanatlar, Akıncı, ATAK Helikopteri ve ANKA etkinlik süresince gösteri yaptı. Kaynak : Basın Bülteni
NASA’nın Artemis Programı kapsamında 2030 civarında Ay’da bir üs kurulması hedefleniyor. Galler’deki Bangor Üniversitesi’nden bilim insanları, üste yaşamı mümkün kılmak için haşhaş tohumu kadar küçük nükleer hücreler geliştirdi. Üniversitenin Rolls Royce, İngiltere Uzay Ajansı ve ABD’deki Los Alamos Ulusal Laboratuvarı ortaklığında geliştirdiği teknoloji, bütün nükleer enerji santralinin bir araba boyutunda olmasını sağlıyor. Mars’a yolculukta da bir durak olarak kullanılabilecek Ay, modern teknolojiler için gerekli pek çok kaynağa sahip. Bu kaynakların yerinde kullanımı, oradan diğer gezegenlere gitmeyi daha kolay kılabilir. Prof. Middleburgh, önümüzdeki aylarda nükleer yakıtı her yönden testlere tabi tutacaklarını söyledi. Ay’da atmosfer olmadığı için hava sıcaklığı -248 dereceye kadar düşüyor. Üniversitenin geliştirdiği ve Trisofuel adlı nükleer yakıt, Rolls Royce’un üreteceği mikro nükleer santralde kullanılacak. Prof. Middleburgh, bu santralin bir rokete yüklenerek Ay’a götürülmesinin mümkün olduğunu söyledi. Santralin uzay yolcuğundaki basınç, sarsıntı ve ivme etkilerinden nasıl etkileneceği, önümüzdeki süreçte yapılan testlerle anlaşılacak. Bangor Üniversitesi’nden başka bir ekip ise uzay roketleri için nükleer itki kaynakları geliştiriyor. Ekibin başındaki Dr. Phylis Makurunje, yeni sistemlerinin çok güçlü bir itki sağladığını ve mevcut teknolojilerle 9 aydan uzun olan Mars yolculuğunun böylece 6 aya ineceğini açıkladı. Kaynak : Basın Bülteni